Bölüm 18

542 44 0
                                    

Ezzkab savaşçı olmamasına rağmen Üykül'ün taktiğinin tutarsız olduğunu düşünmüş ancak bunu dile getirmemişti. Sonuç olarak kendilerinin kendilerini ispat etmesi gerekiyordu. Burası aynı zamanda bir tecrübe alanıydı ne de olsa ve gençlerin tecrübe kazanması gerekiyordu. Bu esnada Üykül ve gençler arasındaki konuşmayı fark etmişti: Üykül Ritka'yı aslında savaşçı saldırılarını geri püskürtmek için geri plana bırakmıştı: eğer karşılarına savaşçı çıkarsa önce Ennab saldıracaktı sonrasında ise oklardan kaçabilecek olan olursa onları da Ritka karşılayacaktı. Niran ise bazı saldırılarda rüzgâr olmamasını bazılarında ise kesinlikle rakiplerine karşı rüzgâr estirilmesi gerektiğini anlatıyordu.

Bu esnada yanlarına doğru mahcup adımlarla bir adam yaklaşıyordu ve bunu bir tehlike olarak gören Ezzkab'ın korumaları teyakkuza geçmişti. Bu adamı gören Ennab koşar adımlarla ona doğru gitmiş ve boynuna sarılmıştı,

"kızım yaralandığından beri senden haber alamadım neredesin nasılsın?" adam bir taraftan ağlıyordu bir taraftan da kızını kontrol ediyordu. Ezzkab sulu gözlülüğün bu ailede irsî olduğunu düşünmeden edemedi. Ennab da aynı şekilde ağlayarak cevap verdi,

"baba gerçekten çok özür dilerim sana haber vermelerini söylemeyi unuttum. Ama arkadaşlarım beni ölümcül bir durumdan kurtardılar: artık ağlama ve üzülme ne olursun" adam halen gözyaşlarına hâkim olamıyordu. Ezzkab adamın hal ve hareketlerinden onun kendi yağında kavrulan bir köylü olabileceğini düşünmüştü, belki Ennab'ın elindeki ok ve yaylar bile borç harçla alınmıştı veya aile yadigârı gibi bir şeydi. Çünkü adamın ayağındaki ayakkabılar belki de başka eski ayakkabılar kullanılarak yamalanmış deri döküntüleriydi. Ezzkab adamın haline üzülmüştü belki de kızını kendisi gibi rezil bir hayattan kurtarmak adına bu turnuvaya sokmuştu: son bir umut olarak,

"arkadaşlar tanıştırayım bu benim babam Renca; baba bunlar da arkadaşlarım Üykül –ki kendisi prens Üykül'ün öğrencisi ve hayatımı kurtarmak için var gücüyle çalışan bir genç yetenek; bu Ritka, grubumuzun savaşçısı, bugün beni koruyacağından şüphem yok; bu Niran, hasta yattığım zaman boyunca yanımdan ayrılmayan can yoldaşım; bu da Efendi Ezzkab ve eşi ev sahibimiz-"

"efendi Renca siz nerde kaldınız peki bu müddet boyunca?"

"şehrin bizim gibiler için tahsis ettiği misafirhanede efen-"

"rica ederim bana efendi diye hitap etmeyin efendi olacak kadar büyük değilim. Hele ki sizin gibi elindeki tüm imkânlarını çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmiş bir babanın efendi diyebileceği kadar büyük hiç değilim..." adam bu sözler karşısında utanmıştı bu yüzden mahcup bir halde yüzünü öne eğdi,

"teşekkür ederim Üykül, prensin sizi arkadaş olarak kabul etmiş olması tesadüf değil anlaşılan."

"bugünden sonra benim misafirim olmanızı ısrar edeceğim Efendi Renca. Sizi sormamış olduğumuz için de bizi lütfen affedin" dedi Ezzkab. Adam daha fazla mahcup oluyordu ki bu sefer de Niran konuşmaya başladı,

"o zaman önce bir şeyler atıştıralım sonrasında da biz arka tarafa geçelim" herkes iyi fikir diye onaylamıştı bu fikri ve yemek yenilirken de herkes sanki sabah kahvaltı yapmamış gibi yemeğe abanmışlardı. Ezzkab Ennab'ın yüzünde oluşan memnuniyeti görünce biraz daha iştahla abanmıştı yemeğine. Gençlerin arasındaki bu gizli dayanışma Ezzkab'ın takdirini kazanmıştı. Tabi bir de risk vardı, yanındaki prens olmasa da hala kralın oğluydu ve adamların beldelerindeki Bey'in başına bela olabilirdi. Bu yüzden bu adam hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrenmeli ve Üykül'e en sağlam bilgileri vermeliydi.

ejderha günceleriحيث تعيش القصص. اكتشف الآن