Bölüm 26

469 14 4
                                    

Bir öncekinden daha uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar:))




Yeliz in bağırtısıyla Eren hemen kollarının arasına aldı kızı. Hayatın da ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordu kendini. Çırpınıyordu kız kucağında. Elinden gelen tek şey onu sakinleştirmeye çalışmaktı. Şuan Birol u bile unutmuştu. Bütün benliği kriz geçiren kıza yönelmişti.

"Yeliz tamam güzelim. Özür dilerim. Nolur kendine gel" gözlerinden yaşlar akıyor, tutamıyordu kendini. Yeliz ne kadar ittirse, yanından kovmaya çalışsa da başarılı olamıyordu.

Çünkü kız o an onu Birol un tutmaya çalıştığını, ona zorla sahip olmak istediğini görüyordu. Kabusun içinde kaybolmuştu ve Eren in ona seslenmelerini, onu kendine getirmeye çalışmalarını fark edemiyordu. Kafasının içi yaşadığı o korkunç gündeydi hala. Birol un o iğrenç aşağılayıcı konuşmaları yankılanıyordu beynin de.

Eren sonunda kollarından tutup sarıldı kıza. Teselli vermek değildi istediği. O an onu içinde bulunduğu o anlardan kurtarmaya çalışıyordu.

"Bıraak. Nolur bırak. Yapma" sesi artık daha kısık çıkıyordu. Yavaştan benliği unutuyordu olayları. Eren in kolları artık rahatlatıyordu kızı. "Yapma" dedi artık ama bedeni yorgun düşmüştü.

"Tamam canım. Ben yanındayım. Nolur artık kendine gel" hala ağlıyordu genç adam. Sevdiği kıza bu kadar büyük bişey yaşatılması içini sıkıp adamı boğuyordu.

"Eren" dedi Yeliz kollarında kendine geldiği adama.

"Burdayım güzelim. Burdayım" saçlarını parmaklarıyla okşuyordu.

"Beni bırakma olur mu?" Çaresizlik içinde söylediği sözler kalbine işlemişti Eren in. Sevdiği kız yanında olmasını istiyordu. Bırakma beni diyordu. Bu onun için çok önemli bir şeydi.

"Bırakmam. Bir daha seni asla yanlız bırakmam. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim"

Yeliz i kendine getirmişti iyice. Kucağında çimlere oturduğu kızın yüzünü tutup kendine çevirdi.

"İyi misin artık?" Dedi hala kızarık olan gözleriyle. Yeliz de hemen fark etmişti bunu.

"Eren, sen ağladın mı?" Kucağından doğrulup yüzünü görebileceği bir şekilde durdu. Eren in ağlamış olması hem de kendi için yüreğini burkmuştu.

"Beni boşver. Sen iyisen gidelim artık" Yeliz daha fazla üstüne gitmek istemediği için kalktı ayağı. Eren de onunla birlikte kalkmıştı.

Arabaya doğru yürüdüler. Yeliz çok kızıyordu kendine. Eren in öğrenmesini hiç ama hiç istemiyordu. Bundan sonra olacakları düşündü. Ama henüz o kadar gelişmemişti hayal dünyası. Abisine yada babasına söylermiydi bilmiyordu ama Birolla büyük bir kavgaya gireceğinden adı gibi emindi.

"Eren" dedi korkarak. Arabaya çoktan binip yola koyulmuşlardı.

"Söyle Yeliz" dedi kaşları çatık yüzü asık bir şekilde.

"Onunla kavga etmeyeceksin değil mi?" Dedi ama demez olaydı. Eren in kızgın bakışları söylediğinin yanlış olduğunu fark ettirdi hemen kıza.

"Yeliz sus" dedi tekrar yola bakarak. "Bana sakın o piçi koruma. Zaten saklamışsın benden bazı şeyleri" burnundan soluyordu Eren.

"Onu değil aptal seni korumak istiyorum ben" onu korumak isteyeceğini düşünmüş olması bile kızı kızdırıyordu.

"Beni de koruma. Bak sana neler yaşattım. Aptal kafa. Gerizekalı. Bana ne söylesen haklısın. Küssen kızsan asla neden diye sormam. Ama senden tek bi isteğim var" Yeliz iyi bişey olmadığını biliyordu ama yine de sordu.

Seviyorum İşteWhere stories live. Discover now