💜 BÖLÜM 6 💜

110K 4.3K 1.2K
                                    

'Bana bir kahve borcunuz var, Aydeniz Hanım!'

Benden atak gelmeyeceğini anlayan Hale, kolumdan tutarak odama kadar götürmüştü beni. Bense hala aval aval bakmakla meşguldüm.

"Aydeniz! Kendinde misin acaba? İki saattir adamın önünde bornozla dikilip duruyorsun!"

"Ha-hale! O Araf mıydı?"

Hale şaşkınlığını attıktan sonra küçük bir kahkaha atmıştı.

"Şimdi anlıyorum bu hallerini. Tabi hayallerini kurduğun herifi evinde görmek şaşırttı seni değil mi? Haydi oyalanma da giyin hemen! Bir kahve içmeye gelmemiştir herhalde. Neden geldi çatlayacağım artık!"

Hale'nin odamdan çıkması ile dolabın önüne geçip ne giyeceğimi seçmeye başlamıştım. Hiçbir zaman kıyafet konusunda sıkıntı yaşamayan ben, şimdi ne giyeceğime kadar veremiyordum. Onu gördüğüm zaman heyecanım neden bu kadar artıyordu anlamıyordum.
En sonunda siyah, kolları dirseğimde, V yaka uzun triko elbisemi giymeye karar vermiştim. Islak saçlarımı da gelişigüzel bir topuz yapıp odamdan çıkmıştım nihayet.

Salona geçtiğimde oldukça utanıyordum. Önce kahve dökmüş sonra da bornozla çıkmıştım adamın karşısına. Gerçi onun da benim evimde ne işi varsa?!

"Ee.. hoşgeldiniz Araf Bey! Az önceki durum için kusura bakmayın. Geldiğinizden haberim yoktu!" dedim Hale'ye sitemkar bir bakış atarken.
Ne vardı yani banyodayken gelip uyarsaydı!

"Hoşbuldum!" dedi kibarca.
"Sorun değil, haber verecek vaktim olmadı. Sizler kusura bakmayın asıl!"

Oldukça kibar konuşsa da oturuşu, vücut hareketleri ile oldukça otoriter bir adam olduğu sinyalini veriyordu aslında.
Ve kahve döktüğüm güne inat, bugün gözlerini gözlerimden 1 saniye bile ayırmıyordu. Araf camın önündeki berjerde otururken bende Hale'nin yanına geçip oturmuştum. Meraklı gözlerle konuya girmesini bekliyorduk ikimizde.

"İşinizden memnun musunuz hanımlar?"

İş verenim bizden memnun olup olmadığımızı soruyordu. Herhalde 'hayır' deme seçeneğimiz olmasa gerekti.

"Memnunuz. Bu zamanda acemileri görmezden geliyor birçok işyeri fakat siz özellikle taze mezunları tercih ediyormuşsunuz. Zaten mezun olduğu gibi kendi mesleğine atılabilen çok az insan var artık."

"Ne mezunusuz?"

"Turizm ve Otelcilik!" dedim sevimlilikle.

İçten bir gülümseme bahşetmişti o anda bana. Eridiğimi hissediyordum sanki. Gülmek bir adama bu kadar fazla yakışmamalıydı! Bu çok büyük bir tehlike unsuruydu.

"Buraya anket yapmak için gelmemiştir umarım." demişti Hale bir ara kulağıma eğilerek. Cümlesi karşısında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken hafifçe dirseğimle karnına vurmuştum.

"Neden geldiğimi merak ettiğinizi biliyorum. Konuşacaklarım Aydeniz ile."

"Ben çıkabilirim isterseniz?" demişti Hale muzur bir ifade ile. Tabi onun bu fesatlığını yalnızca ben anlamıştım.

"Ayaküstü konuşulacak şeyler değil. İzin verirsen yarın gelip seni alayım, biraz konuşalım."

Herkülün İstanbul şubesi, yarın için benden randevu almak istiyordu resmen. Tüm kan yanaklarıma hücum ederken karşıdan nasıl göründüğümü merak ediyordum açıkçası.

"Ee, şey.. İşe gitmem gerekiyor ama."

"Yarın izin günün ya!" diyerek araya girmişti Hale.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now