3.6

2.1K 153 128
                                    

Bir süre birbirimizi izleyip manzarının tadını çıkardığımızda yavaş yavaş güneş batmaya başlamıştı bu gece onunla kalacağım için mutluydum.

Bizi rahatsız eden insanlardan, Bai'den Soe'den ve diğer sorunlardan uzak olmak huzurlu hissettiriyordu ve tabi ki Jackson'nın kaslı kolları.

Tekrar göğsüne yatıp beni kendisine çekmesine izin vermiştim kollarının arasında mutluydum işte ve bu hareketlerime dahi yansıyordu.

"Seni mutlu edebildim mi?"

Diye sorduğunda tereddütsüz başımı salladım.

"Bu ne biçim bir soru böyle tipimden yeterince anlaşılmıyor mu?"

"Anlaşılıyor anlaşılmasına ama senden duymak daha güzel."

Dediğinde belinde ki ellerimi daha sıkı sarıp ona iyice sokuldum.

"Beni çok mutlu ediyorsun Jackson Wang."

Oda bana sıkıca sarıldığında gülümsedim ihtiyacımız olan anlara kavuşmuştuk biraz takıldıktan sonra sahile doğru yürümeye karar vermiştik.

Merdivenlere yöneldiğimde elimi sıkıca tutmuş ve bana gülümsemişti parmaklarımı daha da sıktım ve merdivenleri o önde ben arkada inmiştik.

Zaten sahil ve deniz hemen önümüzdeydi, denize yaklaştıkça kokusunu daha net hissediyordum bu kokuyu küçüklüğümden beri severdim  ve bana istemsizce bir hüzün yaşatırdı ama şu an sevdiğim adam yanımda olduğu için hüzün vermiyordu.

Jackson'ının elini bırakıp biraz daha denize yaklaştım, hafif rüzgar estiği için saçlarım uçuşuyordu arkamı döndüğümde Jackson ellerini cebine sokmuş savrulan saçlarıyla gülümseyerek beni izliyordu.

"Manzara sence de mükemmel değil mi?"

Diye sordum çünkü batan güneşın ışıkları suyun üzerinde dans ediyordu ve ortaya çıkan görüntü görülmeye değerdi.

"Benim manzaram daha güzel."

Beni işaret ettiğinde onun bu kadar romantik bir tarafının olduğunu bilmediğimi ve keşfetmem gerektiğini düşündüm.

Jackson ceketini çıkardığında içindeki siyah tshirtü ve siyah pantolunuyla gerçekten güzel görünüyordu onun fotoğrafını çekme isteğim içimde tekrar ortaya çıkmıştı hemen telefonumu çıkarıp çekmeye başladım ama bana doğru yürümeye başladığı ve konuştuğu için fotoğrafta da öyle çıkmıştı.

"Yah Min kes şunu! Neden beni çekip duruyorsun?"

Diye söylendiğinde telefonumu cebime tekrar koydum.

"Kameralara alışkın biri olarak çok fazla tepki vermiyor musun?"

Dedim açtığı kolları arasına girerken ellerim tekrar belinde birleşmişti.

"Sen çekince utanıyorum."

Saçlarımın arasına kondurduğu öpücük içimi ısıtmıştı.

"Benden utanman komik."

"Sen benden utanmıyor musun yani?"

"Neden utanayım ki? Utanmam mı gerekiyor?"

Dedim geri çekilerek onunla göz teması kurmuştum.

"Hayır gerekmiyor da madem utanmıyorsun yatak odasına gidelim."

Bana sarılmayı bırakıp elimden tuttuğunda çemiştirmeye başlamıştı şu an gerçekten ona inanamıyordum.

BENİMLE KAL | Jackson WangWhere stories live. Discover now