❂ 13 | Biyolojik Bir Unsur

3.6K 247 214
                                    


***

13

Biyolojik Bir Unsur

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _

Senin aksine amacım geçmişi düşünmek değil günü kurtarmak.

Eylül 2015
Yenilmezler Üssü

_ _ _

Steve Rogers, yıllardır aynı askeri kesimde kullandığı saçlarının ıslaklığını havluyla alırken ağır adımlarla odasının camına doğru yürüdü. Yenilmezler Üssü'nün devasa bahçesini izlerken rahatlamış kaslarının keyfini çıkarıyordu. Havaya bakılacak olursa dünden farkı olmayan bir gün yaşayacağını düşünüyordu. Soğuyan havaya rağmen idman yapan askerleri izlerken de kendini evinde hissediyordu.

Kendini hiçbir zaman bir yere ait hissedememiş bir adam için bu hissin güzelliği tarif edilemezdi.

Onu huzurlu düşüncelerinden çıkaran yarı mekanik yarı insansı bir sesti. "Yüzbaşı, Stark sizi garajda bekliyor."

"Haber verdiğin için sağ ol, Jocasta."

"Vazifem bu, efendim."

Steve kendi kendine güldü. "Ben teşekkür edeyim de."

Elindeki havluyu banyoya astıktan sonra dolabından bir tişört giyerek odasından çıktı. Koridorda gezinen gri robot süpürgenin yolunu değiştirişini izledi. Robot süpürgeler tüm gün üssün içinde kendi kendilerine geziniyor, şarjları azaldığı zaman da Sam'in tabiriyle orada burada uyuya kalmadan şarj noktalarına gidiyorlardı.

Kendi kendilerine iş yapan bu robot süpürgeler, teknolojinin gelişim hızının küçük bir örneğiydi ve bu gelişim hızı sadece Steve'in aklını başından alıyordu. Sanki süper asker Uzay Çağı'na yetişmeye çalıştıkça daha çok geriye gidiyordu ve bu durum, onu düşündüğünden daha çok sıkıntıya sokuyordu. Belki de sürekli yanında taşıdığı küçük kahverengi kaplı defterinden daha fazlasına ihtiyacı vardı.

Garaja girdiğinde savaş zamanlarındaki gibi kısa devre yaptırarak çalamayacağı araçların arasında simsiyah klasik motosikletini ve hemen dibinde duran genç kadını görünce dudakları aralandı. Selene, küçük adımlarla motosikletin yanında volta atıyordu. Gözleri çoğu zaman olduğu gibi cam tabletindeydi ve parmakları boş kalmanın kendilerine göre olmadığını belli ederek tabletin üzerinde hızla hareket ediyordu. Steve için bu artık alışılmış bir görüntüydü; Selene tableti, kulaklıkları ve kendi kahve kupasıyla adeta bir bütündü.

"Gerçekten bitirmiş olamazsın," dedi Steve şaşkın bir sesle. "Sadece üç gün oldu."

Selene başını tabletinden kaldırmadan cevap verdi. "Üzerine düşünce çok vakit alacak bir işi yoktu. Gerçek bir klasik."

Steve elini cilalı yüzeyde gezdirdi. "Klasik demek için şahide ihtiyacım olacak."

"Mükemmel birinin eli sayesinde." Selene keyifli bir gülümsemeyle adama parmaklarını gösterip elindeki bilekliği adama uzattı. "Uzaktan kontrol için buna ihtiyacın olacak. Akümülatörü baştan yapmak zorunda kaldım. Sensörleri yeniledim. Vibrasyon titreşimini azalttım. Turbo motorunu geliştirdim. Konvertör-"

PANDORA ║ StarkWhere stories live. Discover now