💜 BÖLÜM 16 💜

61.2K 2.6K 485
                                    


Kim o, deme boşu boşuna.
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına,
Baştan başa sen.

-Özdemir Asaf

••

Yeni güne gözlerimi aralarken bedenimi sıkı sıkıya saran bir kol, hareket alanımı oldukça kısıtlıyordu. Haziran ayının buradaki sıcağını hesaba kattığımda ise erimek için çok uygun bir pozisyondaydım.

"Araaff, hayatıım!"

"Hı?"

Gözlerini açmadan uyku arası bir tepki vermişti kocam bana. Bu sırada kolunda en ufak bir gevşeme hareketi olmamıştı elbette.

"Biraz kolunu gevşetsen de rahat nefes mi alsam diyorum?"

"Senin nefesin benim zaten hayatım." diyerek kolunu gevşetmiş ve yüzünü bana dönmüştü.

Kaç gündür beynen çok fazla yoruluyor ve uykusuz kalıyordu. Gece yarısı uyandığımda onu bazen camın önünde dikilirken görüyordum. Hem Berfu hem Cihan onun canından parçalardı. Berdel hükmü verilmiş olsa da düğüne kadar rahat uyumayacağını çok iyi biliyordum. O yüzden bu 3 günün biran önce geçip bitmesini istiyordum.

"Hale'yi arayacağım. Hem kınaya hem düğüne gelir, kızlar da istiyorlar gelmesini."

"Çok iyi düşünmüşsünüz. Biletini ayarlayalım hemen."

Yanağına bir öpücük bırakarak yataktan çıkmış ve üzerime rahat bir şeyler geçirmiştim. Kızlar ile alışverişte rahat etmek istiyordum. Üzerimi giyindikten sonra ise Hale'yi aramak olmuştu ilk işim. Ceren'i yalnız bırakmak konusunda ikilemde kalmıştı fakat Ceren, annesini çağıracağını söylediğinde sevinçle geleceğini söylemişti.

Birlikte kahvaltıya indiğimizde herkesin neşesinin yavaş yavaş yerine geldiğini görmüştüm. Üzerimizdeki kara bulutlar birer birer kayboluyor ve konak eski neşesine kavuşuyordu.
Kahvaltının ardından müsade isteyerek çarşıya çıkacağımızı söylemiştik. Araf işe geçerken Elif, Rana ve beni bırakacaktı. Berfu'nun da gelmesini istemiştim ama konaktakiler, onun çıkamayacağını söylediğinde daha fazla diretememiştim.

Elif ve Rana arkaya binerken bende kocamın yanındaki yerimi almıştım. Bedenimi ise biraz arkaya çevirerek kızlara dönmüş ve neler bakacağımızı konuşmaya başlamıştık. Naze annemin aldığı elbiseyi daha kimse görmemişti fakat her görenin bayılacağına emindim. Özellikle Araf'ın.
Bana yeşilin çok yakıştığını söylüyordu.

Aracın durması ile Araf'ın yanağına bir öpücük bırakarak indiğimde Rana ile gözgöze gelmiştim. Yaptığımı ayıplar gibi baksa da çok üzerinde durmamıştım. Yanımızda büyüklerim olsaydı bu elbette yapacağım bir davranış değildi fakat şimdi ayıplanacak bir şey yoktu.
Düşüncelerimi dağıtarak Elif'in koluna girmiş ve mağazaları dolaşmaya başlamıştık. Rana, alışverişe daha meraklı ve yatkın bir kızdı. Hangi mağazada neler bulabileceğini iyi biliyor ve bize öncülük ediyordu.

Girdiğimiz mağazanın birinde o kafasına göre bir şeyler bakarken bende Elif için askılara göz gezdiriyordum. İnce uzun bir fiziği vardı, balık modeli rahatlıkla taşıyabilirdi.
Elime aldığım gece mavisi, parıltılı elbiseyi Elif'e gösterdiğimde onun da beğeni ile süzdüğünü görmüş ve mutlu olmuştum. Görevli bayana elbiseyi teslim edip Elif'i de kabine göndermiştim.

Kabinlerin karşısındaki koltuklara oturarak kendimi tam olarak hanımağa moduna almıştım. İçten içe bu düşünceme gülerken karşı kabinden ilk olarak siyah, uzun elbisesi ile Rana çıkmıştı. Esmer teni ve siyah saçları ile büyük bir uyum içerisinde görünse de bana daha farklı görünüyordu.
Rana da hep bir sinsilik seziyordum ya da bana önyargılarım bundan yanaydı. Tehlikeli bir kadın gibiydi ve şimdi içerisinde bulunduğu elbise ile bu yönden tamamlanmış duruyordu.
Düşüncelerimden dolayı kendime kızarak dikkatimi tamamen Rana'ya vermiştim.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now