Acı Sarmalı.. Bölüm 8

2.4K 117 17
                                    

Playlist; Adele - Set fire To The Rain lryrics
Medyada; Eylül Karayel

"

Satır arası boşluklar gibiydim çoğu zaman hayatta. Kimsenin dikkat bile etmediği, bir sorun çıkarmadıkça adından bile söz edilmeyen, bir boşluk. Kelimeler çarpar geçerdi ruhsuz bedenime. Her biri bir iz bırakır, izlerin her biri bir anıya gebe kalırdı.

Hiç birine muhtaç olmadım şu sayılı hayatımda. Hep yalnızdım. Kalbim misafirdi göğüs kafesimde. Hep gidecek gibi dururdu. Bende kapıyı hep aralık bırakırdım bu yüzden. Beklemek anlamsızdı, beklemek acı.

Sabaha karşı kuruyan boğazlarımın acısıyla uyandım. Bir kaç kez yutkundum ama yetinemedim. Yabancı yatakta doğrulup gözlerime yabancı gelen odada gezdirdim bir süre gözlerimi. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalktım ve parmak uçlarımda kapıyı açtım. Emir'in uyanmasını istemiyordum. Bu geceden sonra uzak dursam iyi ederdim. Huysuzun içinde ki canavarı çıkarmıştım sonunda. Mutfağa gitmek için salondan geçmem gerekiyordu ve bunu sessizce yapmam lazımdı. Parmak uçlarımda yolu yarılarken Emir'in sesiyle olduğum yerde kaldım.

"Gitme." Acıyla çıkan ses tonuna karşılık taş kesildim. Yavaşça ona doğru baktım ve hala uyuduğunu görünce nefesimi dışarıya bıraktım. Sanırım sayıklıyordu. Yanına gidip ne dediğini anlamak için eğildim. "Hayır." Diye bağırdı ve beni yerimde korkuyla sıçrattı. Baş parmağımla damağımı kaldırdım. Alnında biriken terleri görebiliyordum. Üzeri açılmıştı ve kaşları çatıktı. Nefesimi tutmuştum o sıra. Bu adamın boyundan büyük acısı beni afallatıyordu. Ona acımıyordum. Daha çok imreniyordum. Böyle aşık olmak nasıl bir duyguydu? Ben hiç tadamayacaktım. Daha fazla yanında durmamak için geri çekildim. Yere düşen battaniyesini kaldırıp üzerine örtecekken sertçe koluma yapıştı.

"Ne yapıyorsun sen?" Rüyanın etkisinden çıkamadığı ses tonundan belliydi. Ne olduğunu anlamak isterce bakıyordu yüzüme ve kolumu biraz daha sıkarsa koparacaktı. Kalbim tekledi.

"Emir, kolum." Diye inledim ve kolumu kurtarmaya çalıştım. Ne yaptığını yeni farketmiş gibi koluma bakıp elini çekti. "Üzerini örtüyordum."

"Ne duydun?" Diye sordu tehdit eder bir ses tonuyla. Yutkundum. Sürekli sayıklıyor muydu? Bundan haberi var gibi soruyordu çünkü. Gözlerimi kaçırmamak için bakışlarımı ona diktim.

"Hiçbir şey. Sadece üzerini örtüyordum." Dedim. Bir şey duymamış gibi yaparsam her şey benim için daha iyi olacaktı. Emir'in gözleri şuan siyaha bulanmıştı ve ben ona karışmak istemiyordum. Elleriyle terden sırılsıklam olmuş saçlarını karıştırdı.

"Niye ayaktasın?" Sıkıntıyla nefes aldı. Ne gördüğünü çok merak ediyordum. Onu böyle yıkan her neyse, acı çekmesine sebep olanda oydu.

Nasıl bir adamsın Emir? Nasıl aşık ve nasılda acıya tutsak? Aşkın nasıl da acıya karışmış böyle? Nasıl bir adamsın? Tanrım, nasıl bir adamsın...

"Su içeceğim." Dedim ve hızlı adımlarla mutfağa yöneldim. Bir bardak su içip biraz önce yaşananları unutmak istedim. Lakin aklımı kaybetmek üzereydim. Arkamdan mutfağa geçip mutfak masasının sandalyesine oturdu. Gözü üzerimdeydi ve bu çok rahatsız hissettiriyordu. "Bu evde olmamdan rahatsız olduğunu biliyorum. Ama hiçbir anına saygısızlık etmeyeceğim." Dedim kendimden emin bir şekilde. Onun hakkında ne kadar az şey bilirsem o kadar iyiydi. Ona ne kadar az alışırsam o kadar iyi olacaktım. Ben insanlara alışmazdım. Bu yüzden bir kedim vardı benim. İnsanlardan daha çok güvenirdim onlara. Onlar bırakıp gitmezdi. Bizim aksimize.

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin