İlk Bakış.. Bölüm 1

7.8K 230 11
                                    

"
Kalemin satırlara döktüğü kelimeler vardır. Şu yüreğimize dokunan gerçekçi kelimeler. Sanki biri uzaklarda hayatımızı izliyormuş da en iyi şekilde kağıda karalıyormuş gibi.

Bir zamanlar bir adam vardı. Güçlü kelimelerin parmakla gösterildiği kadar yüklü, bakışlarıyla herkesi alt edebilecek kadar sert. Varsa yoksa işi, karanlık hayatında elde ettikleriydi.

Sonra ne mi oldu?

Aşık oldu.

Öyle lafla anlatılacak kadar basit değil hemde. Kimilerinin ben olsam asla dedikleri kadar büyük, korkulacak kadar bağlı. Biraz hastalıklı.

Sonra ne mi oldu?

Hayat onu elinden aldı.

Şimdi güçlüyse kaybolacak kadar siyah, sertse göz alacak kadar yeşil. Yada sadece zümrüt yeşil...

Zifiri karanlık yakışır kötü adamlara. Olur da bir gün bir duygu hissederlerse, okunmasın diye gözlerinden. Sevmek en çok onlara yakışır, acı en çok onlara...

Aksam vakti herkesin köşeye çekildiği bir vakitte, zamansız bir zamanda girdi adam içeriye. Pes etmeye niyeti yoktu. Bu sefer ikna edecekti genç adamı. Etmek zorundaydı. Ondan başkasına güvenemezdi.

Genç adam oturduğu masadan kafasını kaldırdı. Gözlerinde yaşanmışlığın verdiği o yakıcı izler vardı, gelen kişiyi görünce sabır çekti ve rahat bir şekilde ayaklarını masanın üzerine uzattı. Bu yüzü artık görmekten sıkılmıştı. İnsanlarla fazla yüz göz olmayı sevmez, kendini onlardan olabildiğince soyutlardı.

"Gönderilecek bir paketin, ulaşması gereken bir notun varsa konuş. Başka sana ayıracak bir zamanım yok." Dedi kesin bir dille. İnsanlara şans vermeyi sevmeyen sert yanı, sabırsız bir kişiliği vardı. Ama söylediklerinin aksine, adamın bu yüzden gelmediğini çok net biliyordu. Kaçıncı gelişiydi bu? On mu?

"Korunması gereken bir kızım var. Biliyorsun."

"Ben bakıcı değilim!" Genç adam bunu dişlerinin arasından söylemişti. Yasal olmayan her işe bulaşmış, bir sürü gizli paketleri sahiplerine kusursuz bir şekilde ulaştırmıştı. Ama bir kıza korumalık yapmak planlarının arasında yoktu.

"Bak, istediğin her çeke şuan imza atabilirim. Sorun para mı?" Adamın sorusuna karşılık alay ederce gülümsedi önce. Bir şeyleri yoluna koymaya çalışırca derin bir nefes aldı, zaman geçirmeksizin öfkesini kontrol altına almak isterce ayağa kalktı. Güçlü gövdesi altında uzun zamandır atmaya çalışan bir kalp vardı. Ne kadar gizlemeye çalışsa da, oradaydı. Göğsünün hemen altında, biri için yaşıyordu. Buna yaşamak denirse.

"Neden bana güveniyorsun?" Diye tehlikeli bir soru yöneltti. Çünkü adam, kızından bahsediyordu. Hangi baba kızını tanımadığı birine emanet edebilirdi? Saçmalık.

"Çünkü kuralların var. Asla çiğnemediğin kesin kuralların. En önemli olanı ise; işinle duygusal bağ kurma. Doğru mu?."

Şimdi doğru yere parmak basmıştı adam, dersine çalışmıştı belli ki. Evet, net kuralları vardı. Adamın gözünden kaçırdığı, yada işine gelenleri söylediği kuralları.

1. İşi sorma.
2. İşinle duygusal bağ kurma.
3. iş yapacağın insanlarla birebir görüşme.
4. Pazar günleri çalışma.

"İyi çalışmışsın ama bazı kurallarımı şuan çiğnediğinin farkındasındır umarım. Bu işte yokum." Dedi ve arkasını dönüp gidecekken adam son kozunu oynadı;

"Kızım hasta ve bununla yaşamayı reddediyor. Eğer ona uygun bir kalp bulunmazsa onu kaybedeceğim. Kaybetmek ne demektir senden başkası bilemez."

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin