BEKLENMEYEN

183 19 1
                                    



Darius uzun bir aradan sonra karşısında kızını gördüğü zaman sevinmişti ancak bu sevinci kısa sürmüştü. Zira Nultas'ın ifadesi belirsizdi, diğer taraftan kendisinden yayılan bir aura da yoktu. Geniş salondan içeri kızı ağır adımlarla ilerlerken sanki bir kasvet de Darius'un yüreğine çörekleniyordu. Kızından her hangi bir aura yayılmadığını fark eden diğer insanlar da Nultas'a ilk önce şaşkınlıkla bakmıştı, sonra ise şaşkınlık yerine aşağılar bakışlara bırakmıştı. Güçlünün güçsüzü ezdiği bu diyarlarda başınıza gelecek tüm kötülüklerin başlangıcı, bu bakışlardı. Herkes gibi Darius da bunu gayet zorlu yollardan öğrenmişti. Sırf bu bakışlara maruz kalmamak için babasını bile kendi elleriyle öldürmüştü,

"Darius –"

"yol yorgunusun sanırım Nultas istersen dinle –"

"dinlenmeye zaman yok Darius, başımızda çok büyük belalar var ne senin ne de kahinin tahmin bile edemeyeceği belalar hem de –"

"dedi bir sülük" Darius sinirlenmişti ama bu siniri hemen çıkartmamak adına sadece derin bir nefes vermişti, ilerleyen zamanlarda bu adamın cezasını kendi elleriyle verecekti: kimse kızına bu şekilde hitap edemezdi. Eğer ipin ucun bir defa kaçırırsa mutlaka devamı gelirdi. Bu düşünce aklına geldiğinde adama hamle yapmak için enerjisini toplamıştı ki, Nultas adamın hemen arkasında belirerek tek hamlede omurgasını yerinden sökmüştü. Adam acılar içinde çığlıklar atarken yüz üstü düşmüştü ve dehşet bir tablo ortaya çıkmıştı: adamın kafatası yerinde duruyordu ancak omurgası kafatasının hemen altından kalçasına kadar yerinden sökülmüştü. Yer yer iç organlar görünürken yer yer de düzensiz kırılan kaburga kemikleri ve yerinden yırtılmış etler gözler önüne serilmişti.

"dediğim gibi Darius bilmediğin bir sürü derdimiz var ve senin ivedi olarak tahttan ve tahttaki haklarından feragat etmen gerekiyor –"

"bu ne deme –"

"aksi takdirde seni öldürerek bile olsa o tahta çıkacağım." Darius henüz Nultas'ın yanında o kadar kısa sürede nasıl peydah olmuştu ve adamın omurgasını görünmeyecek kadar hızlı bir şekilde nasıl çıkartmıştı bunu bile anlayamamıştı ama kızı şu anda kendisinden tahtı istiyordu. Ortamı kontrol altına alamazsa şayet kesinlikle buradan sağ çıkamazdı. Bu yüzden de güvendiği adamlardan bir tanesinin direk gözlerinin içine bakmıştı: adam ne demek istediğini kesinlikle anlardı,

"bak kızım, muhtemelen aradığımız şeyi buldun. İnan buna çok sevindim ama bunu sadece kendi emellerini için kullanman imparatorluğumuzun –" odada bir esinti oluşmuştu ve arkasından da odadaki herkes olduğu yerde kitlenip kalmıştı Darius hala ne olduğunu anlayamamıştı,

"boşuna uğraşma Darius, ya tahttan inersin ya da buradaki diğer herkes gibi senin de sonunun geldiğine emin olurum."

"neler oluyor –"

"ooo Sahip Nultas hoş geldin –"

"senin de devrin bitti Kahin –"

"o kadar hızlı değil Nultas..." Darius, son bir cesaretle etrafına bakıp kızına bir saldırı yapmak istemişti ama gördüğü manzaranın korkunç olması bir tarafa daha saldırıya bile başlamadan kas katı kesilmeye başladığını fark etmişti. Sarayın geniş salonunda az önce hareketsiz duran herkesin taşlamış olduğu gerçeğini, kemiklerinden kaslarına doğru ilerleyen çıldırtıcı acı ile fark etmişti. İlk önce nefes alışı kesilmişti; sonrasında kalbi yavaş yavaş durmuştu, damarlarındaki kanın taşlaşmaya ne zaman başladığını fark edememişti oysa...

ejderha günceleriWhere stories live. Discover now