38. Bölüm (Saplantı)

7.4K 425 107
                                    


Bölüm Başlığı: Saplantı

Hayat çok tuhaftı...

İnsan geriye dönüpte baktığı zaman yıpranmış, tozlanmış raflarla karşılaşırdı daima. Hiçbir şey eskisi gibi olmazdı, olamazdı. Geçmişten ders alınması gerektiği söylenirdi her zaman ama ya o geçmiş ders alınmaması gereken bir anıya aitse!

Saniyeler, dakikalar, saatler birbirini kovalarken ağlamaktan yorgun düşmüş mavi gözlerini sımsıkı kapattı. Tam da mutlu olacakları yeni günler onlara kucak açarken bir kez daha mutluluk teğet geçip gitmişti yanlarından. Olmayacaktı, mutluluk sanki onlara haram kılınmıştı. Gözlerini tekrar aralarken ameliyathanenin soğuk kapısında göz gezdirdi donuk bakışlarını ve yeniden göz pınarları, dinmeyen bir ırmak gibi akmaya başladı.

"Anca ağlarsın zaten. Başka ne işe yararsın ki?"

Omzunu dehşetle kavrayan eller vücudunu sarsarken başını zonklayan ağrı daha çok şiddetlenmişti. Selim'in ameliyata alınmasından sonra gelen aile üyelerinden yeterince baskı görmüştü. Neredeyse on dakikada bir bu baskı benliğini yineliyordu. Cevap vermek yerine yeniden sessizliği tercih etti. Ne diyebilirdi ki? Ben suçsuzum diyebilir miydi?

"Bir daha asla seni oğlumun yanında görmeyeceğim. Duydun mu beni?"

Yanağına inen tok bir sesle başını hastane duvarına dayarkan, taş yığınında bedenini sürterek soğuk, sert zemine yavaşça oturdu ve sessiz hıçkırıklarla gözyaşlarını akıtmaya devam etti.

"Peki,"dedi, zorlukla çıkan sesiyle.

Sevim Hanım hıncını alamayarak hastane merdivenlerini hızla gösterdi. Bağırışı bekleyen tüm hasta yakınlarını dehşete düşürmüştü. Herkes sessizce olanları izliyordu. "Hemen şimdi defolup gideceksin. Hemen şimdi!"

"Lütfen," Zehra, Sevim Hanım'ın bacağına kollarını dolayarak yalvarmaya başladı. "İyi olduğunu görmek istiyorum. Onu bu halde bırakamam."

Sevim Hanım ağlayarak Zehra'ya doğru eğilirken herkesçe bilinen bir gerçeği genç kızın yüzüne vurmaktan çekinmedi. "İyi olduğu zaman gitmene izin vereceğini mi sanıyorsun? Hayatımızı daha fazla mahvetmeden git buradan. Abini ara ve git!"dedi bağırıp tekrardan hastaneyi inletirken. Bağırışı yan tarafta duran güvenliği bir korkutmuştu. Zehra başını kaldırarak karşısındaki kadına baktı ve sessizce fısıldadı.

"Söz veriyorum gideceğim. Gerekirse benden nefret etmesini sağlayacağım."

"Anne, anne..." İkiside hararetle koşan Gizem'e baktılar şaşkınlıkla. Birlikte ayağa kalkarlarken Sevim Hanım "Ne oldu?"diye sordu kızına telaşla.

"Abimin ameliyatı bitti anne, yoğun bakıma aldılar onu."

"Ne? İyi mi peki?"

Kimse Zehra'yı takmayarak yürümeye başlarken Sevim Hanım ve Gizem doktorla konuşmak için yoğun bakım ünitesine doğru yol aldılar. Zehra'da arkalarından giderken sessizce onları takip etti. Üzerindeki beyaz önlük ve elindeki dosyalarla yanındaki meslektaşlarıyla bir şeyler tartışan doktoru kolundan tutarak "Oğlumun durumu nasıl Doktor Bey?"diye sordu meraklı bir ifadeyle. Çünkü ameliyata giren doktorun o olduğuna adı gibi emindi.

Doktor kolundaki elle şaşkınlıkla donarken gözleri herkeste gezindi bir süre. Sonra elindeki açık dosyayı kapatıp konuşmaya başladı, kendisinden ödün vermeyerek.

"Selim şu an yoğun bakımda, çok kan kaybetmişti lakin kızılaydan gereken kan temin edilerek kan kaybı önlendi." Herkes endişeyle doktoru dinlemeye devam ederken, doktor gülümseyerek devam etti. "Merak etmeyin ameliyat başarılı geçti. Endişelenecek bir şey yok. Yarın servisteki odalardan birine alınacak. Gereken kontroller de bizzat benim tarafımdan yapılacak."

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now