35. Bölüm (1. Kısım)

9.8K 530 161
                                    


Bölüm Başlığı: Avuç Dolusu Umut...

Etraf bembeyaz bir perdeye bürünmüş, her yer şekillleri birbirinden farklı olan saf kristallerle kaplanmıştı. Her yeri bembeyaz görmek yanında masumluğu da getirirken insan, bir süre de olsa dünyayı kötülüklerden arınmış zannederdi ama halbuki kötülük karın altında biriken çamurla karışık sulardı; kırılan çatlaklardan sızmak isterdi etrafa, dengeyi altüst edip bozmak... Kar ise tabakasını üzerine kilitleyerek bir müddet oradan çıkmasına izin vermezdi. Çünkü kar temizliğin sükunetiydi aynı zamanda, temiz suların yeniden akmasıydı...

Tüm kötülüklere rağmen dünya, birazcık da olsa beyaz bir tabaka ile güzelleşmeliydi değil mi?

"Hayatımda hiç bu kadar eğlenmemiştim. Şu an çocuklar kadar şenim."

Genç kız, Zehra'nın gülümseyen yüzüne bakarken avucunda biriktirdiği kar topunu hafif sertleştirerek genç kızın sırtına fırlatarak gülümsedi. Zehra sırtına gelen sert topla afallayarak arkasına yavaşça dönüp Gizem'e bakarken çevik bir hareketle karı alıp top haline getirerek hiç düşünmeden sevdiği arkadaşının göğsüne doğru attı ama gülümsemedi, çünkü şu an oldukça ciddiydi. Gizem, ciddiliğine takılmayıp kahkahalarla tekrardan avuçlarına avuç dolusu kar koyarken havaya saçarak altında gezindi.

"Gizem, bu kardan adamları tek başıma mı bitirmemi istersin?"diye sordu Zehra gözlerini kısıp, avucunu bitirmek üzere olduğu kardan adamın kafasına dayamışken.

Gizem dehşetle "Hayır,"diyerek öne atıldı ve kendi kardan adamını yapmaya devam etti. Birlikte uzun bir süre uğraştılar. Bu yıl kar biraz daha tuttuğu için kardan adam yapma fikri oldukça cazip gelmişti bu iki dosta. Zehra kardan adamlarının bittiğini fark ederken kendininkini göstererek "Zehra,"dedi. Ardından Gizem'in yaptığını gösterdi işaret parmağıyla. "Gizem," Genç kız ellerini arkasında birleştirdi mutlulukla.

Gizem "Öyle mi?"diyerek bakışlarını gökyüzüne kaldırdı muzip bir ifadeyle. "Ben onlar için farklı isimler düşünmüştüm ama."

"Ne düşündün?"

Gizem önce Zehra'nın kardan adamını işaret ederek "Zehra,"dedi sevecen bir şekilde. Kendisininkine dönerken el çırparak "Selim,"dedi tebessüm ederek.

Genç kız duydukları karşısında şaşkınlıkla yutkundu. Gizem'in omzuna hafifçe vurdu ama acıtmamaya özen göstermişti. "Neden onun ismini veriyorsun! Sen yaptın bunu?"dedi sinirle karşısındaki kıza öfkeyle kızarken.

Genç kız omzunu ovalayarak yavru kedi bakışı attı. "Ama abime benziyor." Zehra inanamıyormuş gibi ona bakarken gerilen ortamı bir ses böldü.

"Kızlar hadi içeri gelin. Yemek hazır."

Sevda Teyze'nin yumuşak sesi dışarda yankılanırken kızlar bir ağızdan onaylayıp içeri geçtiler. Yemek masasına oturup birlikte yemek yemeye başladılar ve Hasan Amca "Selim'e burada olduğunuzu söylediniz mi?"diye sorunca Zehra bakışlarını masumca kaldırarak onayladı. Orta yaşlı adam bu duruma memnuniyet duyup rahat bir nefes alırken "Bak gördün mü? Sizi zorla almaya gelmedi."dedi sevinçle.

"Alacaktı,"dedi Zehra gözleri tek bir noktaya odaklanmışken. "Ama biz gitmedik, daha doğrusu ben istemedim."

Sevda Teyze şaşkınlıkla "Dün gece burada mıydı?"diye sordu iyice meraklanmaya başlarken, Gizem başıyla onayladı. "Deli çocuk. Onun bir suçu yokmuş değil mi?"

"Söylediklerine göre yok." Gizem konuşmayı büyük bir dikkatle devam ettirirken elindeki bardaktan bir yudum su daha aldı.

"O zaman sorun çözüldü."dedi sevinçle Hasan Amca, ellerini birbirine yavaşça bastırırken.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now