Ayak sesleri

280 25 12
                                    

(gecikmeyi telafi icin :D )

Atlia kendisine verilen gizli görevle sessiz sedasız bir dizi eylemlerde bulunmuş ve kendisinden bekleneni en iyi şekilde yerine getirmiş olmanın haklı gururuyla Kral'ı bilgilendirmek üzere hazırda bekliyordu. Kral Rebid her ne kadar kendi hanesine yapılmış bu suikast girişimine en kanlı şekilde karşılık vermeye niyetlenmiş olsa bile Atlia ve Antrank onu bu düşünceden vaz geçirmeyi başarabilmişlerdi. Sonuç olarak gelen suikastçı eğer gerçekten birilerini öldürmek kastıyla gelmiş olsa idi bunu hiç şüphesiz yapardı, oysa adam sadece Nira'nın güçlerinin bir kısmını göstermek gibi basit bir amaç için gelmiş gibi görünüyordu. Ne de olsa sarayda bile maalesef o güç seviyesine yakın birisi yoktu en azından kendisi o şekilde biliyordu. Bu karşılık verme sürecini bizzat ve yakından takip etmek için kraldan izin istemiş ve bir müddet ortalarda gözükmemişti ama sürekli açık tuttuğu kulaklarına gelen bilgiler hiç de iç açıcı değildi: kendileri özellikle çok büyük bir tepki vermeyi planlamamış olmalarına rağmen Nira imparatoru Darius ortalığı ayağa kaldırmıştı. Doğuda bir savaşın ayak sesleri başlamıştı bile. Atlia olası stratejileri ve çıkış yollarını düşünürken bir çığırtkanın ismini söylediğini duyarak irkildi ve huzura çıkmak üzere üstünü başını düzelterek ağır adımlarla yürümeye başladı. İçirişinde bulunduğu durumun önemi, gizli bir operasyondan henüz dönmüş olması ve bir savaşın kapıda olması dolayısıyla üzerindeki kıyafetleri değiştirme zahmetine hiç girmemişti: tek umudu kralın bunu anlayışla karşılamasıydı...

"evet Atlia, öncelikle –" kral birden afallamış ve ne diyeceğini bilememişti zira Atlia'ya göz ucuyla baktığında "erkek fahişelerin" kıyafetleriyle huzura çıktığını görmüştü ve aniden gelen bir kahkahayı zor bastırmıştı,

"Kral'ım kıyafetlerim için özür dilerim ancak durumlar dolayısıyla üzerimdekileri değiştirmemden daha acil işlerin olacağını düşündüm"

"neyse ki kadın fahişe kıyafeti giymemişsin"

"neden endişelendiniz Bilge Sourpuk sizin gibi bir daha çıkartamayacağımdan mı?" Kral her ne kadar Atlia'nın vermiş olduğu bu cevabı takdirle karşılamış olsa da huzurunda böyle âdi laf dalaşmalarına müsaade edemezdi,

"daha fazla konuşmaya devam ederseniz ikinizin de kadın fahişe kıyafetlerini hak ettiğinizden emin olurum. Şimdi saçmalamayı bırakın. Evet Atlia, öncelikle gayet başarılı bir operasyon yaptığından eminiz zira her ne yaptıysan Nira savaş başlatmaya karar verdi." Tabi ki kralın soru sorması beklenemezdi, o sormadan sizin cevapları vermeniz gerekiyordu ve bu cümle de tam olarak bunun göstergesiydi,

"efendim o lanetli geceden sonra sizin tamamıyla bana bırakmış olduğunuz bir operasyon kapsamında Nira'ya bir karşılık verdim ki sizlere bunu taktim etmeyi bir borç bilirim. –elini kıyafetindeki gizli ceplerden birisine atarak bir kese çıkarttı ve konsey masasına yaklaşarak krala takdim etmek üzere keseyi açtı atlia- herkes Nira prensesi Nultas'ın dillere desten güzelliğinden haberdardır ancak çok azları onun saçlarının bu denli geceyi çağrıştırdığını bilir ve yine bundan daha azları da bu yüzüğün prenses Nultas'a annesi tarafından hediye edildiğine vakıftır –elinde bir yüzük ve yüzüğe atılan bir düğümle tutturulmuş bir saç buklesi herkesin gözünün önündeydi şimdi- faaliyetimizin bir ganimeti olarak sizlere takdim etmekten onur duyarım efendim" kral bir müddet Atlia'nın elindekine bakmıştı: gerçekten de bu saç gecenin rengindeydi ve yüzüğün üzerindeki değerli taş da onunla aynı renkteydi. Ama kral sadece bir anlığına bakmıştı ve sonrasında elini bile uzatmamıştı sadece bakmakla yetinmişti. Bu esnada konseydeki herkes yerlerinde kıpırdanarak yüzüğü ve saçları görmeyi umut ediyordu, zira Nultas'ın saçlarının kimseninkine benzemediğine dair bir söylentiyi herkes duymuştu,

ejderha günceleriWhere stories live. Discover now