Özel Bölüm -Part 3-

3.3K 175 11
                                    



*SMUT içerir.

-----Flashback----- 

O gün havanın gerçekten çok güzel olduğunu fark edip dışarıya çıkmaya karar vermişti Kyungsoo, gideceği yer olarak da Seul’un dışındaki yazlık evini seçti. Eşyalarını toplayıp Sehun’un kaldığı otele yol aldı, oradan da yazlık eve gittiler. 

Kyungsoo’ya büyükannesinden kalan bu ev oldukça büyük ve lükstü, denize sıfırdı. 4 tane büyük odası, plazma televizyonu, harika bir çardağı ve meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçesi vardı. Kyungsoo için bu ev küçük bir cennetti.

Sehun merakla evi dolaşırken, o da deniz kıyısında olan biteni görmek için dışarı çıktı. İnce kumlar beyaz ayaklarını gıdıklarken şaşkınca gülümsedi. 

Daha sonra bahçeye döndü ve ayaklarını kumdan arındırmak için hortumdan akan soğuk suyla yıkadı. Denizden gelen hafif meltem cildini okşuyordu, Kyungsoo tuzlu su kokusunu duyarken tekrardan huzurlu bir şekilde gülümsedi. 

Bir şeftali ağacının gölgelediği şezlonga oturdu. Kokuyu derin bir şekilde genzine çekmeye devam ediyordu. 

Huzurlu ve mutluydu. 

Ta ki, kulağına Sehun’un çıldırtıcı bağırışı gelene kadar.

‘’YAH KYUNGSOOO!’’ 

Sehun’un kalın sesi tüm evde ve bahçede yankılandı, Kyungsoo ortamın bütün büyüleyiciliğinin kaybolduğunu hissediyordu. 

‘’L-lanet olasıca…’’diye mırıldandı sinir bozucu ifadesi yüzüne yerleşirken. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı.

Sehun yavaş hareketlerle şezlongun önüne doğru yürüdü ve ona baktı. Tam Kyungsoo’nun yüzüne gelen güneşin önünde durmuştu.

‘’Kyungsoo, ben gerçekten çok sıkıldım.’’ Sarışın olan bıkkınlık dolu sesiyle söyledi. Eğilip kahverengi saçlının ayaklarını şezlongdan itti ve oraya oturdu. 

‘’Böyle bir ortamda nasıl sıkılabiliyorsun, gerçekten anlamıyorum Sehun.’’ Kyungsoo gözlerini kısıp homurdandı ve güneş gözlüklerini çıkardı. 

Sehun gözlerini kocaman açtı ve, ‘’Evin her yerinde büyükannenin fotoğrafları var, beni izliyormuş gibi geliyor,’’dedi. Dudaklarını bükmüştü. 

Kyungsoo şaşkınlıkla ona bakmaya devam etti ve sevgilisinin tam bir manyak olduğunu düşündü. ‘’Saçmalamasana.’’

‘’Ama ben ciddiyim, biz o büyük odada sevişirken o çerçeveden bizi izleyecek! Bu durum da nasıl sekse odaklanabiliriz ki?!’’ 

Kahverengi saçlı kafasını eğdi ve gözlerini kapadı. ‘’Sehun, tatlım, aptal aptal konuşma lütfen.’’

‘’Burası sıkıcı,’’dedi Sehun kısa olana eğilerek, ‘’Yazı bu sıkıcı evde geçirerek öldürmek istemiyorum.’’

Kyungsoo homurdandı, ‘’Yah, sıkıcı dediğin evin 400 hz’lik 200 ekran plazma televizyonu var. O laflarını yediririm sana.’’ 

‘’…’’ Sehun öfkeli bir şekilde ona baktı, ‘’Televizyonla mı geçireceksin yazını?’’

‘’Sehun, tatlım, benden ne istiyorsun?’’ Kyungsoo büyük bir bıkkınlıkla cevap verdi, sevgilisinin sorununu çözmek ve güneşle olan randevusuna geri dönmek istiyordu.

‘’Farklı bir yere gitmek istiyorum bebeğim, şehir dışına çıkmak, hiç gitmediğim yerlere gitmek istiyorum.’’ Sehun elleriyle hayalini havaya çizdi. Yüzü mutluluk doluydu, gözleri bir elmas gibi parıldıyordu.

