25. Bölüm

402 12 5
                                    


Sevgili okuyucularım.
Biliyorum sizi çoooook uzun zamandır bölümsüz bıraktım. Siz yine de sıkılmadan beklediniz. Ben bunun için sizlere çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra daha erken yayınlamaya çalışacağım bölümleri. İnşallah sorun çıkmaz ve hemen başlarım yeni bölümü yazmaya.

Hepinize iyi okumalar.

Diğer bölüm de görüşmek üzere ;)

Ne tuhaftır hayat!!

Aynı anda aynı semtte insanlar farklı farklı zorluklarla karşılaşır. Biri sevdiği kıza istemeden de olsa ilanı aşkının şokunu yaşarken, diğeri annesine istediği kızı kabul ettirmeye çalışır.

Zordur yani hayat. Fikret gibi naif bir adam için bile.

Fikret in hala ikna olmayan annesi genç adama kaç aydır kan kusturuken aynı zaman da işe engel olmaya çalışıyordu.

Fikret annesine ne diller döktüyse de bir türlü onaylatamamıştı evlenmek istemesini. İstemeye gideceklerdi kızı ama annesi ben gitmem diyor başka bir şey demiyordu. Aslı nın her gün ağlayarak aramasından dolayı genç bir kızın göz yaşlarının üstüne bir mutluluk kurulmasına izin vermeyecekti.

Oysaki bilmiyordu Aslı durmayıp kendine başka birilerini daha ayarlamaya çalışıyordu. Yaşadığı evden, babasının despot hallerinden bıkmış ve kendine hüküm süreceği toprak arayışına çıkmıştı. Fikret in buna izin vereceğini sanıyordu. Ama yanılıyordu.

"Anne, nolur gel. Sen olmazsan olmaz. Nerde görülmüş kız istmeye gidilirken annenin evde kaldığı" son çırpınışlarıydı bunlar genç adamın.

"Evde kalacağımı kim söyledi. Aslı kızımın yanına gideceğim ben" oturduğu koltuktan kalkıp odasına gitti annesi. Fikret koltuğa çöküp derin bir nefes aldı.

Çok zordu kadınlarla uğraşmak. İstediği olmayan bir kadını ikna etmek imkansızdı. Babası ve İsmet hazır olunca beraberce çıktılar evden. Hepsinin yüzünde buruk bir ifade vardı. Zordu be. Sevdiğini istemeye giderken annenin yanında olmaması.

İsmet abisiyle uğraşıyordu yüzü biraz gülsün diye. Fikret hem heyecanı hem de hüznü aynı ayda hissediyordu buruk kalbinde.

Eve vardıklarında arabayı park edip apartmana girdiler. Yukarıda heyecandan ölen kız bekliyordu onları. Kapıyı çaldılar. Yaren in küçük kuzeni kapıyı açtı kimseyi beklemeden. İçeridekiler tatlı dille kızdılar çocuğa. Sanki umursamıyor gibi görünmek istemiyorlardı. Çünkü Fikret in kızlarını istemeye geleceğini duyunca hepsi sevinmişti.

Kim istemezdi ki Fikret gibi oğlanı damat olarak. Yaren mutfakta ölecekti heyecandan. Fikret ve yanındakiler evdekilerin onları çok sıcak bir şekilde karşılamalarından dolayı üstlerindeki gerginliği bir nebze de olsa atmışlardı. İsmet hemen büyüklerin elini öperek ortamın kaynaşmasını sağladı. Hoş beş edildikten sonra Yaren in annesi Fikret e annesinin neden gelmediğini sordu. Genç adam gözlerine çöken mahcubiyete rağmen doğruları söyledi.

"Gelmek istemedi efendim. Kusura bakmayın size karşı mahcubuz" dedikten sonra başını önüne eğdi. Babası o haline dayanamadı oğlunun.

"Oğlum anneni bilmiyor musun? O ikna olur merak etme" herkes biliyordu olayları. O yüzden açmadılar konuyu. Birbirleriyle sohbete başladı herkes.

Yaren in elinde kahvelerle gelmesi ortamın biraz sessiz kalmasına neden olunca heyecandan ölen kızın kalp ritmi iyice hızlandı. Kendini çok zor tutuyordu ayakta. Düşüp bayılmamak için kasılmaktan beline ağrılar girdi. Kahveleri dağıttıktan sonra hoşbeş edildi biraz daha.

Seviyorum İşteWhere stories live. Discover now