Belt [Lucas × Ryujin]

Scout Oath

 Yorum da yapar mısınız? Thank you.

Yukhei ile tatlı yerken annem aramış ve bu gece hastanede kalmak zorunda olduğunu söylemişti.

 Saat geç olmuştu Yukhei kalkmaya karar verdi. 

"Tek başına kalmaktan korkmazsın değil mi?"

Güldüm. 

"Lütfen, ben  bir ay boyu evde tek kalmış ve korku filmleri izlemiş insanım."

"O zaman endişeye gerek yok diyorsun." 

"Aynen öyle."

Onu kapıya kadar götürdüm. Ayakkabılarını giyerken sessizce konuştu. 

"Artık iyiyiz değil mi?"

 İçini rahatlatmak gülümsedim kapıya yaslanırken.

 Ceketini düzeltip merdivenlere yönelirken seslendi.

"İyi geceler Rhujin-ah!"

"İyi geceler."

Kapıyı örtüp ayaklarımı sürüye sürüye oturma odasına girdim. Etrafı toparlarken ne hissettiğmi çözmeye çalışıyordum. Rahatlamış hissetmem gerekirken pek de öyle değildim. 

 Kendimi ergen gibi hissediyordum. 

Etrafı toplama işi de bittiğinde odama girdim. İlkbahar olmasına rağmen dışarısı biraz soğuktu. Pencereyi açıp odamı havalandırdım. 

Bilgisayarımı kucaklayıp yatağıma atladım. The Originals'ta kaldığım bölümden izlemeye devam ettim. Bu diziyi sırf Joseph Morgan'ın İngiliz aksanını dinlemek için izliyorum desem şaşırmazsınız herhalde. Her dizinin ilgi çekici yanı vardır. Bunun da aksandı işe.

Dört bölümden sonra artık gözleri acımaya başlamıştı ve saat 2'ye doğru gelmişti. Ama uyumak istemiyordum. Ben de film izlemeye karar verdim. 

Koyu bir Johnny Depp fanı olduğumdan eski filmlerinden birini açtım. What's eating Gilbert Grape izlemeye başladım. Ama daha film bitmeden uyuyakalmıştım. 

Sabah kalktığımda ise bilgisayarım yerdeydi ve ben yatakta ters bir şekilde yatıyordum. Yataktayken telefonumu karıştırmaya başladım.

Jaemin'den mesaj gelmişti. Birlikte takılabilir miyiz diye sormuştu. Saat 12.30' du.

Geri mesaj yazıp kabul ettim. Yine onun evine gidecektim. Aslında Jungwoo ile daha yakın olacağımı düşünüyordum ama Jaemin'in yanında daha rahat ediyordum. 

Jungwoo herkesle iyi anlaşırdı ama çok da halden anlayan biri değildi. Jaemin sanki içini biliyormuş gibi ona göre davranıyordu.

Biraz sonra annem gelince birlikte kahvaltı yaptık. Çok yorgun görünüyordu, yatacağını söylediğinde ben de dışarı çıkacağımı söyledim.

Saçımı tarayıp serbest bıraktım, beyaz düz tişörtümün eteklerini açık renk kotumun içine soktum. Dudaklarıma nemlendirici sürdüm, çıkmadan önce sarı-mavi renklerinde olan ceketimi çıktım ve ceplerine kulaklık, telefon ve anahtar koydum.