O sadece zırh giymiş dahi megalomandı, çoğu kişiye göre.
O tüm gezegenin kahramanıydı, çoğu kişiye göre.
O sadece kendisi için savaşmıştı, çoğu kişiye göre.
Oysa gerçek bambaşkaydı, o hiçbir zaman kendisi için savaşmamıştı.
Tony Stark, o hayatı boyu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❂
P A N D O R A
Daughter of Stark _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
❝ DAHİ, FUTURİST, VARİS VE STARK❞
❂
Ama bugün, işimi yapacağım. Seni koruyacağım, ne olursa olsun. Ve sen de Pandora'yı koruyacaksın. Seni 3000 kez seviyorum.
❂
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu Pandora'nın Kutusu, Selene."
İrileşerek, merakla açılmış çikolata kahvesi gözler sadece birkaç saniye önce adamın kucağına bıraktığı eski, antika işlemeli kutuya çevrilmişti. Anthony Edward Stark, yanında oturan aynı kanı taşıdığı ve tam üç saat önce beş yaşını doldurmuş küçük kızını pürdikkat izliyordu. Küçük kızın etrafındayken sanki biri zihninde bir düğmeye basıyor, onun en ufak hareketlerini bile zihnine kaydetmesini söylüyordu.
Bu aşk değilse, neydi?
Bir babanın, kızına duyduğu aşktan daha büyük bir aşk mümkün olabilir miydi?
Küçük kız, gür kahverengi saçlarını savurarak kendisinin aynısı gözlerle kendisine bakınca istemsizce gülümsedi. Çikolata kahvesi gözlerde okuyabildiği duygu ona kendi babası gibi olmadığını kanıtlıyordu. Bu gözler ona koşulsuz sevgiyle bakıyordu, hatta saf aşkla.
"Bu gerçek Pandora değil ama."
Tony, bu bilmiş sözler üzerine yüksek sesle güldü. Gülmeyeceğini hiç sandığı gibi güldü üstelik. Hiç kimse Tony Stark'ın bu şekilde güleceğini düşünmezdi ama oluyordu. Dış kabuk her zaman yanıltıcıydı. Doğal, içten, tasasız ve egosuzdu adamın yüzündeki gülüş. Sadece bir babanın kızına sunabileceği gülüşüydü.