‘’Boşu boşuna para harcamak istiyorsun yani?’’ Kyungsoo büyük bir ciddiyetle sordu. 

‘’Para denen şeyi sorun etmene gerek yok Kyungsoo, o şeyden ben de bol miktarda var.’’ Sehun’un yüzünde pis bir gülümseme belirdi.

‘’Sehun…’’diye mırıldandı Kyungsoo, bundan hoşlanmamıştı.

‘’Şehir dışına gitmek istiyorum Kyungsoo.’’ 

‘’…’’

‘’Lütfen? Biraz bu şehirden uzaklaşmak, başka yerleri tanımak istiyorum.’’ 

Kyungsoo gözlerini yavaşça kapadıktan sonra derin bir nefes aldı ve tekrardan açtı. ‘’Nereye gitmeyi planlıyorsun peki?’’

Sehun kocaman gülümsedi ve hevesle konuşmaya başladı, ‘’Jeju adasına gidebiliriz, oranın müthiş bir yer olduğunu duymuştum.’’

‘’Jeju…’’diye mırıldandı Kyungsoo parmağını dudağına koyarak, ‘’Buna gerek yok.’’

Sehun’un parlak gülümsemesi sönüvermişti birden. ‘’Değişik yerler görmek istiyorum.’’ Acıklı ifadesi ver sesiyle birlikte mırıldandı. Büyük gözlü çocuk ise acıyarak ona bakıyordu.

-----Flashback----- 

‘’Ah-ah-ah! Sehun~!’’ Kyungsoo’nun yüksek sesli inlemesi, birbirine çarpan iki vücuttan çıkan sese karıştı. ‘’Oraya bastır, bir kez daha! Daha sert!’’

Sehun alnından süzülen teri umursamadan kendini sevgilisinin sıkı deliğine itmeye devam etti, zevkten bayılacak duruma gelmişti. Kyungsoo’nun dediğine uyup tatlı noktasına birkaç kez daha vurdu, çocuğun inlemesi daha fazla yükseldi.

‘’Sehun!’’ Kyungsoo bir otel odasında olmayı tınlamayarak bağırmaya devam etti. Başkalarının onun aşk inlemelerini duyacak olması umrunda değildi. Hayatında yaptığı en güzel şeyin Sehun’un Jeju macerası teklifini kabul etmek olduğunu düşündü ve gülümsedi.

Ve birden karnı hareketlenmişti.

‘’Ah, Sehun!’’ Büyük gözlü çocuk sevgilisinin adını inleyerek kendi eline boşaldı. Zevk sonunda bitmişti.

‘’K-Kyungsoo!’’ Sehun da yüksek sesli bir çığlık attı ve vücudunda biriken beyaz sıvıyı Kyungsoo’nun sıkı deliğine bıraktı.

İkisi de nefes alışverişlerini düzene sokmak için birbirlerine sarılırken yatağa yattılar. 
‘’Ah…’’ Kyungsoo hafifçe inledi ve elindeki ve bacaklarının arasından akan yapışkan sıvıyı hissetti. ‘’Bu gerçekten güzeldi,’’dedi Sehun’un dilini parmaklarında hissederken. Bilinçsizce kıkırdadı ve gözlerini kapadı.

*

‘’Lanet olsun…’’ Luhan Kai’nin yüzünü yavaş hareketlerle okşarken öfkeyle homurdandı, ‘’TÜM GECE O SALAKLAR YÜZÜNDEN Mİ UYUYAMADIM YANİ?!!!??!!?!’’ 

‘’Şşş, sakin ol,’’diye mırıldandı Kai, bir yandan da kıkırdadı ve dudaklarını onun yanaklarına bastırdı, ‘’Ne kadar garip bir rastlantı, değil mi?’’ 

‘’Lanet olasıca rastlantı!!!!!’’ Luhan eliyle gözlerini kapadı, ‘’Uykum var ve başım ağrıyor.’’

Kai yaklaşıp dudaklarını onun alnına değdirdikten sonra kollarını ona doladı, ‘’Neyseki mola verdiler.’’

‘’AHHHH, KYUNGSOO!!’’ 

Ancak Kai’nin bu teorisi, Sehun’un odadan gelen inlemesiyle çürümüştü.

Luhan kafasını kaldırıp Kai’ye dikti gözlerini.

‘’Diyo’sun?’’diye mırıldandı hafifçe. 

