44. Bölüm

3.6K 154 27
                                    

BÖLÜME BAŞLAMADAN ÖNCE DEFALAFCA SÖYLEYİP SONUCA VARAMADIĞIMIZ KONUYU TEKRAR AÇMAK İSTİYORUM.

OKUNMAYA BAKIYORUM, SONRA VOTE VE YORUM KISMINA HAYRETE DÜŞÜYORUM. HADİ YORUMU GEÇTİM YILDIZ BUTONUNA BASMAK ÇOK MU ZOR ARKADAŞLAR? WATTPAD'E GİRDİĞİMDE BİLDİRİM KISMINDA VOTE VE YORUM GÖRMEDİĞİMDE BEN KENDİ KENDİME YAZIYOR MUŞUM GİBİ HİSSEDİYORUM. EMEĞİMİN KARŞILIĞINI ALMIYORUMUŞUM GİBİ. BU YÜZDEN YAZMA HEVESİDE KAÇIYOR İNSANDA. PEKALA YORUM VOTE ATANLARA BİR SÖZÜM YOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. AMA LÜTFEN BİRAZ DAHA DUYARLI OLALIM🙏🏻❣️

İyi Okumalar..
15 gün sonra
Nerden başlasam anlatılmaz..
Ben pes etsem aşk bırakmaz.
İmkansızdı ya gerçek olmaz..
Geçer sandığım, biter sandığım.
Sonu kıyamet kaçınmaz.
Sen beni anlat soranlara
Sevmemiş gibi yaparsın.
Kurtul bu aşktan, kaç.
Belkide çok yol alırsın.
Sakın sözlerim yolun alıkoymasın.
Ey yüce insan sen mükemmel olana layıksın..

Kendi kendime şarkı sözlerini mırıldanırken bir Yandan da bebeğimi ayağımda sallıyordum. Sırtım yatağın kenarında dayalıydı, Emir bana zıt olan yöne doğru dönmüş uyuyordu.

"Oğlum, neden uyumuyorsun?"

Diye söyleniyordum. Yaklaşık kırk beş dakikadır kesintisiz sallıyordum.

"Karnın mı aç yoksa senin?"

Süt yapmaya karar verip mutfağa inmek için Miran'ı ayağımdan indirip kalktım.
Kucağıma aldım ve yatağa babasının yanına uzatıp boşta kalan düşme tehlikesi olan yerlere yastık döşedim. Sonra da ses yapmamaya özen göstererek aşağı indim.

YAZARDAN..

Genç kadın süt yapmak için mutfağa gittiğinde bebek babasının yanındaydı. Adam oğluna sırtı dönük bir şekilde uyuyor, Miran ise mızmızlanıyordu. Annesini görememesinin, açlığın ve uykusuzluğun verdiği huysuzlukla mızmızlığı ufak ufak ağlamalara dönmüştü.

Bebeğin sesini duyan adam uyku sersemliği ile oğluna doğru döndü. Hâlâ uykunun etkisinde gibiydi ve ne yapacağını bilmiyordu.

"Sus, ağlama."

Diyebildi sadece. Elinden gelen birşey olmadığını düşünüyordu.
Bebek ağlamaya devam ederken genç adam tedirgin oluyordu.

"Ne istiyorsun?"

Dedi sertçe.

Halbuki bebek anlamıyordu. Sadece ağlıyordu.

"Biri buraya baksın!"

Diye bağırdı kapıya doğru. Ama herkes uyuyordu. 'Annesi nerede bunun' diye söylendi kendi kendine.
Bebeğin ağlaması şiddetlenirken kendiside sinirleniyordu.

"Siktiğimin konağında bir insan duymuyor mu bu çocuğun sesini!"

Çareyi kucağına almakta buldu, fakat kolundaki kırık buna engel oluyordu. Tek eliyle kucağına almaya çalıştı ama ilk başta olmadı. Bir kaç denemeden sonra başardı. Ayağa kalmış tek koluyla tuttuğu oğlunu avutmaya çalışıyordu.

"Tamam. sakin ol, Sıkıntı Yok bak ağlama artık."

Bebek babasının kucağında biraz daha sakinleşmişti. Artık ağlamaları iç çekişlere dönüşmüştü.
Adam yavaşça yatağa oturdu ve oğlunuda bedenine uzattı. Çok tuhaf hissediyordu. Bebek kendisinindi bir bağ var, bunu hissediyordu. Ama yaklaşamıyordu.
Bebeğinin ellerini tutmuştu ona güven vermek için. Miran'ın nefes alışverişleri düzene girdiğinde ve iç çekişleri sona erdiğinde uyuduğunu anladı. Yana koymak istemiyordu. Çünkü incitmekten, uyandırmaktan ve ağlatmaktan çekiniyordu. Oğlunun kucağında kokusunu çeke çeke uyuması kendisine huzur veriyordu.

TÖRE SONUCU EVLİLİKWhere stories live. Discover now