11-Özür Dilerim

89 10 0
                                    



Sessizliğin bazı zamanlarda insanların yumuşamasına olanak tanıdığı doğru olabilirdi fakat şu an sessizliğin Sooyun a yansıması kulağındaki çığlıklardı.

Donghae uyumuyor, konuşmuyor ve sadece nefes alıyordu. Bu onun en korktuğu haliydi çünkü Donghae hislerini doğal bir şekilde yaşardı. Yüzüne baktığınızda ne hissettiğini kolayca anlayabilirdiniz.

Sooyun kendi patavatsızlığı sayesinde şu an kendini kötü hissediyordu, Donghae intihar kelimesini içten bir itiraf olarak algılamıştı, aslında tam olarak doğru bir algıydı ama bunun içte kalması gerekiyordu.

"Düşüncesi bile nefesimi kesiyor Sooyun. Başka var mı bana söylemediğin gizli yıkımların? Varsa şimdi söylemenin tam zamanı. Bir kez daha benim hayatımı da etkileyecek şeyleri ağzından kaçırdığın sırada öğrenmek istemiyorum."

Kulağı göğsünün hemen üzerinde olduğu için konuşurken sesi epeyce derinden gelmişti.

"Özür dilerim. Öyle hissediyor olabilirim ama bunu hayata geçirmek öyle kolay olmaz. Sen varken olmaz, yapamam. Seni ne kadar üzeceğini bildiğim için cesaret edemem."

"Sooyun! Hala üzmekten bahsediyorsun! Öldürme beni diyorum, bunu düşünmen bile aynı etkiyi yaratıyor."

Sesi bir tık yükseldiği için Sooyun sessiz kalmayı tercih etmişti fakat onu yatağın üzerine bıraktığında gözlerini açtı ve girdiği panik haliyle konuştu.

"Donghae gitme."

Bir an duraksamasına neden olsada gözlerini kaçırarak ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ve odadan ayrıldı.

**

Sooyun, ahşap merdivenleri inerken, gece yaşadıkları huzursuzluğu aklından çıkaramıyordu. Birlikte rahat rahat uyuyabilecekleri bir gecenin bu şekilde sonlanmasını sevmemişti. Duvardaki fotoğrafları tekrar gözden geçirirken birinin ona seslendiğini duydu.

"O günleri özlediğini söyleme sakın."

Sooyun en son ne zaman görüdüğünü hatırlamadığı yüzle göz göze gelince sırıtmaktan ve koşarak kendini onun kollarına atmaktan alıkoyamadı.

"Unni!"

Kadın onunkine benzer bir ifadeyle ona bakarken Sooyun mırıldandı.

"O günleri değil ama seni çok özledim."

Sooyun saçlarının karıştırılmasına aldırmadan sırıtmaya devam ederken onun aslında hiç değişmediğini görebiliyordu.

"Sooyun kahvaltıdan sonra uzun uzun konuşuruz, şimdi lütfen güzelce karnını doyur iyi gözükmüyorsun."

"Buralardasın dimi?"

"Evet tam olarak burada bekliyor olacağım seni."

"Pekala görüşürüz o zaman."

Sooyun gülümseyerek onun yanından ayrıldı ve Kahvaltı salonuna doğru ilerledi.

Kyuhyun dışında herkes masada yerini almıştı. Yanlarına yaklaştığında sakin ve normal bir ses tonuyla mırıldandı.

"Günaydın"

Dongahe sadece başını kaldırmış ve gözlerine kısa bir süre baktıktan sonra tekrar tabağına indirmişti bakışlarını. En son ne zaman bu duruma gelmişlerdi hatırlamıyordu. Ona her baktığında gülümsemesi ne kadar huzur veriyormuş şimdi daha net görebiliyordu.

Tepkisizce masadaki boş olan yerlerden birine oturduğunda yan tarafından bir uyarı aldı.

"Güzel kadın, sanırım sabah itibari ile hepimize bir özür borçlusun."

Unwanted GoddessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin