💜 BÖLÜM 19 💜

En başından başla
                                    

"Gözlerini kapat ve yalnızca ikimizin olduğunu hayal et."

Kulağıma fısıldadığı cümlelerden sonra etrafımızdaki insanların birer birer silindiklerini görmüştüm sanki. Beynimin bir oyunu da olsa, kendimi rahat hissetmemi sağlamıştı. Araf ustalıkla benimle dans ederken ona ayak uydurmakta zorlanmıyordum. Müziğin bitmesi ile gözlerimi açtığımda herkesin hayranlık ile bize baktığını görmüştüm. Alkışlar eşliğinde yerimize geçerken Araf bir saniye olsun bırakmamıştı elimi.

Gecenin ilerleyen vakitlerinde oldukça yorulmuştum. Sürekli Araf ile masaları dolaşmak, her bir insan ile teker teker tanışmak beni fazlasıyla yormuştu. Hale'nin gelememiş olması da hayal kırıklığım olmuştu gecede. Mardin dönüşü hasta olduğunu ve toparlanamadığını söylemişti. Gecenin bitmesi ile asansöre bindiğimizde topuklu ayakkabılarım üzerinde duracak dermanım kalmamıştı.
Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldığımda Araf çarpık bir gülüş bahşetmişti bana.

Cihan bizden az önce çıkmıştı odasına.
Onların odasına gidip gitmeme konusunda kararsızdım fakat Araf, sabahı beklememi söylemişti.
Üzerimi değişip kendimi yatağa attığımda ne ara uykuya daldığımı hatırlamıyordum.
Sabah uyanır uyanmaz üzerimi değiştirmiş ve Hesna'nın odasına gitmiştim. Vakit erken sayılmazdı, uyanmış olması gerekiyordu. Kapıyı hafifçe birkaç kez tıklattığımda göz altları balon gibi şişmiş bir halde açmıştı Hesna.

"Bu halin ne Hesna?"

"Gelsene yenge."

İçeriye girdiğimde Cihan yoktu. Neler olduğunu fazlasıyla merak ediyordum. Gözlerim yerdeki parçalanmış elbiseye iliştiğinde vücudumun ürperdiğini hissetmiştim. Meraklı gözlerle bir Hesna'ya bir elbiseye bakıyordum.

"Neler oldu burada?"

"Yenge.." dedikten sonra dudaklarından bir hıçkırık kopmuştu.

"Akşam çıkaramadım elbiseyi, kesmek zorunda kaldım. Onun için ağladım, çok güzeldi."

Yalan söyleyemiyordu ama anlatmak istemediği belliydi. Elbiseyi Hesna'nın kestiğine emindim, kenarda bir makas ve Hesna'nın üzerinde kumaş parçaları vardı ama neden kesmiş olabilirdi ki? Kesin Cihan bir şey yapmıştı.

"Buna ağlanır mı hiç Hesna? Ne zaman istersen çıkar alırız bunun gibi daha nicesini."

Başını sallamakla yetinmişti yalnızca. Gözleri dolu doluydu fakat ağlamamak için kendini sıktığını görebiliyordum.

"Bugün babamı görmeye gideceğim. Uçak akşama, döndüğümde gezmek ister misin?"

"Hiç keyfim yok yenge. Dinlensem iyi olacak."

"Pekala. Ne zaman istersen konuşabiliriz."

Odadan çıktığımda Cihan'ı bulup bir kaşık suda boğmak istiyordum. Ne yazık ki bu mümkün değildi! Cihan ile girişeceğim en ufak bir tartışma Araf'a sıçrayacak ve aralarında yeni bir gerilime sebep olacaktı. Öfkeli halde yeniden odama geçtiğimde Araf yeni uyanmıştı. Halimi gördüğünde ise telaşla yataktan çıkarak yanıma gelmişti.

"Ne oldu Aydeniz? İyi görünmüyorsun!"

"Hesna.. baya solgun görünüyor. Sanırım Muğla havası pek yaramadı ona. Ben şimdi gidip hazırlanayım sonra da babama gidelim. Olur mu?"

Başını salladığında dolabımdan giysilerimi alarak giyinmeye başlamıştım, Araf ise banyoya girmişti. Cihan ile ilgili olan şüphelerimi ona anlatıp daha fazla canını sıkmak istemiyordum. Zaten zor zamanlar atlatmıştı.
Hazırlanmam ile birlikte babama doğru yola koyulmuştuk. Burada olduğumuzu bilmiyordu ya da ben öyle biliyordum.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin