41. Bölüm (Acı)

Start from the beginning
                                    

Ahmet, Zehra'nın bardağını ona uzatırken "Allah kahretsin!"dedi gözlerini kısıp içkisini yudumlarken. Zehra, şaşkınca ve anlamsızca kendisine bakarken genç kızın aklındaki soru işaretlerini gidermek için açıklama gereği duydu. "Çok güzelsin. Seninle bir gece geçirmek için sevgilimi bile feda ederdim."

Zehra'nın şaşkınlığı daha çok artarken "Ne?"dedi kaşlarını çatarak. "Sevgilin mi var senin?"

"Evet ama senin kadar güzel değil."

Zehra kendisine uzatılan bardağı iterken "İğrençsin."dedi yüzünü ekşiterek. "Hepiniz iğrençsiniz." Bu sefer barda bulunan herkesi göstermişti.

Ahmet'in yüz hatları hiç değişmezken "Olabilir,"dedi sadece. "Gönlümü tek bir kişiye kaptıramam."

Zehra tüm bu konuşmalara daha fazla dayanamayarak kalabalığın içinden yürüyüp Ceren'i aramaya başladı. İnsanlar kendisine çarpıyor ve başı feci derece de dönüyordu. Ceren'e benzeyen birini görür görmez zorlukla yanına geldi ve kısa bir şok daha geçirdi. Çünkü şu an gördüğü bu manzara hiç hoş değildi. Ceren, tanımadığı bir erkekle sarhoş olurcasına öpüşüyor ve aynı zamanda da tuhaf, bilinmedik hareketler yapıyordu. Cem ise fotoğraflarını çekmekle meşguldü. Midesi bu durumdan iyice bulanırken kusmamak için elinin tersiyle ağzını kapatıp, dış kapıya doğru koşmaya başladı. Kolunun aniden çekilmesi sonucu ise maalesef dışarıya çıkamamış, olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı. Ahmet'ten kolunu kurtarmaya çalışırken "Bırak beni iğrenç mahlukat!"dedi sitemle bağırarak.

"Gece daha yeni başlıyor güzelim."

"Bırak beni! Ben..." Kolunu çekiştirip, kurtarmaya çalışırken ses tonunu yükseltip Ahmet'i şaşkına çevirdi. "Evliyim ben!" Bağırışı gözyaşlarını da beraberinde getirmişti. Sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Yalan söylüyorsun."

"Ne yalanı?" Eli çantasına uzandı ve hızla yüzüğünü aramaya başladı. Eli zangır zangır titrerken yüzüğünü çıkarıp genç adamın gözüne sokarcasına gösterdi. "Al bak! Yalan mı söylüyorum?"

"Şimdi oldu. İnandım." Ahmet umursamazca gülerken, Zehra'nın yüzüğü parmağına takışını seyretti ve bir kahkaha patlattı aniden. "Bana iğrenç diyene de bakın. Evli bir bayan akşam vakti kocasından izinsiz dışarlarda sürtüyor. Bravo!"dedi ellerini çırpıp, taklidini ustalıkla sergilerken.

Zehra dehşetle Ahmet'e baktı. Açıklama yapmak zorunda değildi bu adama karşın ama niyetinin bu olmadığını söylemek zorunda hissediyordu. "Benim amacım senin iğrenç düşüncelerin gibi değildi. Nereden bilebilirdim ki berbat bir ortamla karşılaşacağımı!"

"Evet, evet inandım ben de. Amacın bu işte kızım! Bu ortam, bu mekan..."dedi ciddi bir ifadeyle, ardından ekledi. "Hazır gelmişken birlikte olmaya ne dersin?" Zehra'nın kolundan tutup, cevap vermesini dahi beklemeden kendine doğru çekerken genç kız çığlık atarak geri çekilmeye çalıştı, karşısındaki adamın göğsüne vura vura ama nafile. Ne kimse duyuyor, ne de bakıyordu onlara... Zehra, Ahmet'i tüm gücüyle itmeye çalıştı ama Ahmet yerinden milim dahi kıpırdamıyordu. Genç adam, Zehra'nın yüzünü avuç içlerinin arasına alıp dudaklarına doğru eğilirken hiç beklemediği bir anda genç kız kollarının arasından tüy hafifliğinde uzaklaşıp gitmişti, yüzüne yediği yumruk ise geriye doğru sendelemesine sebep olmuştu. Başı şiddetle zonklamaya başlarken gözünü zorlukla aralayıp kimin vurduğuna baktı. Tanımadığı bir adam sinirle işaret parmağını uyarı anlamında sallıyor ve bağırıyordu. Kalabalık ise köşelere çekilmiş, şok içinde olanları izliyordu.

"Seni bir daha karımın yanında görürsem yemin ederim doğduğuna bin pişman ederim! Seni öldürmem için yalvarmak zorunda kalırsın bana!" Selim, Zehra'yı kenara iyice iterken Ahmet'in üzerine yürüyüp yakalarından tuttu ve gözü dönmüş bir halde tiksintiyle konuştu. "Şerefsizin evladı! Bir daha seni asla karımın yanında görmeyeceğim duydun mu beni?"

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now