29.Bölüm:Çıkmaz ve ikilem...

257 20 8
                                    

Her geçirdiğim krizde yapılan sakinleştiriciler bağımlılk yaptı..Artık duduk yere titreyip acı çekiyorum....Sakinleştiriciler vurulmadanda kendime gelemiyorum....

Sıkıldım...Yaşamaktan...Kapalı kapılar ardında bir şeyler fısıldayıp annemi yaşlara boğan o doktorlardan....Sürekli Kaçmaktan...Etrafımda gün be gün eriyen çaresiz hastalardan....Her şeyden,herkesen sıkıldım.İçimde en ufak yaşama sevinci kalmadı...Yine ezan okunuyor.Niye susmuyor ki! Bana hiçbir faydası olmadı....Annem yine ağlıyor..Ben yine ölüyorum..!Neden boşa zaman kaybettim ki...Namazmış! Bir dakika ne diyorum ben!Hayır hayır namaz kılarken daha mutluydum...Bana faydası var...YOK Gerizekalı sana faydası yok!Kandırma kendini....YOK YOK Arda...Sakin ol..İsyan etme bu imtihan!Uyma şeytana...Kapa çeneni gerizekalı...Doğrular bunlar...Harika kafayı yemiştim kendimle kavga ediyordum...Bir bu eksikti deliriyorum...Gözümün önünde yine Bilalin kafasız ceseti belirdi...Hayır hayır namaz beni kendime getiriyordu o zamanlar sakinleştiriciye ihtiyacın yoktu.Neden bıraktım ki namazı aptal.   Başımı ellerimin arasına aldım...Çok fena ağrıyordu.Şakaklarımı oldum.Kesinlikle namaz kılmalıydım...Deliriyordum...Gerçekten kafayı yiyecektim... "Tövbe estağfirullah" başımı yine yatağa gömdüm...

Bir saniye ama  Burası...Kafamı yanımdaki yatağa çeviriyorum..Boş!!Gözlerimi tekrar tekrar açıp kapatıyorum.....Tekrar ve tekrar...Boş!!!Kendimi çimdikliyorum. RÜYA DEĞİL!  Yanımdaki yatak gerçekten boş.

"Nasılsın bakalım benim firari hastam."

"Ho-HOCAM."

"Arda...sorguda biraz fenalaşmışsın...Buraya sevk ettiler...Nelere şahit olmuş o gözler..."

Gözlerime yere indirdim...Şeyma hoca odasına giderken gözümün önünde tekrar beliren cesede baktım...Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp dudaklarımı birbirine bastırdım...Titremeye başlamıştım...Titriyordum..Yine...Sakinleştirici...Sakinleştiriciler...Artık vermiyorlardı...Doğruldum...Sarsıla sarsıla  ilaç dolabına doğru yürüyordum...Hayır yürüyemiyordum adım atacak halim yoktu ben resmen ayaklarımı sürüklüyordum parkede...Sarhoş gibi yürüyordum...Yalpalıyordum..İki üç adımda bir geriye doğru sendeliyordum.Titreyen ince parmaklarımla güclükle dolabın kulpunu açtım.Parmaklarımı parlak şişelerin üzerinde gezdirdim.İlk gördüğüm sakinleştiriciye uzanırken boş şırınga paketlerini yere döktüm.Yüzümü ekşittim.Şişeyi alırken bir kaçını yere devirip kırdım.Gözlerimi kırpıştırıp renk renk ilaçların parkeyi kaplayışını izledim hala titriyordum. Kendimi yere atarcasına eğilip bir şırıngayı elime almıştım ki dengemi kaybetip dolaba çarpmamla kafamda bir tentirdiyot şişesi patladı.İlaca bulanmıştım...Ve başım dönüyordu...Titriyordum hala....Şırınganın paketini zar zor kavradım...Birdende hem kendime hem şişelere küfür yağdırıyordum.Şu lanet şırıngaları neden paketlerler ki!!! Şırıngayı açınca sakinleştirici şişesini elime aldım kapağı açmak beklediğimden zordu...Salak kapağı açamamıştım..Ve koluma şırıngayı saplarcasına yaptım.Hemşireler sese gelmiş olcaklar ki ilk üç dört dakika mal mal beni izlediler bense damarlarıma yayılan ilaçlara mayışmış ve anlık huzurumu yaşıyordum...

"ARDA!"

İsmim bu tonda ne kadar söylenir olmuştu.Biri kolumdan şırıngayı çıkardı.Gözlerimi kırpıştırdım ve gülümsedim...Sonra bir kadın sesi duydum...Sonrada yakamı kerpeten gibi kavrayan Eren hocayı gördüm...Boru gibi sesiyle bağırıp beni duvara fırlattı...

"ARDA!Cevap ver! SENİ İŞE YARAMAZ ET PARÇASI!" 

Ben sadece sırıtıyordum.Başımı duvara yaslarken Biri -galiba Şeyma hocaydı-Eren hocayı üzerimden alıyordu...Ben yine sırıttım....Duymuyordum ama bana küfür ettiğine adım gibi eminim.

"Hayat bir Deniz...İnsanlarda onun parçası...Kimi kocaman bir balık kimi ise gösterişli bir mercan..."BEN Mİ?"Ben...Ben sadece dalagalarda savrulan bir kum tanesiyim..."

Hüzün DeniziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin