Kafes.. Bölüm 24

1.5K 98 4
                                    

"
Kazaya kurban giden heyecanımın esiri oluyordum her seferinde. Bedenimi bir kukla gibi oynatıyor, elinde evirip çeviriyordu. Öyle ki, beni her seferinde binbir oyuna mahkum edip ruhuma saldırıyordu. Yaralanan ruhumun içinde ki hakimiyeti takdire şayandı. Evet, bunu yapan sadece heyecanımdı. Elimin ayağımın bağını çözüp beni düşmanlarıma sunuyordu.

Sessizlik, keskin bir bıçağın ortadan ikiye ayırdığı bir elma gibi karanlığı yaralamıştı. Elimde çalan telefonu uğursuz bir şey tutuyormuşçasına boşluğa fırlattım ve kafama doğrultulan silaha boyun eğdim.

"Ellerini başının üzerine koy ve ayağa kalk." Duyduğum bu keskin emirle ellerimi başımın üzerine koydum ve yavaşça ayağa kalktım. Yüz yüze geldiğimiz de görebildim adamın o pis suratını. Kirli sakalları ve kim bilir ne zaman yıkadığı belli olmayan o yağlı saçları beni iğrendirmişti.

"Eylül?" Kafamı seri bir harekette sağa çevirip Ceyda'yı  gördüm ve başında duran bir başka adamın onun da kafasına silah dayadığını farkettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Eylül?" Kafamı seri bir harekette sağa çevirip Ceyda'yı gördüm ve başında duran bir başka adamın onun da kafasına silah dayadığını farkettim. Tamam, işler tamamen rayından çıkmışa benziyordu. Adam beni sırtımdan kabaca itip Duru'nun yanına sürüklediğin de karşı gelmenin anlamsız olduğunu bildiğim için itaat etmek zorunda kaldım. Ceyda nerden geldiğini anlayamadığım bir deli cesaretiyle üzerime atladığın da hareketsiz kaldım. Adam onu çekiştirirken kulağıma bir şeyler fısıldadı. 

"Lütfen bir şey söyleme. Ben ne dersem onayla."Dediğin de kimseye farkettirmeden gözlerimi bir kez kırptım.

"O bizimle." Dedi Ceyda soğuk kanlı bir şekilde. Adam ifademizi ölçmek isterce ikimize de baktı. İki adam bir anda dört adama dönüşmüştü ve hepsinde birer silah vardı.

"Neden saklanıyordu o zaman?" Diye sorduğun da direk olarak bana bakıyordu. Dilinde zehir gibi dolaşan o şüphe suratıma sıçramış, beni ürkütmüştü.

"Saklanmıyordum." Dedim ama bundan başka söyleyecek bir şey bulamayınca Ceyda'ya döndüm. Bu konularda en berbat kişiydim ve bunu sesli söylemeye gerek yoktu.

"Sadece beni bekliyordu. Buraya kız başıma kendim geleceğimi düşünmediniz herhalde?" Diye sorunca adamın bakışları kısa süre de öfkeyle dalgalandı. Evet kız başına ikimiz gelmemiz amma da adamı yatıştırırdı ya? Demek ki yalan konusunda tek başarısız insan ben değildim.

"Neler karıştırıyorsunuz lan siz?" Diye bağırıp silahı Ceyda'ya doğrulttu. Korkudan yüreğimin boğazımdan fırlayacağını sandım. "Etrafı yoklayın. Başka kim varsa öldürün!" Adamın emriyle iki kişi etrafa dağıldı. Çok şükür benden başka kimse yoktu ama bu bile beni sakinleştirmeye yetmedi.

"Yemin ederim kimse yok. Lütfen Ceyda'yı bırak." Diye yalvardığım da adamın bakışları bir saniye olsun yumuşamadı. Kaba saba adamları tatlı dille yola getiremeyeceğimi biliyordum ama güç kuvvet gösterecek kadar da kendime güvenmiyordum. Çünkü bizi alaşağı etmesi yarım saniyesini bile almazdı.

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin