Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)

13. Bölüm

"ME-ME-ME-MEGFRELA MI?!"

Verdiğim tepkiyle tüm Seyrulela'yı yerinden sıçrattığıma emindim. Megfrela'ya nasıl ulaşmış olabilirlerdi?
"Yapılan eylemlerden bazıları Megfrela'ya ulaşılmaması adınaydı. Bazı kitleler ise tek çözümün bu olduğunu savunduğu için etik olmayan hareketin arkasındaydı. Az önceki eylemde ben de vardım ve seni oradayken gördüm. Senin hareketlerin o kadar garipti ki, hayalperest olan herkes oradaki garipliği fark edebilirdi. Verdiğin tepkiye göre Megfrela'dan haberdarsın. Dinliyorum..."

Mevköros bana söz hakkı tanımıştı. Hiç beklemeden söze girdim.

"Buraya gelmeden önce Megfrela'daydım. Hem bu gezegene hem de Megfrela'ya uzay gemisiyle gelmedim; bu gece sadece uyudum ve uyandığımda kendimi burada buldum, tıpkı Megfrela'daki gibi. Ancak uyandığımda, yanımda Megfrela'dan bir parça geldiğini gördüğümde olanların rüya olmadığına emin oldum."
"Buraya gelişinin de bir amacı olduğu netleşti. Güzel... Her şey yapacağın hamlelere bakıyor belki de. Umarım doğru hamleyi yaparsın. Çok hızlı sohbete girdiğimiz için halen senin ve gezegenin hakkında bilgi edinemedim. İsmin ne?"
"A-adım Doruk. Uzayın Doruk'u. Yaşadığım gezegenin adı ise Dünya; orası tıpkı burası gibi, tiplerimiz de birbirine oldukça benzer. Ancak Dünya çok daha büyük ve ülke denilen sınırlarla çevrili. Teknolojimiz daha gelişmiş gibi görünse de hiçbir dünya dışı medeniyetle iletişime geçemedik. Siz Megfrela'yı nasıl keşfettiniz?" Açıklamam gayet yerindeydi, Mevköros beni anlamışçasına başıyla onaylamıştı. Konuşmaya başlamadan önce yüzünde hafif bir tedirginlik sezdim.

"Megfrela bizi buldu. Işığı o kadar iyi kullanıyorlardı ki, bizim onları tespit etmemizi sağladılar. Gezegenlerinin koordinatlarını karşılıksız bir şekilde aktardılar. Bilimsel açıdan gelişimimiz bir yere kadar da olsa koordinatları algılayabildik. Sadece koordinatları değil, gezegenlerinin nasıl bir sisteme sahip olduğunu dahi çözebildik. Biliyor musun Doruk, Megfrela bize ulaşana kadar evrende yalnız olduğumuzu düşünüyorduk. Ama..." Sözünü keserek cümleye girmek zorunda kaldım.
"Mademki böyle bir adım attılar, neden endişeleniyorsunuz? Emin ol bu gezegen gördüklerimden ibaretse dünya daha tehlikeli bir yer."
"Hem öyle hem değil. Bu işle ilgilenenlerin iyi olduklarını düşünmüyoruz. Nüfusun aşırı yoğun olması gezegeni tam anlamıyla kurutuyor. Onlar Megfrela'dan yardım istemekle yetinmeyecek; farklı gezegenlere dağılmak için Megfrela'yı zorlayacak. Megfrela'da böyle bir teknoloji var mı peki?" Mevköros'un öfkesi, cümlesini bitirirken daha da yoğunlaşmıştı. Kaşlarımı kaldırarak sakin bir ses tonuna büründüm ve "Hayır, onlar sevgi ile gelişen bir medeniyet; kendi gezegenleri yeterli kalıyor. Size yardımcı olmak için ellerinden geleni yapacak kadar cömertler. Yine de işimizi şansa bırakamayız. Eğer Megfrela ile görüşmelerinde istedikleri sonuçları alamazlarsa ve onlara saldırmaya karar verirlerse hem buraya gelişimin hiçbir anlamı olmaz hem de benliğimi kaybederim. Buradayım, çözümü bulmadan da dünyaya dönmek dahi istemiyorum." Diyerek cümlemi tamamladım.

"Teşekkür ederim Doruk. Fakat Megfrela'ya gitmen gerekirse bunu uyuyarak yapabilirsin. Şu an tekrar uyuyarak bunu yapabilir misin?" diye sordu Mevköros. O çok zekiydi, bu yöntemi daha önce hiç denememiştim.
"Aslında buraya da bilinçsizce geldiğim için uyanık kalmaya çalışsam da uyusam da bu macerayı yaşayacağız. Fakat bahsettiğin yöntemi deneyeceğim."