37. Bölüm(Güzel Günler Göreceğiz, Güneşli Günler...)

9.1K 465 490
                                    


Bölüm Başlığı: Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...

Mutluluk bir kez uğradı mı her daim bu duyguyu yanında isterdi insan, ama bilmezdi ki mutluluğun aslında mutsuzluğu da beraberinde getirdiğini. Her mutlu sonun bir acı sonu da vardır aslında. Tıpkı bu hikaye de olduğu gibi...

"Sedef cadısı da orada olacak mı?"

"Hayır, olmayacak."

Zehra omuz silkerek Selim'e baktı, yüzünü ekşiterek. O kızın ismini bile anmak midesini yakıyordu. "O kızı sevmiyorum ben. Okulun bittikten sonra yüzünü bile görmeni istemiyorum."

"Sadece kadınlardan senin yüzünü görmek istiyorum."dedi Zehra'nın gülümsemesine sebep olurken. Zehra'yı hoşnut etmek Selim'in üzerine vazife gibi olmuştu ama tabii her şey içinden, tertemiz bir şekilde geliyordu; sevmek ve sevilmek güzel bir şeydi onun için. Ardından unuttuğu bir şey aklına gelirken hatırlar gibi yaptı. "Haa! Annem ve Gizem'i de unutmamak lazım!"

Genç kız mutlulukla gülümserken birlikte kafeden içeri el ele girdikleri gibi Selim arkadaşlarını gözleriyle aramaya başladı. Karşı masalardan birinde oturan tanıdık gençleri görünce gülümseyerek yanlarına gitti. Selim tek tek erkek arkadaşlarıyla selamlaşırken kızlarla selamlaşmayarak Zehra'dan tam not almıştı. Zehra gururla gülümserken aynı şeyi yaparak kızlarla selamlaştı ve erkeklere sadece "Merhaba!"diyerek Selim'in yanına oturdu.

"Yalnız kanka, birbirinize ciddi anlamda çok yakışıyorsunuz. Sen yakışıklı, eşin güzel..."

Selim, Efe'ye dönerken "Çocuklarımızı düşünemiyorum açıkçası."dedi alayla gülüp Zehra'nın kızarmasına sebep olurken.

"Çocuk mu?"diye sordu Zehra, Selim'e sessizce söylenirken." Ne çocuğu Allah aşkına!" Selim manayla gülümserken sevdiğinin gözlerinin içine baktı ve yalnızca "Büyüyünce öğrenirsin."dedi sessiz bir şekilde kulağına doğru fısıldarken.

"Zaten biliyorum tamam mı? Çocuk muyum ben?"

Sohbet arasında Emre aralarına katılıp sadece yanı boş olan Zehra'nın yanına otururken Selim biraz tereddütle Emre'ye baktı. Kıskanıyordu işte Zehra'yı herkesten. Kolunu omzuna atarken kendisine doğru biraz daha çekti.

"Ama Zehra'yı çok sevdiğin gözlerinden belli."

Selim bu sefer Nil'e dönerken "Çok mu belli ediyorum?"diye sordu güzel bir tebessümle.

"Çok!"diye cevap verdi Nil kollarını iki yana açarken.

Sohbet koyu bir şekilde devam ediyordu ama Emre gözlerini Zehra'dan ayırmıyor, fazla konuşmuyor, sessizliği tercih ediyordu daha çok. Aradan çok zaman geçmişti Zehra'yı görmeyeli ve uzun bir süre zarfında onu görmemek biraz da olsa kendisine unutturabilmişti bu başıboş duyguları ama şimdi güzelliğini tekrar görünce ister istemez bakıp bakıp duruyordu. Şu an ona "Çok güzelsin." dememek için bile kendisini zor tutuyordu. O kadar masum, o kadar tatlıydı ki, gülüşü ise insanı kendisine aşık ettirecek cinstendi. Derin düşüncelere dalmışken bir an Zehra'yla göz göze geldi ve mavi gözlere titrek bakışlarla baktı. Genç kız hızla kafasını geri çevirirken Emre sinsice güldü ve o an bulunduğu duruma aldırmadan, şeytana uyarak elini yavaşça genç kızın bacağına doğru götürmeye başladı. Bulduğu bu cesaretini kat ve kat arttırarak gözlerini ayırmadan Zehra'nın yüzüne bakmaya devam etti. İğrenç bir dokunuşun etkisiyle genç kız hızla kafasını dehşetle Emre'ye çevirirken körleşmiş gözlerle karşılaşarak korkmaya başladı. O an ne bir şey diyebildi, ne nefes alabildi, ne de kalbi hızlı atmasını durdurabildi. Korkuyla ne yapacağını bilemezken bacağını sıkan ele karşın sadece ayağa hızla fırlayarak "Lavaboya gitmem gerek!"dedi titreyen bedeniyle. Bacağından aşağı süzülen el masaya yerleşirken gözlerini ayıramıyordu bir türlü kirli elden. Kimsenin yüzüne bakmayarak doğruca yerini bile bilmediği lavaboya doğru adım atmaya başladı. Genç kız başını ellerinin arasına alırken dünya bir anlığına karardı göz bebeklerinde, düşecek gibi oldu; bu beden ona ağır geliyordu.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now