Acı zanaatçısı.. Bölüm 6

2.4K 127 10
                                    

Playlist; Kehlani - Gangsta

"
Kalbimin sol tarafından yükselen ateş, gözlerimi yakıyordu. Burnumu sızlatan olay tam olarak burada, benden bir kaç oda uzaklıkta ki bir adamın geçmişindeydi. Kızgınlığı, yüzüne takındığı sert zırhı onun kaçış aracıydı.

Birini sevmek, hayattan kopacak kadar çok sevmek. Bana yabancı gelen bu kelimeler, gece boyunca uykusuz bırakmıştı yorgunluktan düşen bedenimi. Daha fazla uyuyamayacağımı anlayınca salonda ki koltukta oturur vaziyete geçtim ve kafamı koltuğun başlığına yasladım. Gözlerim yanıyordu. Belki uykusuzluktan, belki düşüncelerden. Ama şimdi anlıyordum. Şimdi, Emir'i daha iyi anlıyordum.

"Uyandın mı?" Barış'ın  sesiyle kafamı kaldırdım ve uykulu gözlerle ona baktım. "Görünüşe bakılırsa hiç uyumamışa benziyorsun."

"Yabancı yerde uyuyamıyorum." Bana anlayışlı bir bakış attı ve yanıma oturdu. Sabahın ilk ışıklarında neden yanımdaydı? Merak etmiştim. Bir şeyler söyleyecekmiş gibi ama nasıl söyleyeceğini bilmiyormuş gibi duruyordu. "Sorun ne?" İşini biraz kolaylaştırdım. Kafasını sağa doğru eğip holü yokladı. Söyleyeceği neyse, Emir'in duymasını istemeyeceği bir şeye benziyordu. Dikkat kesildim.

"Bak, Emir büyük ihtimalle seni eski eve götürecek. Seni korumak için. Ama dikkatli olmanı istiyorum." Deyince kaşlarımı çatıp ona baktım;

"Ne için?" İşaret parmağıyla dudağına bir kaç kez vurdu. Beklenti insanın içini kemiren bir fareydi. Yerimde rahatsızca kıpırdandım.

"O ev Emir'in Hayal'le yaşadığı ev. Orası ona iyi gelmeyecek ve olduğundan daha acımasız olacaktır. Sadece ona karşı gelme ve ne derse yap olur mu?" Diye sorunca ne tepki vereceğimi bilemedim. Konu, beni saatin altısında uyaracak kadar ciddi miydi? Kararsızlıkla ona döndüm.

"Beni düşünme. Başımın çaresine bakabilirim." Dedim. Ama içten içe huzursuz olmadım değildi. Çünkü Emir, Hayal'in adını duyduğunda bile kendini kaybedebiliyordu. Yaşadıkları evde neye dönüşürdü, bir fikrim yoktu.

"Cesaretli bir kızsın, bunu sevdim. Sadece lütfen söylediklerimi dikkate al, tamam mı?" Bana burukça gülümsedi. Hikayenin tamamını dinlemek için can atıyordum ama bunun ne yeri ne zamanıydı.

Karanlık bir kez daha çökmüştü içime. Emir'in girdabında kaybolmadan önce yapmak istediklerim vardı. Kesinlikle bu listenin hiçbir yerinde o yoktu. Bende yapmam gerekeni yaptım ve Barış'ın odasına döner dönmez evden yavaşça çıktım. Çıkmadan önce Emir'in odasının kapısını yavaşça açıp içeriye baktım. Buse'ye sıkı sıkı sarılmış uyuduğunu görünce kafama milyonlarca soru işareti türedi. Emir aslında kimdi? Çelik zırhının altında nasıl biri saklanıyordu? Bu meraktan sıyrılmalıydım.

Soğuk havayla ürperdim ve düşünceleri kulağımın arkasına sakladım. Kar tüm gece bütün şehri bembeyaz yapmıştı. Bu sene erken yaşayacaktık bu soğuk mevsimi belli ki. Tesa'yı aradım. Bir kaç kez çaldı ama açmayınca tekrar aradım. Bu sırada ikinci sigaramı içiyordum. Aç karnına içilen sigara bende adeta adrenalin salgılıyordu.

"Ne var?" Uykulu ve huysuz sesine gözlerimi devirdim.

"Benim Eylül. Dövme yaptırmaya gidiyorum. Gelecek misin?" Onunla yapacağıma söz vermiştim. Gelir veya gelmezse kendi bilirdi. Bir kaç dakika sessiz kaldı. Bende o sırada bir taksi durdurdum. "Tesa?" Diye seslendim. Sanırım telefonda uyuya kalmıştı. Sinirle telefonu yüzüne kapattım. Gerçekten fazla umursamaz bir kızdı ve bu artık beni çileden çıkarıyordu. Bazen bana onunla neden arkadaş olduğumu sorgulatıyordu. Cadde de indim ve uzun zamandır önünden geçtiğim dövmecinin kapısının önünde durup içeriye baktım. Kilitliydi. Sıkıntıyla ofladım. Arkamı dönüp kimse var mı diye yoklarken ağaçların ardında birini gördüm gibi oldum. Bu sıralar sürekli böyle şeylerle karşılaşıyordum.

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin