O an kapı çalmaya başladı, Levent hemen kalkarken Betül elini kaldırıp onu durdurdu. "Koray açar," dedi sert sesiyle, gözlerim Levent'in gözleriyle buluştu. İkimiz de şaş- kınlıktan küçük dilimizi yutmuştuk, hole giren yüzü kapalı bir kadındı. Koray ve hiç görmediğim başka bir adam hemen kadının bir adım arkasındaydı.

"Ne oluyor?" dedi Ömer Bey, sesindeki bariz telaş merakımı harlıyordu. "Oyun bitti!" dedi Koray kollarını birbirine bağlarken, gözlerim kadının ellerindeki kelepçeye kaydı. Koray'ın gözlerindeki intikam ateşi ve Ömer Bey'in şaşkınlığı kafamı allak bullak etmişti. Bu kadın kimdi?

Koray elini kadının şapkasına attı ve hızla açtı. Ansızın yakalandığım bir fırtına gibiydi, Levent'i merak ediyordum fakat kaskatı kesilmiştim. "Bu nasıl oyun!" diye bağırdı Betül, nihayet Levent'e bakacak gücü bulabilmiştim. Gözlerini kırpmadan ona bakıyordu...

Melek Köksal...

Birkaç yıl önce öldürdüğüme inanılan masum kadın! Kalbim deli gibi atıyordu, yüzüne düşen kızıl saçları arkaya savurdu ve gözlerini Levent'e dikti. Benim gördüğüm kadın işte buydu. Carol değildi!

"Bu- Bu olamaz," dedi Levent başını hafifçe sallarken.

"Sen öldün!" Sesi öyle zayıftı ki ruhunun çektiği acıyı ses tonundan anlayabiliyordum. Kadın hafifçe başını salladı ve bana baktı.

"Anlat!" Koray'ın sesiyle irkildim. Ömer Bey hâlâ boş boş bakıyordu. "Yapma," dedi yalvarırcasına Melek, gözlerinden düşen gözyaşları yere damladı. "Anlat!" diye bağırdı bu sefer Koray, Levent'e göz ucuyla baktım. Titriyordu...

"Ben... Çok üzgünüm."

"Sakın bir aptallık yapma!" diye bağırdı Ömer Bey, ona şu an 'bey' derken zorlanıyordum. "Çok geç." Koray tehditkâr bir tavırla gülümsedi ve kadına bakmaya devam etti. "Şeytanı bile kendinize hayran bıraktığınız oyununuzu onların da bilmeye hakkı var," diyerek bizi gösterdi Koray.

"Beni buna o zorladı, ben istemedim!" Kolunu Koray'dan kurtarmaya çalıştı. "Tüm oyunu o tasarladı. Benim bir suçum yok!"

"Devam et." Melek gözlerini Levent'ten çekip bana itti.

"Beni Vedat istemedi," dedi titreyen ses tonuyla. "O istedi." Bakışlarıyla Ömer Bey'i işaret etti. "Levent bana âşık olacaktı, kardeşinin bir fahişeye âşık olmasını istiyordu." Ağlamaya başladı ama anlatmaya devam edecekti, buna ihtiyacı vardı veya mecburdu...

"Sana âşık olmamam gerekiyordu, kuralların en basiti buydu. Kahretsin küçücüktüm, beni kullandı!" Bir anda ses tonu yükseldi. "Sonra şu kızdan bahsetti, bana benzediğini. İntikam oyunu onun için büyüyordu, o gece kazayı yapan aslında o değildi. Bunun için başka bir adam tutmuştu, her şey kusursuz ilerledi. O gün ne kadar gergin olduğumu hatırladığını biliyorum," dedi Levent'e bakarak. "O kazada öleceğimi söylemişti, normal davranmak zorundaydım. Çok üzgünüm."

"Devam et." Koray sabırsızca konuştu. "Hatırlamadığım çok şey var ama aylar sonra gözlerimi bir hastane odasında açmıştım. Yanıma gelip giden doktorların, hemşirelerin, hiç kimsenin ne dediğini anlayamıyordum. Daha sonra Rusya'da olduğumu öğrendim. Bu ilk aşamaydı, ikinci aşama da kusursuzdu. Bildiğim kadarıyla Köksal Holding'de işe girmesini sağladı önce, ardından Levent'le yakınlaşması için her şeyi yaptı."

Derin bir nefes alıp gözlerini Levent'e kaydırdı. "Vedat... O sadece onun kuklası," diye fısıldadı başıyla Ömer Bey'i gösterirken. Onu defalarca kez gömüştüm, Koray Ömer Bey'i takip ettiğinde kızıl saçlı bir kadınla görüştüğünü söylemişti. O hep bir adım uzağımızdaydı ama biz göremiyorduk! "Çocuğu anlat!" Koray'ın tok sesiyle kız ürkekçe ona baktı ve uzatmadan anlatmaya devam etti.

SİYAH KAR (KITAP)Where stories live. Discover now