The Curse of Fear ✭ Draco Malfoy ✭

15. Bölüm " Kazanmak "

Multi: Ambra'nın elbisesi

" Sen yokken hayat hala hayat olabilir mi? "

Dörtlü, Malfoy malikânesindeki odalarında üstlerini değiştirirken Ambra asasıyla yaptığı sihirle eşyalarının dolabına yerleşmesini sağlamıştı. Üstündeki elbisesi siyahtı ve üst kısmı tamamen taşlardan oluşuyordu. Kısa olmasını bir kenara bırakırsak bile, derin bir sırt ve gene derin bir göğüs dekoltesine sahip bir elbiseydi. Ama Ambra elbiseye bayılmıştı. Hem ne kadar dekolte giydiğine karışacak kimse yokken, oldukça da rahattı. Eskiden babası kıyametleri koparır, Ambra fark etmeden kızın üstünü büyüleyerek onu kapalı bir kıyafetle dışarı yollardı. Salazar Slytherin gerçekten de kızına çok düşkündü.

Altına gümüş rengindeki parlak topuklular ve siyah makyajıyla Ambra hazır olduğunu düşünürken gözleri masasında duran fotoğrafa kaydı. Tam 6 kişiydiler ve hepsi siyahın ve yeşilin tonlarında kıyafetler içerisinde göz kamaştırıyorlardı.

Ambra fotoğrafa bakmaktan kapıyı açıp da Ambra'nın arkasında duran Pansy'i görmemişti. " Vay canına, şu çocuk Draco'nun kopyası! " Ambra onun kastettiği kişiyi anlayınca gülümsedi. İçinden Draco ona benziyor demek istese de sustu.

" Evet, öyle. " gerçekten de öyleydi. Aynı güneş sarısı saçlar ve gene aynı gri-mavi gözlere sahiptiler. Beyaz tenleri ikisinin de diğer Malfoy'lardan bile soluktu. İkisinin de bakışları aynıydı. Gerçekten de çok benziyorlardı. Ambra ses tonlarının bile neredeyse aynı olduğuna emindi.

" Kim o? " dedi, Pansy. Suratında meraklı bir ifade vardı. Draco'ya bu kadar çok benzeyen biri kim olabilirdi ki? Ambra gerçeği diyip diyemeyeceğini düşündü. Ne diyecekti? Milyarlarca yıl önceki Malfoy? Babam? Kuzenim? Bunlardan hangisini söylese kendisini arayacaktı fotoğrafta. Vardı da ama saçları siyah olduğu zamanlardı. İşte o zaman kendisinin aslında bir Malfoy olmadığı ortaya çıkardı.

" Eski bir arkadaşım. " demekle yetindi. Cevabın doğru olmadığını biliyordu, Pansy. Ambra da onun bildiğini biliyordu. Pansy bir kez daha soracakken o sırada kapı çalındı ve hemen ardından gel komunutunu bile beklemeden Draco Malfoy içeri girdi.

" Hazırsanız gidelim, bayanlar! " Ambra hemen hazır olduğunu belirtti ve Draco'nun koluna girerek onu hızla odadan çıkarttı. Pansy'den kaçmasında çok yardımcı olmuştu, bilmese bile.

" Nereye gidiyoruz? " Draco bir süre düşündü ve kızların üstündeki kıyafetlere baktı.

" Güzel bir yere. " ardından gene Ambra'nın yardımıyla cisimlendiler. Geldikleri yer büyücüler için olan oldukça pahalı bir lokantaydı. Teras katında mükemmel bir gece manzarasıyla birlikte deniz manzarası da bulunuyordu. Katın tamamı tılsımlanmıştı bu sayede dışarıda fırtına bile kopsa etkilenmeyeceklerdi.

" Harika bir gece geçirelim! " diye bağırdı, Blaise. Pansy de hemen ona destek çıkarken Ambra ve Draco da onaylamıştı.

" Tahmin edin bende ne var? " Pansy elini birkaç yanlış tahminden sonra havaya kaldırdı ve kamerasını gösterdi. Dört kişi de kahkaha atarken hemen birkaç fotoğraf çekilmişlerdi.

" Tanrım, Pansy bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum! " Blaise şakayla sızlandığında Pansy asasını doğrulttu ama Blaise'in eğlenen bakışlarını gördüğünde asasını kameraya tuttu ve o da gülümsedi. İki kız da erkeklerin kucaklarındaydı ve asalarını kameraya doğrultmuşlardı. Aynı anda yapılan bir büyüyle birlikte etrafı parıltılar sararken fotoğraf çekildi.

