Bölüm Şarkısı: Beth Crowley- Warrior
"Freud der ki; Öpecek bir şeyiniz yoksa sigara içmeniz kaçınılmazdır." Kaşlarımı çatıp öylece bakmaya başladım, Levent Bey sigarayı âdeta ciğerlerini öldürmek istiyormuş gibi içine çekiyordu. Onun aşkı hayran kalınacak kadar özeldi fakat aşktan korkmama neden olacak kadar da tehlikeliydi. "Hem sen niye buradasın? Git aşağıda eğlen." Ciddi miydi acaba? "Dans edemem klişesine mi sahipsin yoksa?" Benimle dalga geçmesine artık alışmıştım ve benimle dalga geçerken hep gerçekleri buluyordu. "Tahmin etmiştim," diyerek sigarayı küllüğe attı. Paketten bir sigara daha çıkardı.
"Bir tane de bana verir misiniz?" diyerek gözlerimi gözlerine diktim. "Saçmalama." Sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi ve hemen yaktı. "Başkalarına bakarak yeni huylar edinemezsin. Bunu benim mi söylemem gerekiyor sana?" Gözleri önümdeki limonataya takıldı. "Alkol almıyorsun?" diye sordu, biraz şaşkındı.
"Evet," dedim. Herkes içmek zorunda değildi sonuçta. "Bunu sevdim," diyerek arkasına yaslandı ve gri dumanı havaya karıştırdı. Doğrusu iğrenç görünüyordu. "Merak ediyorum, eğer vermezseniz gider alırım." Neden şart koşuyordum ki onu ilgilendirir miydi? Aklımı yarışta düşürmüştüm sanırım, ne yazık ki düşürdüysem gidip arasam bile bulamazdım.
"İçemezsin, şansını zorlama ya da zorla sen bilirsin." Sinir hücrelerime dokunuyordu Allah aşkına ben neden buradaydım? Gidip aşağıda bir köşede oturamaz mıydım? "Arkadaşın ve Ömer," diye fısıldadı. "Birlikte olmaya çalışıyorlar." Kesik bir nefes alıp limonatadan bir yudum aldım. "Farkındayım." Gözlerini gözlerime dikti, ruhumu görüyormuş gibi hissediyordum. "Seni benden uzak tutmaya çalışıp kardeşimden hoşlanması, pek mantıklı biri değil." Doğru söze ne denirdi ki? "Bence bu bizi ilgilendirmez," diye mırıldanıp gözümü balkonun hemen altındaki havuza diktim.
"Siz burada mı yaşıyorsunuz?"
"Sayılır."
"Spor dönüşü gittiğimiz ev?"
"Orası Melek ve bana ait olan ev. Yakındık, o yüzden oraya gittik." Başımı hafifçe sallayıp derin bir nefes aldım. Beni oraya götürmesine şaşırmıştım, götürse bile içeri sokması entresandı. Yani bu benim düşüncemdi. Fark ettim de Melek ve benim zevklerimiz çok benziyormuş, tuhaf...
"Merak ediyorum da," diyerek ona döndüğümde dikkatle yüzümü incelediğini gördüm. "Ne tür bir belanın içindeyim?" Gözlerini kaçırmadı ve bu rahatsız olmama neden oldu. "Korkman gereken bir şey yok," dedi, bıkkın bir nefes dudaklarım arasından ciğerime süzüldü. Sabrımı zorluyordu, belki de ne kadar sabredebileceğimi görmek onu mutlu edecekti. Ne yazık ki sabırlı biri değilim. "Korktuğumu da nereden çıkardınız? Sadece bilmek istiyorum. Bence gördüklerimden sonra bunu bilmek hakkım."
YOU ARE READING
SİYAH KAR (KITAP)
RomanceBir adam düşün simsiyah bir kalbi var. Nefretle harmanlanmış buz mavisi gözleri, keskin ve soğuk bakışları... İşte o Levent Köksal nefretin vücut bulmuş hali! Nefretini kusacağı kıza geri dönülemez bir şekilde aşık olacak ta ki onu öldürene dek... B...