2- Sen Değilsin

309 20 54
                                    

05.07.2015

Yesung böyle bir tepki beklemiyordu. Bakışlarını kaçırıyor oluşu onu ele versede yıllardan beri dört saniyeden sonra Sooyun ile göz temasını kesmeyi adet haline getirmişti. Bu yüzden bakışlarını dizlerinin üzerindeki birbirine kenetlediği ellerine çevirdi. Elleri bile gerginliğini ele verirken Yesung bedeniyle arasında kilometrelerce uzaklık olduğunu hissediyordu. Belki de yanında oturduğu kusursuz tanrıça bu tür şeyleri konuşacak son kişiydi. Ya da tam aksine onu anlayabilecek tek kişi.
Rachel ve Sooyun aynı lisede okuduklarından dolayı uzun yıllardır birbirlerini tanıyorlardı. Sooyun Super Junior üyesi olduktan sonra şirket üyelerin yurdunu değiştirerek onları bir apartman dairesine yerleştirmiş, Sooyun u ise onların üst katında tek başına yaşamaya mahkum etmişti. Yemekleri en alt katta birlikte yiyor oluşları Sooyun için fazlasıyla olumlu bir şeydi. Yalnız yemek yemek kadar nefret ettiği ikinci bir şey yoktu çünkü. Kısa bir süre sonra Rachel a birlikte yaşamayı teklif etmiş ve bu teklifi ona biraz geç(!) sunduğu için arkadaşından bi ton laf işitmişti. Ve bir süre sonra evi üç kişi paylaşmaya başladıklarında Sooyun dokuz yaşından beri hissettiği tek başınalıktan sıyrılmış hatta kaybettiği ailesinin yerine bolca kardeşe ve abiye sahip olmuştu.
Rachel SM şirketinde yeni projeler bölümünde stajını yaptıktan sonra direk işe alınmış ve böylece ikili hayat mücadelesine kapılıp yollarını ayırmak gibi bir sorunla karşılaşmamıştı. Tabi bu durumu kabullenmek istemeyen Leeteuk sorununu saymazsak.

"Gittiğinizi düşündüm."

Sooyun gözleri hala onun üzerindeyken kibar olmaya özen göstererek yanıtladı.

"Neyse, şu an bunun bir önemi yok. O gitti ve .. "

Boğazının kuruduğunu hissedince duraksadı. Düşünmek istemediği bir konuydu bu.

" .. ne zaman gelir bilmiyorum."

Sonunda bakışlarını zemine çevirdiğinde midesi kusma hissiyle dolmuştu. Yapısı gereği hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmaz ve her şeyin iyi olacağı düşüncesine odaklanarak yaşardı. Bu hayallerinin yıkıldığını düşündüğü zamanda bile işe yaramıştı.
Fakat ilk kez iyi şeyler düşünme konusunda zorlanıyordu. Sooyun kalbini zorlayan endişeyi düşünmemeye çalıştı.
Yesung hüzünlü gözlerle ona döndüğünde tekrar gözleri birbirini buldu.

"Nereye gitti Sooyun?"

Küçük gözleri örten saçlar, endişeyi gizlemeyi başaramıyordu. Sooyun zihnine sızan 'böyle olacağını biliyordum' düşüncesini dile getirmemek için direndi. Karşısında oturmuş hüzünlü gözlerle ona bakan kişi Yesung değilde Kangin olsaydı aralarındaki yaş farkını umursamadan sevgisine sahip çıkmadığı için şimdiye çoktan kafasına bir şaplak atmış çemkiriyor olurdu. Fakat karşısındaki Yesung tu. Bir türlü aralarının ısınmadığı; bir yerini incittiğinde dahi onun için yaşadığı üzüntüyü dile getiremediği biriydi. Sooyun iç çekerek bakışlarını, sesi kısık olmasına rağmen sabahtan beri açık duran tv ye çevirdi. Bu Rachel'dan kalma bir alışkanlıktı.
'Evde olduğum sürece tv yi kapamak yok'
Birlikte yaşamaya başladıklarında kafa kafaya verip ikilinin birbirine yazdığı kuralları kapsayan listenin ( Yaşıyorum Ama..) maddelerinden biriydi bu. Sooyun 'Ama o iki gündür evde yok!' Diyerek bilmişlik taslayan iç sesini duymazdan geldi.

"Söylemeyeceğime dair söz verdim."

Bunun üzerine Yesung un omuzları düşerken söyleyecek bir şey bulamıyordu. Görünen o ki okuduğu kelimeler bir vedanın izleriydi. Üzgündü fakat kızgınlığı daha ağır basıyordu. Hepsi onun yüzündendi. Rachel kız olmasına rağmen kaç kez belli etmişti hislerini.. Fakat hislerinin bir karşılığı olduğunu bilmeden gitmişti.

Unwanted GoddessWhere stories live. Discover now