Bölüm 11

540 54 0
                                    

Atları birden koşturup yormamak adına her zaman olduğu yavaştan başlamışlardı atlarını sürmeye. Ritka da bunu fırsat olarak görmüştü doğal olarak:

"la Üykül, sen her hangi bir hayvan formuna girebiliyor musun?"

"sana söylediğim yöntemi bir keresinde ben de denemiştim ama yememişti, yani bir hayvan cevherini yedikten sonra onun enerjisini yönlendirerek form değiştirme. Yani giremiyorum."

"heee, senin gibi bi hayvanla hangi hayvan aşık atabildi ki" gülerek söylemişti bunu Ritka,

"kızıl ayı" Üykül gayet sıradan bir şey gibi söylemiş olsa da Ritka'nın nutku tutulmuştu,

"yok daha neler derdim de, söz konusu sen olunca normaldir diyebiliyorum ancak. Peki bu yaşlı kadının bize yaptıkları neden tutmadı dersin?"

"baykuş anlattı ya olum, benim durum zaten standart senin durumunda anormal: ilkinde enerjini hedef aldığı ikincisinde bedenini hedef aldığı için lanetler tutmadı-"

"çünkü tek formu gözeterek yapıyordu laneti ama bende iki farklı form var."

"aynen öyle"

"peki sen onların druid olduklarını ne zaman anladın?"

"ilk laneti savurmadan bir iki saniye önce"

"peki bunlar kadar sağlam druid var mı bildiğin?"

"belki Üstad Ruid, ama emin değilim o bu konulara çok fazla girmiyor."

"peki bu druidler neden bu kadar önemli?" Üykül bir nefes aldı: gayet derin bir nefes ve sonra geri verdi, biraz durakladıktan sonra anlatmaya başladı:

"çok basit bir şekilde anlatayım sana: şimdi biliyorsun ki savaşçı da olsa büyücü de olsa ve çok güçlü de olsa bütün insanların bir enerji kapasitesi ve daha da önemlisi bir enerji türü vardır-"

"savaşçılar, büyücüler bu yüzden farklıdır evet bunu biliyorum"

"sözümü kesme çocuk dikkati dağınık bir insanım ben. Ne diyordum, ha enerji kapasiteleri ve enerji türleri vardır. Kapasiteyi zaten biliyorsun ama önemli olan enerjinin türüdür.

Savaşçılar kendi aralarında sınıflara ayrılır yani bir kimse aynı anda arinn ve şeknamek olamaz binde bir olan bir şeydir bu. Zira arinnlerin temelinde birin bütün olması prensibi vardır: arinnlerin hepsi sanki tek bir akla bağlı tek bir beden gibi hareket ederler. Şeknameklerde ise böyle bir özellik yoktur. Arinnler süreç odaklıdırlar; şeknamekler sonuç odaklıdırlar-"

"anladığımı sanmıyorum Üykül. Basitleştirmeden anlat sen iyisi mi" dedi Ritka gülerek,

"tamam şöyle düşün bir savaş alanındasın ve elinde on biner adet arinn şeknamek ve süvari var:

Şeknamekler düşmanlar menzile girdiği anda sadece onları öldürmek için atış yaparlar, nasıl olacağı onlar için önemli değildir. Karşılarında yüz bin kişi varsa adam başı on ok düştüğünü hesaplarlar. Direk sonuç odaklıdırlar. Ama bir şeknamekin vurduğunu bir diğeri de vurabileceği için her zaman yedek ok bulundururlar;

Arinnler ise düşmanların karşısına çıkarlar ve diyelim ki okbaşı saldırısı yaparlar: on bin askerin bin tanesi düşmanın merkezine dalar orayı son düşman adamına kadar yararlar. Onlar ilerlerken arkalarından arkadaşları gelmeye devam eder. Bu bin kişi düşmanın arkasına geçtikleri zaman ikiye bölünürler ve düşmanı arka taraftan sararlar. Doğal olarak-"

"düşman ikiye ayrılmış ve üç taraftan sarılmış olur ya kaçarlar ya da ölürler."

"evet ama burada önemli olan bu hareketin başarılabilmesi için tüm arinnlerin tek bir düzende hareket etmesidir. Onlara aslında güç veren de budur.

ejderha günceleriWhere stories live. Discover now