Kai suratını astı ve yüzünü onun boynuna gömdü. ‘’Teorim öldü.’’ Küçük eli kavradı ve parmaklarını kenetledi.

*

Kyungsoo dolgun dudaklarıyla ağzındaki penisi emerken, Sehun da elini onun başına götürdü. Kahverengi, parlak saçları yavaşça karıştırırken gözlerini sıkmıştı, ağzından küçük bir inleme çıktı.

‘’Aa-aah…’’

Kyungsoo penisi ağzından çıkardı ve kafasını kaldırıp ona baktı. Sehun o muhteşem sıcaklığın ve harika baskı hissinin gittiğini hissedince gözlerini açmıştı.

‘’Güzel yapıyor muyum?’’diye sordu Kyungsoo yumuşak bir sesle ona. Sesi inanılmaz derecede tatlıydı. Sehun gülümsedikten sonra eğildi ve Kyungsoo’nun şeker tadındaki dudaklarını öptü. Yavaşça geri çekildi ve ona sırıtmaya devam etti.

‘’Güzel de ne kelime… Muhteşemsin bebeğim.’’

Kyungsoo güldü. ‘’Devam edeyim o zaman.’’

‘’Et…’’deyip başını dikleştirdi Sehun, ‘’Lanet olsun… Devam et…’’

Kyungsoo kocaman olmuş penisi ağzına sokup çıkarmaya son sürat devam etti.

‘’Oh… Kyungsoo…’’ Sehun’un vücudunu çıldırmışçasına seğirmeye başlamıştı. Birden yere fışkıran şeyi gördü, Kyungsoo boşalmıştı.

İleri geri hareket etmeye devam ederken birden ağzındaki yumuşak sıvıyı ve yabancı tadı hissetti. Sehun vücudunu geri çekip penisini onun ağzından çıkardığında Kyungsoo ağzı açık ve gözleri baygın bir şekilde ona bakıyordu.

‘’Yut onu,’’diye mırıldandı sert bir sesle, adeta emrederek.

Kyungsoo itaat etti ve gözlerini kapatıp ağzındaki sıvıyı midesine yolladı. Yatağın dibine düşünce Sehun eğildi ve onun vücudunun her yerini öptü. Daha sonra kucağına aldı ve kalkıp yatağa yatırdı.

Derin derin nefes almaya devam ederlerken Kyungsoo elini kaldırdı ve onun eline dokundu. Sehun ona yaklaştı ve alnına bir öpücük kondurdu.

‘’Teşekkür ederim,’’diye fısıldadı ona, ‘’İyi hissediyorum.’’

Kyungsoo bilinçsizce gülümsedi, ‘’Ben de çok iyi hissediyorum.’’

Birbirlerine yavaşça sarılırlarken birden kapıdan gelen bir ses duyuldu. Biri kapıyı çalıyordu. Sehun şaşkınlıkla kafasını kaldırdı. Saat daha sabah 9’du. Bu saatte kim gelebilirdi?

Kapıyı açmak için yataktan kalktı ve boxer’ını giydi, Kyungsoo da hızlı bir şekilde aynısını yaptı, ancak hala baygın şekilde yatmaya devam ediyordu. Yorulmuştu. 

Sehun hızlı bir şekilde tişört giydikten sonra kapıya doğru yürüdü. Açmasıyla gözleri Kyungsoo’nun gözlerinden bile kocaman olmuştu. 

Kai ve Luhan?

Öfkeli bir şekilde ona bakıyorlardı. Ve en önemlisi… Burada ne arıyorlardı??!!!??

‘’A-ah…’’ Sehun’un ağzından küçük bir inildeme çıktı.

Kyungsoo kafasını kaldırıp kapıya bakmaya çalışıyordu ancak bir şey göremedi, en sonunda ayağa kalkmaya karar verdi.

Kapının yanına geldiğinde şoka girmişti. İki tanıdık ve öfkeli yüz.

‘’Merhaba,’’dedi Luhan gülümseyerek, ‘’Biz yan odadaki komşunuzuz.’’ Gülümseme çok yapmacıktı.

Sehun yavaşça yutkundu, Kyungsoo’nun bakışları da iyice garipleşmişti.

Luhan tekrardan mırıldandı,

‘’Ve sizden şikayetçiyiz.’’

Going to HellWhere stories live. Discover now