54

833 35 0
                                    

Çiğdem'den

Erken yaşanan yetişkin hayatı. Her çocuk her genç kendi dönemini yaşamalıydı. Ablasıyla kavga eden bir kız annesinin omzunda aglamalıydı mezarının başında değil. Ya da babası akşam eve gelirken ekmeğin yanında kendisine de bir şeyler almış mıdır diye düşünmeli kardeşi eve sapasağlam gelecek mi işten çıktıktan sonra başına bir şey gelmiş midir diye düşünmemeli. Biz de böyleydik işte. Saçma sapan insanlarin hayatını mahvetmesinin bedelini ödeyen gençler.

"Ne düşünüyosun çiğdem gelsene sofraya kahvaltı yapalım da çıkalım bir an önce."
"Geldim geldim. Ee okuldan sonra ne yapıyoruz?"

Sarp çatalı masaya bırakıp ciddi bir konuşma yapma pozisyonu almıştı.
"Ben iş aramaya gidicem Yalçınla."
"Tabi ya Devrim abinin yanina gitmeye yüzümüz kalmadi."

"Hiç sormayın cafenin önünden geçemiyoruz yani Neyse biz konuştuk özür diledik adam yine de bir şey demedi sorun yok gençler dedi hatta devam bile edebileceğimizi söyledi ama biz kabul etmedik."

İyi yapmışsınız diye atladım lafa bende faturaları falan yatırıcam teyzem para göndermiş.

"İyi o zaman haydi kalkın okula."

Ulaş bugün fazlasıyla sessizdi suçluluk psikolojisimidir nedir bilmem okuldan sonrada  işe gideceğini söylemişti. Bu işe artik bi el atmam gerekiyodu.

Sarpla Yalçında iş görüşmesi için ayrılmışlardı yanımızdan.

"Çiğdem sen faturaları tek hallet ben dinlencem evde antremanda baya Yoruldum."

"Olur hallederim. Buse bu arada fırının altındaki çekmecede hazir pizza var birini yap ye. Sadece fırın atip 5 dakika bekliceksin yapabilirsin sana guveniyorum."

"Aha aha aha ne kadar komik tamam hallederim."
Buse'nin görüş alanından çıkar çıkmaz koşmaya başladım. Çok uzaklaşmış olamaz. Yokdu neyse bende şirkete giderdim zaten oraya gidicek. Sokaktan dönecekken bakkaldan Ulaş'ın çıktığını gördüm. Bugun şansım powerdi. Biraz sonra şirkete varmistik girdi arkasindanda ben girdim.

Ulaş diye bağırdım. Geçtiği güvenlik cihazindan dönüp yanima geldi.

"Senin ne isin var burada?"

"Pardon canimda onu benim sana sormam lazım."

"Müşteriye ayakkabı getirdim Çigdem çık hadi şuradan."

"Bende fatura yatırmaya geldim."

"Ne ?"

"Hic oyle ne falan deme bana aptal. Benim ki daha inandırıcı. Benim faturam var senin ayakkabıları göremedim ama Allah katından falan mi geliyor. Anlat çabuk niye geldin parcalattirma kendini."

"Tamam anlaticam disariya gel."

Reklamci olduğu kadar dümenci olan patronla tanışma hikayesini ve olanları anlatti.

"Ee sonra?"

"Reklam görüşmesi icin 2. sefer geldigimde benim eskiden kaçak belge taşıdığımı bildiğini soyledi. Bende bıraktım o isleri dedim. Banada taşı dedi baya büyük belgeler varmis elinde guzel para okurum sana dedi. Sonra da gül cemaline belki reklam çekeriz dedi."

"Oha lan şerefsiz pislik sen beni kardesimi gül yüzüne kurban ol köpek suratlı herif."

"Dur Çiğdem sakin ol. "

"Lan bana bak sen evraklar için mi geldin yoksa."

"Hayir o evrakları alıp polise götürücem. Bak şu karşıdaki simitci sivil polis."
"Oha vallami desene ekşın var. E hadi alalım o zaman."

BELALI İKİZLERDär berättelser lever. Upptäck nu