7. Bölüm

39 9 1
                                    

Odaya girdiğimde, kendimi bir anda milyonlarca kilometre yüksekte, yıldızlararası seyahat yaparken bulduğuma emindim! "Uzayda mıyız, yoksa büyük bir illüzyonun içinde mi?" diye sorular yağdırmaya başladım. Odanın tüm duvarları yıldız görünümlü nesnelerle kaplıydı ve duvarların rengi simsiyahtı. Fakat yıldız görünümlü nesneler tıpkı gökyüzüne baktığımda gördüğüm yıldızlar gibi parlıyordu.
"Rüyada olduğunu söylememiş miydin, neden şaşırıyorsun?"
Muurik'in sorusunu duyduğumda, ister istemez kendimi yoklamaya başladım. Rüyadan uyanmak mı üzereydim? Yüz hatlarımın topyekûn değişmesi ile ikisi de beni sakinleştirmek için devreye girdi.
"Yanlış anlama lütfen. İlk kez gördüğümüz her şey düş gibi geliyor insana; buraya nasıl geldiğin konusunda sana yardımcı olmayı o kadar isterdim ki... Ama belki araştırmalarım sayesinde bir şeyler keşfedebiliriz!"
Muurik'in önerisi kulağa oldukça hoş geliyordu. Güneş orta büyüklükte bir yıldızdı, fakat yakın yıldız haritasına hakimdim ve birtakım bulgular elde edebilirdik.

"Bir teleskoba mı sahipsin? Uzayı nasıl keşfediyorsun?" diye sordum. İkulzar Muurik'ten önce söze girdi.
"Uzayı doğa sayesinde keşfediyor babam. Teleskop nedir? Eğer teleskop daha etkili ise her şeyi en detaylı şekilde öğrenmek isterim. Ne dersin baba?" İkulzar gerçekten heyecanlıydı, fakat benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu çünkü doğa ile uzayı keşfetmek çok daha eğlenceliydi.
"Mercek yardımıyla çok uzaktaki gök cisimlerini keşfedebildiğimiz bir alet. Dünya'da çok büyük gözlemevleri var ve yenilenen teknolojimiz sayesinde çok uzaktaki yıldız sistemlerini keşfetmeye başladık. Fakat gezegenleri matematiksel ve fiziksel hesaplamalar sonucu ile keşfedebiliyoruz."
Açıklamam ikisinde de merak uyandırmıştı. Anlattıklarım ile uyguladıkları sistemlerin farklı olduğu aşikârdı. Muurik bana, ne düşündüğümü tahmin edercesine emin bir şekilde bakmaya, ardından konuşmaya başladı.
"Megfrela'nın bir bütün olduğunu keşfettin sanırım. İşte bu felsefe sayesinde yakın çevremizi de keşfetmeyi başardık. Yılkapi'den doğan her ışının ulaştığı sistemlerden aldığı bilgiler, gezegenimize gelen diğer ışınlar sayesinde bize aktarılıyor. Şanslıydık ki bunu algılayacak düzeye ulaştık, fakat mesafeler ilerledikçe ışınlardan gelen bilgileri keşfetmekte zorlandığımız için büyük problemler yaşıyoruz. Işınlar arasında bir bütünlük olmasına rağmen uzayın zifiri karanlığı buna engel oluyor olabilir."

Muurik'in ne anlatmak istediğini tamamen idrak etsem de durumun hayret vericiliği karşısında kendime gelmekte zorlanmıştım. Teleskopa ihtiyaç duymadan evreni keşfetmeleri bizler için asrın icadı olabilirdi!
"Hadi, şansımızı deneyelim!" diyerek neşeli bir ruh haliyle sesini yükseltti İkulzar. Tebessüm ederek Muurik'e doğru yöneldim.
"Duvar bizim yakın çevremizin yıldız haritası. Gözüne tanıdık gelen yıldız toplulukları varsa oraya odaklan, belki bir şansımız olur."
Muurik'in önerisini dinleyip tüm odanın duvarlarını incelemeye başladım.

Gözüm Alpha Centauri A ve B ile görmek neredeyse imkânsız olan Proxima Centauri'yi, ardından Sirius'u aradı. Hepsine benzeyen yıldızlar gözüme iliştikçe, yıldızları elemekte zorlandığım gerçeğini idrak etmek motivasyonumu düşürüyordu. Evet, Güneş'e yakın yıldız haritasına hakimdim, fakat tüm yıldızların yerini en detaylı şekilde hatırlamak zordu. Benim uzaya tutkum bilimsel değil, felsefiydi ve bu yüzden detaylı konulara odaklanmakta zorlanıyordum. Yine de elimden geleni yapmıştım.
"Keşfettiğin bir gezegen var mı?" diye sordum yıldızları aramaya devam ederken.
"Sadece olasılık da olsa var." Heyecanlandığımı tüm Megfrela rahatlıkla görebilirdi. Muurik sözlerine devam etti.
"Işınların etki ettiği yıldızların enerjisi sayesinde o sistemde yaşam olup olmadığı hakkında öngörülerde bulunuyoruz. Şu yıldızlarda oldukça yoğun mesela..."
Muurik'in parmağıyla gösterdiği yerlerin aradığım yer ile uzaktan yakından ilgisi yoktu. Bu durum onları hüzünlendirmişti. Bu sırada çocukluğumda kurduğum sözler aklıma geldi, sözleri dün gibi hatırlıyordum.
"Gökyüzüne baktığımızda yüzlerce yıldız görsek de çok daha fazlası da orada. Hayal edebiliyorum!"
Bu söz, benim sadece uyuyarak kendimi Megfrela'da buluşumu özetliyordu aslında. Derin duygulara kapılmışken ikisinin de tıpkı benim gibi gülümsediğini ve umutla baktığını fark ettim.
"Hava kararmak üzere. Gideceğimi hissediyorum. Son bir soru sorabilir miyim?" Muurik ve İkulzar yoğun duygularla beni onayladı.
"Tüm evlerin bağlandığı merkez yapı ne işe yarıyor?"
"Hayatta kalmamıza..."

Bir anda yerimden sıçrayarak uyandım. İlk gece yaşadığım o tarifsiz hissin tam merkezindeydim ve bu sefer kendimi kontrol etmekte başarılı olmuştum. Maraton koşmuşçasına yorgun hissediyordum. Oda çok hafif aydınlıktı; sağ tarafımda bulunan sehpaya elimi atıp telefonuma baktığımda sabahın yedisi olduğunu gördüm. Sanırım buradaki saat ile orada geçirdiğim saat aşağı yukarı aynıydı. Sessizliğimi koruyarak herkesin uyanmasını beklemeye başladım, yaşadıklarımı başta Eda olmak üzere beni anlayabilecek herkese anlatmalıydım. 

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Место, где живут истории. Откройте их для себя