Bir kaç saat oturduktan sonra Buğra beni eve bırakmıştı. Kendime gelmeyi başarmıştım sanırım. Yalçın'ın isteyerek böyle bir şey yapmadığına inanıyordum. Onun beni sevdiğini ve başka bir kızı isteyerek öpmeyeceğini biliyordum. Bir yanlış anlaşılma olmalıydı. Ama bu aramızdakileri düzeltmezdi. Biraz zamana ihtiyacımız vardı gerçekten. Buraya nasıl ve neden geldiğimizi anlamak için biraz zaman..
"Buse" Karşımda Yalçın'ı göreceğimi biliyordum ve Çiğdemlerin burada olmayacağını da. Buğra'nın beni bu halde ısrarla eve bırakma çabasının başka bir açıklaması olamazdı.
"Yalçın"
"Konuşmamız lazım."
"Konuşalım." Tekli koltuğa oturup karşıma oturuşunu izledim.
"Bugün gördüklerini.."
"Biliyorum kızın seni öptüğünü. Sana inanıyorum da bunu ispatlamana ihtiyacım yok."
"Pekala ben yinede özür dilerim sevgilim."
"Yalçın bir süre düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum bizi bu hale getirenin ne olduğunu."
"Ne yani ayrılalım mı diyorsun?"
"Asla! Özellikle o sana yılışan sürtüklerden sonra asla olmaz!"
"Hiçbiri umurumda değil biliyorsun."
"Biliyorum. Eğer istersen ikimiz olduğumuz gibi devam edelim yani sevgili kalalım ve şu sorunumuzu ayrı ayrı çözmek yerine birlikte çözelim."
"Deli misin sen en başından seni bırakmak saçmalıktı zaten. Dediğin gibi birlikte."
"O zaman bir sorum var." Merakla gözlerine baktı.
"Dinliyorum ama önce yanıma gelir misin artık özlemişim." İkili koltuğa geçip benimde yanına oturttu. Saçlarımı hafifçe arkaya atıp boynuma küçük bir öpücük bıraktı.
"Benim neyi yapmam hoşuna gitmiyor mesela."
"Meselaaa kavga etmenden nefret ediyorum."
"Hak etmeyen kimseyi dövmedim ben bugüne kadar."
"Sorunlarını hayatın boyunca böyle çözemezsin. Ayrıca insanları küçük düşürmenden de hiç hoşlanmıyorum."
"Pekala sanırım kavga etmeden yaşayabilirim. Küçük düşürme konusunda söz veremem."
"Buse!"
"Ay iyi be küçük düşürmem kimseyi. İntikam alırım sadece.."
"Bu.."
"Yok artık Yalçın intikamlarıma el sürdürtmem."
"İyi bakalım karışmıyorum intikamlarına ama sana zarar gelirse çok güzel karışırım ona göre."
"Hıı benim için endişelendin mi senn." Saçlarımı parmaklarının arasında dolandırıp gözlerine baktı.
"Şu saçının tek teline zarar gelse kanım donuyor sen bana endişe diyorsun güzelim."
"Şapşal" Öpmek için bana yaklaştığında dudağını ısırıp geri çekildim. "Bu sabah şahit olduğum manzara içindi. Bir daha böyle bir şey olursa çok kötü olur ona göre."
"Acıdı Buse ya!"
"Beter ol!"
"İyi ki kızmamışsın hayatım kızsan ne olurdu acaba!" dedi dudağıyla oynarken.
"Gerçekten öğrenmek ister misin." dedim sinsi sinsi.
"Şey mi yapsak biz yemek yiyelim evet evet yemek yiyelim." Koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerledi.
