21. Bölüm (Küçük Bir Şans)

16K 796 146
                                    

Bölüm Başlığı: Küçük bir şans

Korkunun her silsilesini bedeninde hissederken kelimeler bir bir ağzından dökülmeye başladı. Âdeta bir kabus gibiydi her şey. "Konuşmak istemiyorum!"dedi genç kız acıyan bileğini kurtarmaya çalışırken. Ses tonu ise oldukça sinirli çıkmıştı.

"Ama ben istiyorum,"diyerek Zehra'yı içeri götürmeye başladı Selim. Zorlukla tuttuğu elini acıtırcasına sıkıyordu. Sanki kaçıp gidecekti Zehra. Dış kapıyı kapatıp koridorda dururken "Kimdi o adam?"diye bağırdı.

Zehra oldukça yüksek çıkan bu sesin karşısında titremeden edememişti. Selim'in ona bağırdığı nadir zamanlardan biriydi. Hatta uzun süredir hiç bağırmamıştı. Korkmasına rağmen başını dik tutup cevabını verdi, net bir şekilde. "Seni ilgilendirmiyor!"

"Bal gibide ilgilendirir ben senin kocanım."dedi işaret parmağıyla kendisini işaret edip genç kızın omuzlarından tutup sarsarken. Kızıllaşmış gözlerle, titreyen gözlere öfkeyle baktı. Küçücük bir kırıntı, bir sevgi aradı o gözlerde ama yoktu. Nefret mavi rengi olabildiğince avucuna hapsetmiş vaziyetteydi.

"Zorla evlendirildik biz," Zehra titrekçe bu sözleri sarfetmişti. Yıllar geçtikçe daha iyi anlamıştı. Birisini severek evlenmek farklı bir şeydi ama zorla evlendirilmek; hiç düşünmeden ruhsuz bir bedeni ömür boyu zindana hapsetmek gibiydi.

Gizem duyduğu bağırışmalarla aşağıya inerken "Neler oluyor?" dedi anlamaya çalışırken. Endişeyle bir abisine, bir Zehra'ya baktı.

"Beni delirtiyorsun, cidden beni delirtiyorsun! Bunu bana neden yapıyorsun?" Selim, Zehra'nın omuzlarını daha sıkı kavrarken genç kızın kendine gelmesi için daha çok sarstı. Zehra ürkekçe geri çekilmeye çalışırken tekrar sordu. "Kimdi o adam?"

"Yalnızca bir arkadaşım, hem seni neden ilgilendirsin ki?"

"Benimle düzgün konuş artık!"dedi bağırıp Zehra'yı daha çok avuçlarına esir düşürürken. Bağırışı o kadar şiddetliydi ki anneside yardıma koşmuştu. "Beni, sana karşı zor kullanmaya zorlama!" Sinirle aralarındaki mesafeyi kapatırken Gizem ve annesi arkasından gelerek Selim'i tutmaya çalıştılar.

Zehra'yı, Selim'in elleri arasından kurataran Gizem "Sakin ol abi,"dedi yalvarırken. Selim hiddetle öne atılırken Zehra'ya döndü bu sefer. "Odana çık Zehra! Abim sakinleşene kadar da inme."

Zehra koşar adımlarla odasına çıkarken nefes nefese kalarak kendisini yatağına attı. Selim'e karşı böyle davranmak istememişti ama elinde olmadan ona cevabını vermişti hemde hiç hoş olmayan bir şekilde. Selim'in onu bu kadar sıkması, her şeyi bilmek istemesi en nefret ettiği şeylerden biriydi. Hep özgür kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünürdü.

Gizem odasının kapısını açıp içeri girene kadar odadan dışarı çıkmadı. Genç kız sessizce Zehra'ya yaklaştı ve yatağın baş ucuna geçip oturdu. Elini Zehra'nın elinin üzerine koyarken kahverengi gözleriyle deniz mavisi gözlerin içine baktı. "Lütfen abime böyle davranma artık."dedi yalvaran bir ses tonuyla. Çünkü artık bıkmıştı tüm bu olanlardan. Abisinin nasıl çöktüğünü görebiliyordu. En önemlisi de abisinin kendisine kötü bir şeyler yapmasından korkuyordu her zaman.

"Özür dilerim. Ben aslında böyle olsun istememiştim, tüm suç benim biliyorum." Zehra ümitsizce Gizem'e baktı kısa bir süre. Kalbi onu istemiyordu bu elinde olan bir şey değildi. Yalnız Selim'de değil tüm erkeklere karşı aynıydı.

"İstemeden oldu biliyorum ama bu nefretini biraz yıkmayı denesen,"

"Peki Gizem,"dedi fısıltıyla. "Deneyeceğim en azından senin için." Derin bir nefes vererek Gizem'e baktı, elini ümit verircesine tuttu ve gülümsedi. Gizem'de gülümserken birden tebbessümü yarıda kesildi. Boğazını temizleyip kaşlarını çatarak devam etti.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin