Medcezir.. Bölüm 5

2.5K 128 22
                                    

Playlist; Adele - Skyfall
"

Kanın görüntüsü zihnimi bulandırıyordu. Kırılan cam kırıkları uzun uzadıya ellerime kesikler açmış, oradan kollarıma akıyordu. Parmak uçlarımı tüm gücümle Emir'in etine batırmıştım. Camın patlama anıyla yere düşme anımız aynı hızda gerçekleştiği için kırıkların üzerine düşmüştüm. İçine düştüğüm şokun etkisi yüzünden canım acıyor muydu, emin değildim. Ama korku göğüs kafesime kurulmuştu.

"Eylül, iyi misin?" Diye sordu Emir telaşla. Adımın ağzına ne kadar yakıştığını düşünecek kadar mı şuurumu kaybetmiştim? "Eylül?"

"Bilmiyorum." Diye sızlandım. Aklım yerine gelmeye başladıkça olanları zihnim kabul etmiyordu. Dün bir katilin cinayetine görgü tanığı olmuştum ve bugün de evime silahlı saldırı yapılmıştı. Hedef bendim. Yanan boğazımı dizginlemek için bir kaç kez yutkundum.

"Sakın kafanı kaldırma." Diye beni uyardı. Ses tonu telaşlıydı. Oda neler olduğuyla ilgili bir konuya sahip değilmiş gibi gözüküyordu. "Şimdi bana nerende acı duyduğunu söyle." Vücudumu bir süre dinleyip acının yerini hesaplamaya çalıştım. Ama belli bir acı hissetmedim. Ellerimden başka.

"Ellerim." Dedim titreyerek. "Cam kırıkları battı." Şuan o ellerimle Emir'e tutunuyordum. Hemen arkamdaydı ve nefesi kulağımı yakıyordu. Benden akan kanlar onun da kollarına bulaşmıştı. Bir kaç saniye sadece durumu kabullenmeye çalışan soluğunu duydum.

"Tamam burada kal. Ben etrafı yoklayacağım." Dediğin de tereddütle başımı salladım. Yalnız kalmak istemiyordum. Onu bırakmak istemiyordum. "Yerinden kalkma." Onu dinlemeyeceğimi düşünmüş olacak ki beni ikinci kez uyardı. Pek fazla güven veren biri olmayabilirdim ama şuan zaten kalkacak gücü kendimde bulamıyordum.

"Tamam." Dedim sonra. Emir yavaşça sürünerek yanımdan kalktı ve duvar dibine çöktü. Bana kısa bir bakış atıp camdan dışarıya bakışlarını kilitledi. Ellerim sızlıyordu. Cam kırıklarını etimin içinde seçebiliyordum. Her biri dışarıdan vuran sokak lambasıyla parlıyordu.

Kan, midemi bulandırıyordu. Ne kadar az olması veya ne kadar çok olması sorun değildi. Oldum olası kandan nefret ederdim. Bana bazı gerçekleri hatırlatıyordu. Bu gece tutunduğum gerçekleri ise kaybetmiştim. Babam beni kaosun ortasında bırakmıştı. Tutunduğum dallar tek tek çatırdamaya başladı. Biri hastalıklı kalbime nişan almıştı ve Emir olmasa ne olacağıyla ilgi düşünmek bile istemiyordum.

Emir kısa süre de bütün evi kontrol etti ve hızlı adımlarla yanıma ulaşıp beni omuzlarımdan tutup yerden kaldırdı. Bu hareketini başka cam kırkları batmasın diye yaptığını varsaydım.

"Ellerini havada tut. Buradan hemen çıkacağız." Deyince gözlerimle kedimi aradım. Onu bırakamazdım.

"Emir, pinti." Dedim kısık bir sesle. Bana sesimi kesmemi söyleyen bir bakış attı. Ellerim havada, gözlerim salonda bir yerlerde saklanmış olan kedimdeydi. Ama onu bırakma düşüncesi içime sinmiyordu. Dış kapıya ulaştığımız da Emir bana dikkatle baktı;

"Hemen çıkmamız lazım. Arabama kadar koş ve bir kırmızı ışık daha görürsen hemen yere yat." Deyince panikle ona baktım. Tehlike devam mi ediyordu? "Arkanda olacağım. Korkma. Sadece koş. Arabaya binince yere eğil." Ona istemeye istemeye başımı salladım ve ellerimi düşünmemeye çalışarak arabanın uzaklığına baktım. Hemen bahçede girişte duruyordu. Sadece koşacaktım. Emir'e kısa bir bakış atıp onay aldım ve koşmaya başladım. Sanki ben koştukça araba uzaklaşıyor gibi hissettim. Kulaklarım çınlıyordu. Sert rüzgar ağaçların dallarına çarptıkça uğuldayan sesler korkmama sebep oluyordu. Tek nefeste arabaya yetiştim ve olabildiğince aşağıya eğilerek Emir'i beklemeye başladım. Neler olduğuyla ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Bildiğim tek şey başım belada görünüyordu.

Yaramızda Kalsın ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin