💜 BÖLÜM 9 💜

Magsimula sa umpisa
                                    

"Ee.. Düğün tarihi belli mi?"

Barış'ın sorusu ile lokmam boğazımda kalıyordu az kalsın. Pat diye sorulur mu bu be Barış!
Ah zamanı geldiğinde sormaz mıyım ben bunun hesabını sana!

Hulusi ağanın keskin bakışları Barış'ın üzerine odaklandığında 'ne dedim ki' bakışı ile karşılık vermişti babasına. Cevap verip vermemem gerektiği konusunda ne yapacağımı bilememiştim. Bakışlarım yardım istercesine Araf'ı bulduğunda beni kurtaracağını biliyordum.

"Çok uzak sayılmaz fakat önce gidip usulüne uygun Aydeniz'i isteyeceğiz."

Çok uzak sayılmaz derken?
Tamam düğünlerin çok çabuk olduğunu biliyordum burada fakat bu heyecanlı maratona henüz hazır olmayabilirdim.

Kahvaltının ardından erkekler konaktan ayrılmışlardı. Araf'ta onlarla birlikte giderek beni konakta bırakmıştı. Bunun da hesabını soracaktım ona!
Vicdansız!
İnsan alayım da şu kıza bir etrafı gezdireyim derdi!

İsminin Hatice olduğunu öğrendiğim kız, yalnızca bana kahvemi nasıl içeceğimi sormuştu.
Diğerlerini biliyordu sonuçta. Kızın gitmesiyle yeniden konaktaki kadınlar ile başbaşa kalmıştık. Bu defa atılgan davranmam gerekiyordu.

"Siz okuyor musunuz kızlar?" demiştim gençlere hitaben.

"Biz bitirdik. İşletme mezunuyuz." demişti Rana.

"Aynı okulda mı okudunuz?"

"Buralarda kızları çok dışarı göndermezler. Açıköğretimden okuduk bizde. Ayrıca biz ikiziz."

Gözlerim bir anda fal taşı gibi açılmıştı. İkisi birbirinden o kadar farklıydı ki. Rana daha esmer tenli ve siyah saçlıydı. Çok konuşkan ve atılgan bir kızdı. Elif ise açık kumral saçlara sahipti ve teni daha açık bir renkteydi. Gerekmedikçe konuşmuyordu, içine kapanık denebilirdi.

"Çok şaşırdım. Hiç benzemiyorsunuz. Çift yumurta ikizi olmalısınız."

"Evet." diyerek gülümsemişti Rana.

"Sen peki?" diyerek Berfu'ya çevirmiştim bakışlarımı.

"Öğrencilik hayatım pek parlak sayılmazdı açıkçası. Sınavı bir kere denedim, olmadı. Bende bu sene girmedim tekrar."

"Bence denemelisin. Vazgeçme!"

Berfu çok pozitif bir kızdı. Konuşurken sürekli gülücükler saçıyordu etrafa.

"Sen ne mezunusun?"

"Turizm ve otelcilik."

Kahvelerin gelmesiyle sohbetimize biraz ara vermiştik. Kahveyi soğutmadan, sıcak içmeyi seviyordum. İlk yudumu aldığımda gerçekten lezzetli bir kahveydi. Herkes kahve yapmayı başaramazdı ama bu çok güzeldi.

"Sevdin mı kızım kahvemizi?"

"Evet, çok güzeldi. Egede de kahve çok yaygındır, ben çok severim."

"Afiyet olsun."

Ayşe hala da güler yüzlü bir kadındı. Onun da bana 'kızım' diye hitap etmesi hoşuma gitmişti. Anlaşılmayacak insanlar değildi. Belki de şimdilik öyle davranıyorlardı, bilemiyordum.

"Biz istemeyi nasıl yapacağız? Yani nereye geleceğiz?"

Naze hanım bu soruyu oldukça normal bir şekilde sormuştu fakat düşündüğüm zaman doğru bir şey sorduğunu fark etmiştim. Gerçekten ya!
Nereye gelip kimden isteyeceklerdi beni? Benim burada tek başıma ne işim vardı?
Annem, babam ile gelmiş olmam gerekmez miydi?
Hadi annemi kaybetmiştim, peki ya babam?
O neden yoktu yanımda? Yasemin teyzeden isteyeceklerdi ama Muğla'ya kadar gelmişken babamdan istemeleri gerekirdi. Babam kendinde değildi ki! Nasıl olacaktı?

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon