27-Yalancının Mumu

20 2 1
                                    

Müzik bittiğinde nefes nefese kalmış bir şekilde direkten süzüldüm ve selam vererek yere oturdum. Bireysel performansım sonrasında belki de bugüne kadarkilerin arasında en yorucu olanı buydu ama zevkliydi de. Ama şu an en çok  Donghae min yüzünü deli gibi merak ediyordum.

Platform beni yavaşça sahnenin altına indirirken çığlıkları ve alkışları izlemek mutlu ediciydi. Her birine Dombledore un Snap e sorduğu soruyu sormak istiyordum. 'BUNCA YIL SONRA BİLE Mİ?'

Bile'ydi. Elf bunu bana net bir şekilde hissettiriyordu.

Sahne altı her zaman olduğu gibi karanlıktı ve niyeyse gözlerim bu kez alışmakta daha çok zorlandı. Bu yüzden platformdan hızlı bir şekilde insemde duraksadım ve gözlerimi kapadım.

Kolumda hissettiğim bir el sayesinde gözlerimi araladığımda karşımda endişeli bir Hyeri gördüm.

''İyi misin?"

Başımla onay verdim  ve yürümeye başladım. O sırada Hyeri nin hala kolumdan çekmediği elinden dolayı ikna olmadığını fark ettim.

"İyiyim."

Gözlerime dikkatli bir şekilde bakarken kaşları daha da çatıldı.

"Sooyun başın dönüyor."

Ona gözlerimi devirip devam ettim, eğer başım dönüyor olsaydı bunu bilirdim değil mi?

"Saçmalama Bi şeyim yok."

Koridora vardığımızda ışıklar sayesinde biraz daha iyi hissediyordum.

"Bak, ben ciddiyim bunu Bi süredir takip ediyorum. Hala hangi durumlarda olduğunu çözebilmiş değilim ama başın dönmeye başlıyor ve ardından ellerin titriyor."

Durdum ve ellerime baktım. Titremiyorlardı.

"Bak ellerim Gayet sakin. Boşuna telaşlanıyorsun." Diyerek sitem ettim.

"Ayrıca başımın döndüğünü hissetmiyorum, gerçekten."

"Evet beni asıl endişelendiren de o zaten ama doktorla konuştum bu olabiliyormuş yani sen hissetmiyorsun ama başın dönüyor."

İki elimi omzuna attım ve gülümsedim.

"Bana iyi baktığın için minnettarım. Ama abartmasan?"

Tam tekrar yürümeye başladığım sırada karşımda birden fazla elinde sarılmak yok yazılı donghae görünce tekrar durmak istedim ama duramazdım, onların üzerine gitmeliydim.

Fakat bu sefer farklıydı. Kaç taneydiler? Bu ilk defa oluyordu. Her birinin yanından geçerken gözlerimi kaçırmayı başarmıştım, gözlerimi kapamıştım, ellerimse Hyerinin kollarına yapışmıştı.

Boğulmak üzere olan küçük bir çocuktum sanki, cankurtarana sarılmış olan.

Ancak odaya vardıktan sonra her yer dönmeye başlamıştı ve sahte donghaeler ortadan kaybolmuştu.

"Sakin ol, derin nefesler almaya çalış."

Ellerim hala Hyeri nin koluna yapışıktı, beni yavaşça koltuğa oturttuğunda gözlerimi açmak için içimde zerre cesaret yoktu.

Ne kadar süre bu şekilde kurtarılmayı bekleyebilirdim ki? Bunu benim zihnim yapıyordu, ben bekledikçe kurtarılmamı geciktirmeyeceğinin de bir garantisi yoktu üstelik.

Bir kaç sakin nefesin ardından gözlerimi açtım ve titreyen ellerimi Hyerinin üzerinden çektim.

"Daha iyi misin?"

Başımı olumlu bir şekilde salladığımda koşarak bana su getirdi.

"Sanırım çözemediğim zamanların açıklaması sende."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 06, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Unwanted GoddessWhere stories live. Discover now