Kayboluş.. Bölüm 13

1.9K 107 5
                                    

"

Yakıcı sıvı boğazlarımdan aşağıya inmeye başladığın da, müziğin boğucu sesine neredeyse alışmak üzereydim. Eğer vücudum da herhangi bir delik yok ve bu sıvı oradan akmıyorsa, sarhoş olmam kolay olmayacağa benziyordu. Loş ışık bana kalbimin kırık kapı aralıklarından sızan kirletilmiş umudu hatırlatıyordu. Tamamen kapatmaya kalksam o kir elime bulaşırdı.

"O kaybetti." Ceyda'nın beşinci kez tekrarladığı cümleye neredeyse gözlerimi devirecektim ama kendimi suçlu hissetmem buna engel oldu. Sonuçta Tesa benim arkadaşımdı ve onu bulaştıran -dolaylı yoldan ve isteğim dışında da olsa- bendim. Ceyda çoktan sarhoş olmuştu ve kelimeler yayılmaktan artık anlaşılmaz bir hale gelmeye başlamıştı. "Ben onu zaten unutmuştum."

Ruhsuzca güldüm. "Oda unutmuşa benziyor." Ceyda'nın yüzü gözle görülür bir şekilde bozulsa da, bu şuh kahkahasına engel olmadı. Bardağın dibini sıyırırken hala bende tık yoktu ve bu beni sinirlendiriyordu. İç sesimin aşağılan sesini duyabiliyordum.

Nasıl da annenin kızısın...

Ceyda parmağını burnumun hemen ucuna uzatıp; "O kaltak benim yerime geçemez. Sadece tek gecelikti, göreceksin." Bunu biliyordum. Tesa sevgili olaylarını saçma bulurdu ve erkeklerle eğleneceksin ama asla evlenmeyeceksin derdi. Evlenmek istiyorsan da, eğlendiğin bir adamdan hamile kalmaya bakacaksın. Güldüm. Tesa'nın zekası beni aşıyordu ve bu benim asla yapmayacağım bir şey olduğu için ona belli belirsiz kafamı sallamıştım. Geçmiş belli kareler içinde gözümün önünden geçiyordu.

"Galiba kusacağım!" Ceyda'nın yüzü beyazdan yeşile dönerken onu tuttuğum gibi kaldırdım ve olası herbir kazadan kurtulmak için onu tuvalete güçlükle taşıdım. İnsanlar bana değiyor sanki herbiri bedenim de bir iz bırakıyormuşçasına kaçıyordum. Ceyda kafasını klozete soktuğun da kollarımı göğsüm de birleştirip biraz önde tanımadığım bir adamdan aldığım sigarayı dudaklarıma götürüp, aynı adamdan yürüttüğüm çakmakla ateşledim.

Beyaz duman içime çektikçe kalbimden fırsat bulamadığım için aklıma gelmeyen diğer organlarım harekete geçmeye başladı. Bu iyiydi. Yaşadığımı hissediyordum, tabi buna yaşamak denirse.

Ceyda sallana sallana tuvaletten çıktığın da suratında iğrenir bir ifade gördüm. İnsanın kendinden iğrenmesini iyi bilirdim. Özellikle sevmediği ama hayatın da tutmak zorunda kaldığı o insana benzemeye başlarsa. "Sanırım midemi de kustum." Lavabonun önüne gelip yüzüne bir kaç kez su çarptı ve akan makyajını yüzüne iyice yaydı. "Nasıl görünüyorum?"

"Bok gibi." Sigarayı iki parmağımın arasına sıkıştırıp ona döndüm. "Seviyorsan git öpüş bence." Bana suratını buruşturduğun da ona omuzlarımı kaldırdım. Tamam yersiz olmuştu ama kafam şuan düşünmeyeceğim kadar duman ve alkol doluydu. Ben şu annenlerin kötü arkadaş diye tanımladıklarındandım.

"Biraz oturalım. Dansım geldi." Ona gözlerimi devirip tuvaletten çıktım ve masamızı kaptıklarını görünce gözlerimle başka bir masa aradım. Tam kenarda bir masa gözüme çarptı ve oraya yanaşacakken, o dövmeli çocuğu yine görünce arkamı döndüm ama çoktan beni farketmişti bile.

"Hey dövmeli sarışın?" Her zaman görünmez pelerinimin arkasın da saklanırken hayat benim için daha kolaydı. Şimdi sanırım pelerinim delinmişti ve insanlar artık beni görebiliyordu. Ben onu duymazdan gelip gidecekken Ceyda'yı çoktan masaya kurulmuş kendine gelmeye çalışır bir halde görünce, bu gece daha işimi ne kadar zora sokacak diye düşünmeye başladım.

"Beni görmezden gel." Uyarımı yapıp masaya oturdum ama yüzünde ki serseri gülüşü çoktan görmüştüm.

Alaycı sesine baygın bir bakış attım. "Mümkün değil." Bana bir dal sigara uzattığın da bir şey söylemeden aldım ve yakmasına da izin verdim. Yeşil çakmağı elinde sağa sola sallarken birden odağım sert bir çizgiyle ortadan ikiye ayrıldı.

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin