Bİrden kahkaha atarken kahkalarım hıçkırıklara dönmüştü saçma bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bu halimi gören Jackson beni yerden kaldırıp oturur pozisyona getirdiğinde yanıma çöküp beni kendine çekmişti sımsıkı sarıldığında daha çok ağlamaya başlamıştım. Neden ağlıyordum ki şimdi?

Jackson saçımı okşarken bir yandan da kulağıma herşeyin iyi olacağını söylüyordu. Sahi iyi olacak mıydı herşey? Peki olacaksa nasıl olacaktı ki?
O benim yanımda yokken hiçbirşeyin iyi olduğu yoktu onsuz olmak bana iyi gelen birşey değildi ama üzmüştü beni nasıl affedeceğim konusunda
bir fikrim yoktu kalbim onu affetmek için ölüyor olsa da beynim buna asla izin vermiyordu işte peki ne yapacaktı bu kırık gönül? Nasıl onaracaktı kendini?

Üyelerin odadan çıkıp bizi yalnız bıraktıklarını fark ettiğimde utanmıştım sürekli onlara sıkıntı çıkarıyordum ve her fırsatta sanki Jackson ile yalnız kalmak
için uğraşıyor gibiydim.
İç geçirdim kendimi sakinleştirmeliydim gerçi hâlimden şikayetçi değildim Jackson'ının kollarında olmak bana verilen en güzel sakinleştiriciydi.

Ağlamayı bırakıp kendimi geri çektiğimde Jackson elini yanağıma koyduğunda istemsizce gözlerimi kapattım bir damla yaş daha yanağımdan süzülüp Jackson'ının elini bulmuştu. Elinin tersiyle göz yaşımı sildiğinde boştaki elinide diğer yanağıma koyup başımı kendine yaklaştırdığında alnını alnıma yasladı.

"Özür dilerim hepsi benim yüzümden. Nolur ağlama kalbim dayanmıyor."

Benim kalbimin ne halde olduğunu fark etse acaba daha çok acır mıydı canı? Yüzü yüzüme çok yakındı bu anlar bizim için tehlikeliydi yine
fırsattan istifade yapışmıştı bana. Kendimi geri çektim.

"Jackson teşekkür ederim." dedim olduğum yerden kalkarak eli boşta kalmış tepki vermeden öylece duruyordu.

"Ben gideyim sadece bir an işsiz kalma düşüncesi yüzünden oldu sanırım." dedim yine yalan söylüyordum bu ara o kadar alışmıştım ki yalan söylemeye.

"Tamam ama bu inadına hayran kaldığımı söylemesem içimde kalacak." dedi oturduğu yerden kalkarak.

"Teşekkür ederim." dedim ve odadan çıktım ağlamaktan üzülmekten, mutsuz olmaktan bıkmıştım artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Saat zaten yeterince geç olduğu için şirketten ayrıldım eve gidip yemek yiyip yatmak istiyordum arabama bindiğimde çalıştırıp yola koyuldum yarın maaşımı alacaktım
ve kardeşimi lunaparka götürecektim zaten hafta sonu geliyordu iş ile ilgili bir sıkıntı olacağını düşünmemiştim bir menajer olarak epey rahattım.

Eve vardığımda bizimkiler çoktan yemeklerini yemiş televizyon izliyorlardı biraz onlarla vakit geçirip karnımı doyurdum odama çıktığımda duş almak istesemde bedenim bunun için çok yorgun olduğuna sabah almamın daha mantıklı olduğuna karar vermişti bende hiç itiraz etmeden tabi ki onaylamıştım.

Sabah uyandığımda hemen hazırlanıp evden çıktım Ha-Neul'u alıp şirkete geçecektim şirkete gitmeden önce biraz takılmak istiyordum ayrıca onunla çocukların yüzünden hiç konuşamamıştık benden çok onlarla ilgilenmişti oda zaten. Kapının önüne çıktığımda ona mesaj atmıştım karşı komşumuz olduğu için bir dakika sonra yanımdaydı tekrar bir sarılma faslı geçirdikten sonra arabaya binip şirketin yolunu tuttuk ona ilk önce ikimiz birşeyler yapalım dediysem de bir an önce şirkete gitmek istediğini söylemişti. Anlaşılan bununla işimiz vardı. Şirkete vardığımızda kolayca onu içeri almıştım menajer olmak epey işimi görüyordu. Pratik odasına girdiğimizde bizimkiler de yeni gelmiş olacak ki esnemekle meşgullerdi. Gözüm hemen Jackson'ı
aramıştı ama yoktu sormak istesemde bir türlü soramıyordum. Çocuklar Ha-Neul ile takılıyorlardı özellikle Mark epey ilgileniyordu onunla. Bir ara BamBam ile kavga ettiklerini bile görmüştüm resmen ikiside yarışıyordu halleri komikti. Benim sormak isteyen ama soramayan halimi fark eden Jinyoung oturduğu
yerde poposunun üstünde bana doğru gelirken kendimi gülümsemekten alıkoyamamıştım o adamı bu hallerde görmek komikti.

BENİMLE KAL | Jackson WangWhere stories live. Discover now