Ardından dörtlü sandalyelerindeki yerlerini alırken eğlenceli bir konuşma içerisine girmişlerdi. Ambra onca geçen zamandan sonra en çok bu gün eğlendiğini hissediyordu. Mükemmel bir histi.

"Gelecek sefere kesinlikle Potter'ı yeneceğim! " Draco yemin etti. Diğerleriyse güldü.

Ambra gülmelerindeki anlamı fark etmemişti, " Neden gülüyorsunuz? " dedi.

" Çünkü her yıl bu yemini ediyor ve tahmin et bakalım her yıl kazanan kim? " Blaise-Pansy ikilisi bir kahkaha içerisinde bu kez aynı anda bağırdılar. " Harry Potter! "

" Belki de doğru şekilde süpürgesini kullanmıyordur. " üçünün de bakışları Ambra'ya yöneldi.

" Ne demek istiyorsun? " Draco'nun meraklı çıkan sesine karışan bir koz bulmuş olabilirim şeklinde de bir ses tonu vardı.

" Demek istediğim şu, süpürgene bir araç gibi davranıyorsun ve o yüzden tam olarak hızını kullanamıyorsun. Süpürge bir araç değil, seni zafere götüren arkadaşın. Özellikle arayıcılar için hız her şeydir. Potter tam olarak da öyle görüyor. Süpürgesini büyüleyici buluyor ve ona değer veriyor. Süpürge bundan kazandığı özgüvenle tamamen hızına hız katacak bir boyuta geçiyor. Potter'ı yenmek istiyorsan öncelikle süpürgenin hızını kontrol edebilmelisin, Draco. "

Üç arkadaş da şaşkınlıkla bakıyordu.

" Bu da ne demek? Süpürgenin bilinci mi var? " Ambra gözlerini devirdi.

" Asa seçtiğiniz zaman bir sürü asa denemiş ve sonunda birisini almıştınız öyle değil mi? " üç arkadaş da onayladı. " Asaların bilinçleri olduğu için bunu yaşadınız. Tıpkı seçmen şapka gibi, asalar da kişinin içini görür. Yapacaklarını görür ve ona en çok uyacak asanın kendisi olup olmayacağına karar verir. Asalar kendi bilinçleriyle sizi seçer ve siz ona ne kadar değer verirseniz, o da size o kadar değer verir. Güçlü bir expelliarmus ile sahibinin sevgisini görmemiş asa, expelliarmus büyüsünü yapan kişi başarılı olursa, asanın sahibi büyüyü yapan kişi olur ve asa eski sahibinin eline geçse bile eskisi kadar güçlü olmaz. Aynı şekilde gerçek bir savaş esnasında yapılan exppelliarmus için de geçerlidir bu. Asa sahibini değiştirir. Ama savunma tipi asalar genellikle sahip değiştirmezler. Çünkü seçtikleri sahiplere sıkı sıkıya bağlanırlar. Süpürgeler de bu şekildedir. Asaların aksine reddetme hakları olmayabilir ama hızlarını düşürerek seni zafere ulaştırmayabilirler. Senin süpürgenin şuan yaptığı da bu, Draco. Potter'ı bu yüzden yenemiyorsun. "

" Ambra seni sevdiğimi söylemiş miydim? " diyerek hızla Ambra'ya sarıldı. Aralarındaki kocaman masayı umursamadan kıza sarılmıştı. " Sayende bu yıl kesinlikle kazanacağım! " 

Draco bu kadar heveslenmişken ne yapsak kazandırsak mı :D Ama cidden yani, kaç yıl Hogwarts var, bir kazanamadın be aşkım! Bir yenemedik şu Gryffindor'u! Çok içimde kaldı çok :( Dün zaten bir animenin finalini izledim. Kız en son Nova ile Liberta arasında kalmıştı. Seçti birini seçmesine ama kimi seçti anlamadım ben! Kaç kez izledim yok. Hayır yani ben mi salağım da anlamıyorum ki? Neyse bu gün çok yoruldum gene o yüzden şu iki bölüm şeysini gene yarına erteleyelim. Bu arada yorumlarım azalmış. Hayırdır her gün yeni bölüm atıyorum diye mi bu azalma? Yorum isterim!