❂ 15 | Çok Yaşa HYDRA!

3.7K 250 179
                                    

***

15

Çok Yaşa HYDRA!

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _

Benimle düşman olmak istemezsin. Düşmanın olursam bil ki benden öncekiler gibi başını kesmem.

Eylül 2015
Manhattan

_ _ _

Grant Douglas Ward'ın kirli sakalla örtülü çehresi, üzerindeki koyu renkli giysileri ve siyah deri ceketiyle birleştiğinde karşısındaki kadınlarda tam bir "kötü çocuk" imajı çiziyordu. Küçük yara izlerinin kusursuzluktan biraz uzaklaştırdığı bedeniyle gittiği her yerde bakışların üzerine dönmesine neden olsa da yürüyüşü bile onun ayaklı bir bela olduğunu belli ediyordu. Koyu kahverengi gözleri ise ayrı bir konuydu; eski ajanın gözlerinde içinin asla doldurulamayacağı karanlık kuyular gizliydi.

Karşısındaki ince bedeni incelediğini belli ederek gözlerini kısarken dudaklarına da bu andan keyif aldığını belli eden bir gülümseme yaydı Grant. Karşısında duran genç ve güzel kadını şaşırtma isteğinin başarısızlıkla sonuçlanması onu hüsrana uğratmamış, tam aksine hoşuna gitmişti. Birinin kendisini şaşırtması her zaman olan bir şey değildi, bu yüzden bu duygudan hoşlanırdı.

Bir de şu vardı ki Grant Ward, kendine güvenen kadınları oldum olası çekici bulmuştu. Selene Stark karşısında uyduruk şekilde topladığı yarı dağınık saçları, gri spor şortu ve kenarına bir düğüm attığı mavi Yankees tişörtüyle salaş bir izlenim çizse de dik duruşu, bakışlarındaki ukalalık ve dudaklarındaki alaycı kıvrım özgüveni konusunda yeterince şey anlatıyordu. Küçük dağları ben yarattım, demekten uzaktaydı; Everest'i oraya kim koydu sanıyorsunuz, diyordu.

"Ne diyebilirim ki?" Grant Ward kollarını iki yana açarak kadına doğru yürüdü. "Hayran kulübüm gün geçtikçe büyüyor."

"Benimkinin üyelerinden biri de karşımda duruyor," derken Selene tek kaşını kaldırdı.

Grant antreyi ayıran tek basamağı inerken gözlerini kadından ayırmadı. "Daha ilk dakikalarımız ama ortak noktalarımız ortaya çıkıyor. Birbirimiz için yaratılmış olmalıyız."

Bucky adamın konumunu değiştirmesiyle durduğu noktadan görüşünü düzeltmek için sadece başını çevirdi. Adamı dikkatle izlerken bakışları el eklemlerindeki yara izlerine odaklandı. Görüşünü netleştirmek için gözlerini kısarak incelediğinde izlerin en az üç-beş günlük olduğundan emin oldu.

Kadının sorumsuzluğuna kendi kendine bir kez daha sövse de bir başka yanı bu kadar söylenmesinin gereksizliğini ona hatırlattı. Netice de Selene Stark, sadece yaşayanların değil, bu zamana kadar yaşamış insanların da en zekisiydi. O gezegenin en güçlü zırhını giyen kadındı; Lunarmor idi ve pek tabii kendini koruyabilirdi.

Bu saçma koruma güdüsü nereden çıkmıştı?

"Bu ilişki yürümez, Ward. Davul bile dengi dengine derler. Ben bir Yenilmez'im." Selene dudaklarını aşağı sarkıtırken hayır anlamında "cık-cık" sesi çıkarttı. "Sense SHIELD'in beşinci seviye ajanlarından birisin ki ben size çaylak demekten hoşlanıyorum."

PANDORA ║ StarkWhere stories live. Discover now