Bölüm 35

323 29 2
                                    


Ritka, bu kadar zaman beraber yolculuk yaptığı; çeşitli badireler atlattığı yol arkadaşını ilk defa bu şekilde görüyordu: çaresiz. İçeride neler olduğunu da tam olarak anlayamamıştı ancak Üykül Kedil'i tedavi eder etmez o da diğerleri gibi konuya dâhil olmuştu. Olay özetle şuydu: Niran, Üykül üzerine bir dizi saldırı yapmıştı daha doğrusu bir dizi saldırıyı tek saldırı altında birleştirerek bir saldırı yapmıştı. Bu saldırı o kadar büyük ve şiddetliydi ki Üykül'ün yaptığı rünlere bile yer yer zarar vermeyi başarmıştı. Ancak –Üykül'ün anlattığına göre- Niran kendisini kendi saldırısından korumak için yaptığı büyüyü yaparken dikkatli olmamıştı. Koruma büyüsünün gücünü kendisine bağlamıştı buraya kadar sorun yoktu ama yaptığı saldırının gücü o kadar büyüktü ki koruma duvarı Niran'dan Niran'ın tahammül edebileceğinden daha fazla enerji çekmişti. Üykül'ün söylediğine göre druidlerde bu kadar ani enerji düşüşleri olağan şeyler değildi, Ritka veya Kedil veya Ennab bütün güçlerini sonuna kadar bir defada kullanabilir ve sonrasında da enerjilerini tekrar toplayabilirlerdi; ancak druidlerin enerjileri daha yavaş biter ve daha kolay toplanırdı. Ritka'nın anladığı kadarıyla bu tüm nefesini verdikten sonra tekrar nefes vermeye çalışmak gibi olmuştu: tekrar nefes alınamadığı için nefes vermenin nefes tutarak boğulmaktan daha hızlı olması gibi.

Ritka bu konuyu bu sekilde anladığını düşünerek, onların kendi aralarındaki konuşmalarına kendisini kapattı ve kendi iç dünyasında düşüncelere daldı. Kapı önünde yaşananları tekrar hayalinde canlandırmak gereksinimi duymuştu: Kedil'i ve Ennab'ı korumak adına onların üstlerine atlayarak, onları kapının açılmasıyla üzerlerine gelen enerji salınımından kurtarmak istemişti. Sonrası ise koca bir hüsrandı: Üykül'ün yapmış olduğu halt her ne ise kendisini şeffaf ve saydam formata sokmuştu. Bu yüzden de kızların içinden geçip gitmişti. En kısa zamanda Üykül'le bu konu hakkında konuşmalı ve en azından bu özelliği kullanabileceği bir formata getirmeliydi. Aksi takdirde, kapının önünde olduğu gibi, sadece kendisini kurtaracak ve arkadaşlarına her hangi bir faydası olmayacaktı. Kısaca hayvan olarak ne kadar güçlü olursa olsun, güç etrafındakileri korumasına yetmiyordu; yetmeyecekti.

"peki, ne yapacaksınız Prens Hazretleri"

"şu anda ne yapabileceğimi ben de çok bilmiyorum Ritka, biliyorsun druidlerin kendilerini yenilemeleri toparlanmaları için kendilerine özel bir yerleri var ve Niran için burası neresi bilmiyorum; o olmadan nasıl enerjisini toplayabilir onu da bilmiyorum; olan olay tam olarak ne onu da bilmiyorum..."

"ilk kez bir konuda bu kadar çok bilmiyorum dediğinizi duydum Prens Hazretleri"

"bilmediğim konularda bilmiyorum derim Ritka, demek ki daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamışım..."

"Peki, şöyle bir şey yapsanız nasıl olur, malum bir druid sizi yetiştirmedi ve bu yüzden çıkmazdasınız ancak bir druide ulaşabilmek için nasıl bir yol izleyeceğinizi biliyorsunuz."

"nasıl yani Ennab?"

"basit Niran ve babasını Niran'ın ninesiyle buluşturdunuz; bugün de Üstad'la –" Ritka artık Ennab'la her hangi bir konuda yarışamayacağını anlamıştı. Herkesin aklından çıkan şeyi Üykül'e hatırlatan ve böylelikle irfanını gösteren yine Ennab olmuştu... İrfan her yerde mutlak olarak ihtiyaç duyacakları bir şeyken bunun kendisinde olmadığını düşünerek hayıflandı...

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-

"hııııııııııııııımmmmmmmmppppppppp" Antrank, ne olduğunu anlamamıştı ama içkiden zom olmuş kafasını bu kadar hızlı bir şekilde ayıltan şeyin ne olduğunu da düşünmeden edememişti. Gerçi sonradan da kendi kendisine kızmıştı: bunca koruma rününü, efsunu, büyüyü sessiz sedasız aşabilecek tek kişi Üykül'den başkası olamazdı ne de olsa,

ejderha günceleriWhere stories live. Discover now