Enjoy

539 57 35
                                    

"Hayır anne alışverişe gitmeyeceğim." Kampüste oturmuş telefonda annemle tartışıyordum. 

"Shin Rhujin 4 saat sonra bir seminerim var sakın ahsabımı bozayım deme yarım saat içinde kapının önünde ol seni alacağım."

Anneniz bir prof. doktor ve aynı zamanda masterlı bir anneyse ona karşı koyma şansınız yoktu. 

Suratıma kapanan telefona baktım. Cidden mi anne, beni zorla elbise almaya mı götüreceksin. 

Yarın annemin arkadaşının düğünü vardı ve annem zorla beni oraya götürüyordu. Sevmiyordum işte süslü ortamları, rahatsız dar kıyafetleri, yapmacık gülümsemeleri... 

Kitaplarımı sırt çantama tıkıp okulun önüne doğru yürümeye başladım. 

Çok geçmeden annem önümde arabayla belirdi. Surat asarak oturdum. 

"Seni çok güzel bir yere götüreceğim."

"Ben gitmesem olmaz mı?"

"Elbiseyi sen giyeceksin Rhujin, ben değil. Onun için sus ve gülümse."

"Vazgeçmeyeceksin değil mi anne? Neden beni değiştirmeye çalışıyorsunuz ki."

"Değiştirmeye çalışmıyoruz Rhujin, biraz dünyaya uyum sağlamanı istiyoruz. Her zaman öğrenci olarak kalmayacaksın, iş ve koca bulman gerek."

Bu dediği üstüne ikimiz de güldük. Kendi aramızda koca espirisi vardı da.

Şehrin içinde lüks bir butiğin önünde durduk. 

İçeri girdiğimizde kısa, küt saçlı bir kadın bizi karşıladı.

"Hoş geldiniz Bayan Shin."

"Hoş bulduk, buraya kızıma elbise bakmaya geldik."

Kadın bizi mağazanın iç kısmına götürdü ve elbiseleri göstermeye başladı. Pek ilgimi çekmiyordu. 

Annem kollarıma bir yığın elbise verip beni kabine yolladı. İlk olarak siyah dar bir elbiseyi zar zor giydim ve çıktım. 

"Anne bu elbisenin yarısı yok!"

"Gayet güzel Rhujin."

"Ben bunu giyemem." Kabine geri dönüp pembe bir elbise giydim. Bu da fazla tatlıydı. Giy çıkar, giy çıkar derken hoşuma giden kırmızı kadife bir elbise giydim. Etek kısmı kısa kolları uzundu. Kabinden çıktığımda annemin gözü parladı.  

"Alıyoruz."

Alışverişten kurtulduğumu sanarken bir de ayakkabı bulmaya gittik. Anneme ne kadar topuklu giymeyeceğimi söylesem de ten rengi topuklu bir ayakkabı almıştık. 

Alışverişten yorgunlukla döndüğümde üstümdekileri çıkarıp pijamalarımı giydim ve yattım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Alışverişten yorgunlukla döndüğümde üstümdekileri çıkarıp pijamalarımı giydim ve yattım.

Sabah geç kalkmıştım. Annem ve babam işte olduğundan kahvaltımı tek başıma yapacaktım. 

Krep yaptım ve üstüne bal döküp yedim.

Telefonuma annemden hazırlanmamı isteyen mesaj geldiğinde duşa girdim. 

Saçlarımı kurutup bandana yardımıyla topladım. Annemin makyaj masasına geçip Youtube'dan izlediğim videolarla makyaj yaptım fena olmamıştı. Kısa ve siyah olan saçlarımı düzleştirdikten sonra geriye sadece elbise giymek kalmıştı. Onu da annem ve babam gelince yapacaktım. 

Makyajlı suratıma aynadan baktım. En son lise mezuniyetimde makyaj yapmıştım. 

Odama geçip bilgisayarımda haberlere girdim ve annemler gelene kadar haber okudum. 

Anahtar sesi işittiğimde kapıya gittim. 

"Rhujin kıza benzemişsin." 

Babamın şakası karşısında göz devirdim. Annem ve babam da hazırlanırken ben de elbise ve ayakkabımı giyip beklemeye başladım. Annem üstüne beyaz dizden elbisesini giymiş uzun saçlarını dalga dalga yapmıştı. 

Babam ise takım elbisesini giymiş ve seyrek olan saçlarını taramıştı.

Birlikte arabaya binip düğün yerine gittik. Topuklularla zar zor yürüyerek merdivenleri çıktım. 

İçeri girerken düğün sahipleri bizi karşıladılar. Hediyelerimizi verip selamlaştık. Şimdiden sıkıldığımı hissedebiliyordum. 

Bize ait masaya geçtiğimizde kadehteki sarı sıvıdan içmeye başladım. Kendimi gergin hissediyordum bu tip yerlerde. 

Herkes gelip gelin ve damat da geldiğinde nikahları kıyılmıştı. İlk dans için herkes çifter çifter piste gitmişlerdi annem ve babam da dahil. 

Tek başıma masada otururken yanımdaki sandalye çekildi. Muhteşem görüntüsüyle Lucas sunbae karşımdaydı. 

"Selam Rhujin, bir anlığına seni tanıyamadım."

"Merhaba sunbae." 

Kısa bir anlığına üstüne göz attım takım elbise gibiydi üstündeki ama daha  güzeli. 

"Ailenle mi geldin?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ailenle mi geldin?"

"Evet sen?"

"Ablamla geldim, ablamın düğünü zaten."

"Ne?" Geline göz attım. Dikkatli bakınca benziyorlardı aslında. Aynı büyük gözler aynı burun.

"Tebrik ederim o zaman."

"Dans etmeye ne dersin?"

Uzattığı elini parmak ucumla tutarken ayağa kalktık. 

"Ayağına basarsam lütfen kızma. En son mezuniyetimde dans ederken çocuğun ayağını ezmiştim."

"Ben kendimi korurum. Şimdi akşamın keyfini çıkar."

Belt [Lucas × Ryujin]Where stories live. Discover now