Live Alone

367 34 2
                                    

WE GO UP! WE GO U U UP! Sanırım Jaemin'e aşık oluyorum bi de Renjun

WE GO UP! WE GO U U UP! Sanırım Jaemin'e aşık oluyorum bi de Renjun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

 "Unni lütfen bunu giy."

Lami yatağımda otururken elindeki beyaz şeyi gösteriyordu.

"Evet Rhu, bu çok yakışır sana."

Bir dakika olaylar ani gelişti değil mi? Maç gününe dönelim. Yukhei korktuğu rakibini yendi ama bir üst turda elendi. Mark ise finale bir maç kala yenildi. Somi yıldız 49 kilogram kızlarda üçüncü oldu ve Jeno da ilk maçında yenildi. Sadece Somi derece alabilmişti ve antrenörümüz de ona hediye olarak milli sporcuların eşofman takımından verdi. 

Somi'nin babasını görmeliydiniz. Kızı üçüncü olduğunda "O BENİM KIZIM!" diyerek etrafta koşuşturmuştu.

Tabi bu olanlar geçen hafta olmuştu. Oldukça yoğun geçen bir hafta yaşamıştım. Ve hafta sonunu evde yatarak geçirmeyi planlıyordum ama Lami ve Yeri Han Nehri'nin kenarında piknik yapcağız diyerek kapıma dayanmışlardı. 

Başta kız kıza yapacaktık ama Jungwoo da dahil olunmak isteyince Mark sunbae, Yukhei ve Jaemin'i de çağırmıştık. 

Şimdi ise benim ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorlardı. Lami'nin elindeki beyaz şey küçücüktü ve içine gireceğimi bile sanmıyordum ama Yeri'nin de ısrarıyla giydim. Askılı ve işlemeli bir üsttü. Sırtında bağcıklar vardı. Bunu giymemin imkanı yoktu.

 Bunu giymemin imkanı yoktu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ben bunu giyemem."

"Niye? Lucas beğenir bence."

Yeri sırıtarak söylediğinde sızlandım.

"Unnii. Bunu sadece Lucas ve ben varken giyerim. Ve hava sıcak olduğunda."

"Tamam unni. Bu sen de kalsın, çok severek aldım ama abim giydirmiyor."

Lami'nin saçlarını okşayıp dolabıma yöneldim. Beyaz uzun kollu ve siyah eşofman altı aldığımda diğer ikili bana göz devirdiler. 

20 yıllık tarzımı onlar için değiştiremezdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

20 yıllık tarzımı onlar için değiştiremezdim. 

Piknik için malzemeleri toplayıp Yeri'nin arabasıyla Han Nehri'ne gittik. 

Bir ağacın altına örtümüzü serip yemekleri çıkarmaya başladık. Siyah şapkam başımı terletince onu çıkardım ve elimle saçlarımı dağıttım.

"Erkek çocuğu gibisin Rhujin." Jungwoo'nun yumuşak sesini duyduğumda arkamı döndüm. Dörtlü gelip hemen yere yemeklerin yanına kuruldular.

"Bir selam verseydiniz."

Yeri konuşunca ağzında yemek olan Yukhei konuşmaya çalıştı.

"Selom." 

"Sana da selom oppa." Lami Yukhei'i taklit ettiğinde Yukhei koca elleriyle kızın saçlarını dağıttı. 

Gürültü içinde yemeklerimizi yiyip çimenlerin üstüne yatakaladık. 

Sonrasını hızlı bir şekilde geçeceğim. Üç saat boyu orada oturduk ve oyunlar oynadık. El kızartmaca oynarken Lami elini Jaemin'inkinin üstüne koyunca Jae baygınlık geçirecekti ama yanında Mark sunbae olduğu için belli etmemeye çalıştı. 

Yukhei Yeri'nin eline vurunca Yeri de kalkıp Yukhei'yi dövdü. Jungwoo da etrafı sakinleştirmeye çalıştı. 

Koşu yarışı yaptık ama sıradan bir koşu yarışı değildi. Yukhei sırtına beni, Mark Lami'yi, Jaemin de Yeri'yi sırtına aldı. Jungwoo da hakem oldu. Jaemin Yeri'yi taşıyamayıp yer yığıldı. Oyun sonunda biz kazandık. Yukhei çığlıklar atarak sırtında benimle beraber etrafta koşuşturdu. 

Lami ise Mark sunbaeye hızlı olmadığı için kızıyordu. Yeri ise Jaemin onu düşürdüğü için sızlanıyordu. Jungwoo kendi aleminde lolipopunu yiyordu.

Hava kararmaya başladığında Yukhei Jungwoo'yu motorla götürürken Yeri ise bizi arabayla bırakmıştı. Sürücü koltuğunda Yeri yanında Mark vardı. 

Jaemin ben ve Lami arka koltuktaydık. Niyetim ikisini yan yana oturtmaktı ama Jaemin ortaya beni oturtmuştu. Önce Jaemin'i bıraktık sonra da beni bıraktılar.

 Eve geldiğimde yorgunluktan ölüyordum. Sıcak bir duş alıp üstüme pijamalarımı geçirdim. 

Yarım saat yatağımda yattıktan sonra babam beni salona çağırdı. Annemle ikisi tekli koltuklarda oturmuşlardı. Bu da ciddi bir konuşma yapacakları anlamına geliyordu. Üçlü koltuğa yerleştim.

"Sizi dinliyorum."

Söze babam başladı.

"Okula ve antrenmana giderken çok vakit harcıyorsun değil mi?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Annem devam etti.

"Senin okulunun yakınlarında tek odalı evimiz var biliyorsun değil mi?"

"Evet. Kiracı var orada."

"Artık yok. Ve senin oraya taşınmanın daha uygun olduğunu düşünüyoruz."

"Yalnız mı kalmak istiyorsunuz?"

"Hayır, sadece mezun olmana daha iki yıl var ve bu süreç içinde bir evi çekip çevirmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenmeni istiyoruz."

"Aslında mantıklı ama ben aç kalırım."

"Yemek yapmayı biliyorsun Rhujin açlıktan ölmezsin."

"Ne zaman taşınacağım."

"Yarın."

"NE!"

"Sınav haftan başlıyor bir an önce yerleşmen lazım."

"Peki ben eşyalarımı toplayayım."

Odama ilerlerken düşündüm. Aslında haklılardı. Her yere annem veya babam götürüyordu. Onlar için de yorucuydu. İkisi de çalışan insanlardı. 

Yalnız yaşama düşüncesi beni heyecanlandırırken eşyalarımı kutulamaya başladım.

Çok boş bir bölümdü neden böyle oldu anlamadım.

Belt [Lucas × Ryujin]Where stories live. Discover now