1.Bölüm;Odam

1.3K 50 2
                                    

Yağmur taneleri süzülüyor penceremden...      

O serin,nazlı.masum Nisan yağmurları,Her şeyden uzaktayım...Odam sanki beni hayatın cafcaflı yalanlarından günlük stresten koruyan bir kale...

Yatağım Tüm gün boyunca yaptıklarımı,yaşadıklarımı ve hayallerimi rahatça düşünebildiğim bir yuva.18 yaşındayım Ygs'ye hazırlanan tipik bir öğrenciyim...Her zaman ki gibi yorgunum.Üstümde yine o bilindik bitkinlik var.Her zaman ki rutin kalkış saatim beş beş buçuk gibi uyandım,saatlerce çalıştım...Gözlerime perde iner gibi oldu.Uykusuzluktandır diye geçiştirdim...Saat on iki gibi okulda olmam gerekiyordu.Ve saat on biri bulmuştu.Yerimden kalkmam gerek diye fısıldadım kendi kendime.Gidesim yoktu..Tipik pazartesi sendromu..Pehhh...Her neyse bir yanım günlerce uyumak bir yanımda şu Nisan yağmurlarında saatlerce koşmak,ıslanmak istiyordu...

Yatağımdan doğruldum,Her zaman ki gibi ceketimi üzerime geçirdim.Saçlarım epey dağılmış elimle düzeltiyorum.Kadife yeşili gözlerim aynada ki solgun yansımama bakıyor.Ne kadar zayıflamışım...Ceketimin yakasını düzeltiyorum,çantamı sırtıma atıp basamakları ikişer üçer atlıyorum. Kapıya koşar adam ilerleyip.Kendimi sokağa atıyorum.Otobüsün gelmesine 5 dakika var...Durağa doğru ilerlerken sarı saçlarımı yağmur damlaları ıslatıyor,şapkamı kafama geçirirken durağa bakıyorum...Otobüs gelmiş ve yolcuları binerken görünce koşuyorum...Akbilimi basıp otobüsün arkasına doğru kalabalığı yararak geçiyorum.Bu kadar kalabalıkta nefes almak çok zor...Açık bir cam boş bir alan ararken kendimi camın kenarında nefes nefese buluyorum biraz rahatladıktan sonra etrafa bakıyorum.Başımı cama yasladığım sırada bana bakıp fısıldaşan ardındanda kıkırdayan kızlara takılıyor gözüm.Şu kızlar ne garip varlıklar asla tavırlarına anlam veremiyorsun... 

                                                                          ***

Okuldayım.Hızla sınıfa giriyorum.Sınıfta Derin ve birkaç kişi dışında kimse yok.Sırama geçip derin bir nefes alıyorum .Yine başım dönüyor...Kafamı sıraya gömüp gözlerimi kapattığımda sırtıma bir el dokunuyor.Zarif ince parmaklar...Sonra çocuksu çoşkulu  sevimli bir ses çınlıyor sınıfta...

"Arda"  diyor cıvıl cıvıl..

Usulca kaldırıyorum kafamı.Kızıl saçları omzuna dökülmüş,Tarçın rengi gözleri ve kocaman gülümsemesiyle Derin dikiliyor karşımda 

"Efendim" diyorum ruh gibi bir ses ve eskisi kadar parlak olmayan gözlerle...

"Çay içelim mi? Yalnız olmak istemiyorum"

"Olur" diyorum iştahsız olmakla birlikte...

Yerimden kalkıyorum.Başım dönünce sıraya yaslanıyorum.Gözlerimi kapatıp tekrar doğruluyorum

"Amma uykucusun yaaa" diye mızmızlanıyor Derin...

"Derin!" diye inliyorum adeta biraz çıkışarak

"Efendimmmmmm"

"Yorgunluktan olsa gerek ama uykucu değilim!"

Derin bu çoktan kapıya ulaşmıştı.Kafasını kapıdan uzatıp

"Hadi ama çok yavaşsın"diyor yine o çocuksu edayla...Saçlarını savuruyor küçük bir kız çocuğu gibi...Bu kızın sevdiğim yanı hiç büyümemesi galiba...

Hüzün DeniziDonde viven las historias. Descúbrelo ahora