2.6

2.9K 194 55
                                    

Jackson başından beri dengesizdi ama bu kadarı da artık fazlasıydı. Bir saat önce özür dilerim diyerek yalvarıyor şimdi ise beni kovuyordu. Tamam belki ben uzatmış olabilirdim affetme olayını ama hak ettiği buydu bana tokat atması bu kadar kolay atlatabileceğim bir durum değildi.
Tabi ki onu affetmek istiyordum ilişkiye başladığımızdan beri başımıza gelmeyen şey kalmamıştı. Her defasında bir olay ya da bizi yıpratacak birşeyler
yaşıyorduk hepsini atlatmak bir anda olmuyordu işte.

Merdivenlerden inerken boşluğuma denk gelmiş olacak ki bileğimi burkmuştum acıyla inleyip merdivene oturduğumda bileğimi tuttum.Gerçekten
acıyordu.

"Min Ah iyi misin?" Yanıma eğilirken konuşan Soe'ye baktım , başıma bir şey geldiğinde her seferinde beni kurtarmak zorunda olmasa olmuyor muydu?
Elini bileğime götürdüğünde elini nazikçe ittim bana dokunmasını kesinlikle istemiyordum.

"Senin burada ne işin var?" diye sormuştum kalkmaya çalışırken.

"Asıl senin ne işin var? Burası erkek yurdu." dediğinde gözlerimi kapattım ayağa kalktığım için bileğim acımıştı.

"Ufak bir işim vardı gidiyorum. Çekilir misin?" dedim onu geçmeye çalışarak benden uzun olması beni engelliyordu.

"Sana yardım edeyim bileğin iyi gözükmüyor üzerine çok basarsan şişebilir." dedi sanki çok umrundaydı benim bileğim.

"Gerek yok teşekkürler şirkete gideceğim o kadar acımıyor ayrıca." dedim bir basamak inerken ama yine acıyla inleyip merdivene oturmuştum, bıkmıştım artık sürekli canımın acımasından.

"Çok naz yapıyorsun." dediğinde bacaklarımda ve belimde hissettiğim elleri beni şoka sokmuştu ne olduğunu anlayamadan Soe'nin kucağında merdivenleri iniyordum.

"Yah bırak beni çabuk! Birisi görürse çok yanlış anlar." dedim kucağında çırpınırken.

"Bileğini burktuğunun farkında mısın Min Ah? Şuan sadece saçmalıyorsun." dedi bana gözlerini devirirken.

"Kendim gidebilirim diyorum sana! Bırak beni!" dediysem de beni dinlemiyordu çoktan yurttan çıkmış şirkete doğru gidiyorduk.

Caddeye çıktığımızda insanlar bize bakıyordu utançla başımı gögsüne yasladım ve saçlarımın yüzümü kapatması için önüme getirdim kimseye görünmeden
şirkete gitmek için dua ediyordum. Şirkete vardığımızda şirketin kapısında zorda olsa kucağından inmeyi başarmıştım ama bileğim şişmişti ve yürümekte gerçekten zorlanıyordum bir elini belime koyduğunda ona yaslanıp beni pratik odasına götürmesini söyledim.

Sekerek pratik odasına girdiğimizde üyeler pratik yapıyor Ha-Neul ise köşede durmuş hayranlıkla onları izliyordu onun bu hali benim ilk günlerimi
hatırlamama sebep olmuştu acaba o zamana geri dönsek her şeyi daha farklı yaşayabilir miydim?

Ha-Neul ile göz teması kurar kurmaz gözleri kocaman olmuş ve bana doğru koşarak Soe'nin kollarından beni kurtarmıştı ona ne kadar teşekkür etsem azdı.
Üyeler de beni fark ettiğinde ise müziği kapatıp yanıma gelmişlerdi.

"Güzelim sana ne oldu böyle?" derken Ha-Neul bileğimdeki şişliğe bakıyordu gözleri tekrar beni bulduğunda telaşlı görünüyordu.

"Umarım bunu sen yapmamışsındır." Jaebum Soe'ye doğru konuşurken Seo yarım bir gülüş atıp;

"Ben yapmadım merdivenlerden çıkarken onu gördüm ve yardım ettim." dedi.

"Teşekkürler Joon Seo gidebilirsin." dedim onun burada olması beni huzursuz ediyordu sanki her an üyelerden biri onun üzerine atlayacakmış gibi hissediyordum.

BENİMLE KAL | Jackson WangWhere stories live. Discover now