Bölüm 23

471 42 0
                                    

"üykül bu ne lan?"

"gemi, yolu uzatmamak için denizden gideceğimizi söylememiş miydim?"

"çok iyi lan, daha önce gemiye hiç binmemiştim"

"deniz görmüş müydün mal"

"peki şu adamlar ne yapıyor?"

"deniz genel olarak karadan biraz daha fazla tehlikeli bu yüzden gemiler efsunlanıyor, hatta çok tehlikeli"

"o kadar da abartma Ennab, büyütecek bir şey değil Niran doğru efsunlanıyor ama karadaki gibi yaratıklar bilmem neler olmaz denizde: fırtına rüzgar dalgalar falan gibi sebeplerden efsunlanır..."

"bak doğruyu söyle Üykül"

"meraklanmayın buradan Eredin'e gidene kadar başımıza gelebilecek tehlikeler karada karşımıza çıkabilecek tehlikelerden çok daha az"

"ama babam demişti ki denize güven olmazmış –"

"evet ama burası iç deniz güzelim, burada kaptanın mallığından batarsak batarız. Sorun yok meraklanmayın herşey güzel olacak; inanınnnn"

Limana yanaşmış türlü ebatlarda ve şekillerde birçok gemi limana yanaşmış olmasına rağmen Üykül, arkadaşlarının deniz hakkında akıllarında oluşan kaygılardan dolayı daha küçük ve hızı olacağını tahmin ettiği için gözüne kestirdiği bir ticaret gemisine doğru yürümeye başladı. Bu gemilerin özelliği hem yelken hem de kürek desteği olması dolayısıyla rüzgar kesilse bile kürekçilerle yoluna devam edebilecek olmasıydı. Yürürken gözüne üzerinde 'çaylak' yazan bir gemi çarpmıştı ama bunu arkadaşlarına belli etmedi. Babasının bir gemi filosunun olduğunu şimdilik bilmeseler de olurdu. Bu yüzden kapüşonunu başına çekip daha az dikkat çekmeyi umdu: mürettebattan birisi veya kaptan kendisini tanıyabilirdi.

Hızlı gidebilme ihtimali olan birkaç gemi kaptanıyla görüşmüş olmalarına rağmen halen olumlu bir cevap alamamış olmaları Üykül'ün canını sıkmaya başlamıştı: akademinin kabulü dolayısıyla gemilerde yer bulamıyorlardı. Bu yüzden de mecburen babasının gemilerinden bir tanesine gitmeleri gerekecekti. Üykül istemeye istemeye 'kuzgun' isimli gemiye doğru yürümeye başladı. Yüzündeki ifade alenen bunu yapmak istemediğini bağırıyordu:

"bir şey mi oldu Üykül?"

"gemi bulamıyoruz Niran daha kötü ne olabilir ki?"

"bir tek planla gelmedin buraya değil mi?"

"gerek yok Ritka limanda babamın yedi sekiz tane gemisi var..."

"hey kaptan"

"yer yok çocuk defol başımdan yük gemisi bu yolcu gemisi değil..."

"kaptan Sorba, bu gemide bana her zaman yer vardır"

"sen kim –"

"sus sadece sus, Eredin'e gitmemiz lazım. Sorun var mı?"

"tabiki hayır efendim ama bildiğiniz gibi baban –"

"beni ashas'a yollayan o zaten, ama burada olduğumu kimse bilmese daha iyi olur."

"siz nasıl isterseniz..."

Böylelikle gemi işini de halletmişlerdi ama Üykül pek de rahat hissetmemişti kendisini bu yüzden de kaptan Sorba'yla geçici mürettebat olarak gemiye çıkacakları konusunda anlaşmışlardı. Bu barça gemisinde illaki kendilerine çıkacak işler olacaktı...

Ritka çaktırmadan Ennab'a bakınca onun korkudan bembeyaz olduğunu görmüştü ve istemeden de olsa kendisi de korkmaya başlamıştı sonuç olarak ilk kez deniz görmüş ve ilk kez bir gemiye çıkmıştı. Karadan yavaş yavaş uzaklaşırlarken Ritka'nın içinde de bir korku büyümeye başlamıştı. Daha ne olduğunu anlayamadan, kaptandan emirler yağmaya başlamıştı ve bunun kendisi için bir ölüm şekli olacağını henüz bilmiyordu.

ejderha günceleriWhere stories live. Discover now