22. bölüm

4.1K 228 42
                                    

 Call out my heart, free my soul.

Pişman?

Luhan acı acı güldü. Kai gerçekten korkmaya başlamıştı, bu gülüş de neydi böyle?

‘’Sen pişman olmazsın Sehun,’’dedi Luhan gerginlik dolu bir sesle, ‘’Pişmanlık bir duygudur. Ancak… Şeytanların duyguları olmaz.’’

Sehun güldü.

‘’Seni geri götürmeye geldim Luhan,’’diye mırıldandı, ‘’Seni küçük, sıcak ve sevimli yurt odamıza geri götürmeye geldim.’’

Luhan onun ne dediğini kavramaya çalışırken, Kai onun kolunu tuttu. Ve yavaş hareketlerle kendine çekti. Göğsü, minik çocuğun sırtına değiyordu. Ona dokunmak iyi hissettirmişti.

‘’Seninle hiçbir yere gelmiyorum Sehun.’’ Luhan’ın gözlerinde kararlı bir ifade vardı.

Sehun bir kahkaha attı. Henüz olgunlaşmamış sesi evlerin duvarlarına çarptıktan sonra Kai ve Luhan’ın kulağında yankılandı.

‘’Bende seni zor kullanarak götürürüm o zaman, benim sevimli bebeğim,’’diye mırıldandı Sehun.

Kai’nin kıskançlık duygusu adeta tavan yapmıştı. Bu kim oluyordu da onun sevgilisine bebeğim diyordu?! 

Luhan’ın kolunu daha da sıkı tuttu, onu bırakmak istemiyordu. 

‘’Benim ne olduğumu zannediyorsun?’’diye sordu Luhan, Sehun iğrenç gülümsemesiyle onu izlemeye devam etti, ‘’Eskisi gibi pısırık değilim. 
Senin…’’ Gözlerini sarışın çocuğun gözlerine dikti, ‘’… Kölen olmayacağım.’’ 

‘’…’’

‘’Eskisi gibi duygularımı incitemeyeceksin. Canımı yakamayacaksın.’’

‘’…’’

‘’Buraya yalnızca vücudum için geldin. Diğer vücutlar sana aynı güzel tadı vermedi çünkü.’’

‘’…’’ Sehun yüzündeki pis gülümsemeyle sessizliğine devam etti. 

‘’Beni kullandın…’’diye mırıldandı Luhan hıçkırarak, ancak ağlamayacaktı, ‘’Duygularımı umursamadın.’’ 

‘’Bana karşı çok kinlenmişsin,’’dedi Sehun.

Luhan güldü. ‘’Ne bekliyordun ki? Kollarımı açıp seni seviyorum dememi falan mı?’’

Sehun’un yüz ifadesi çok korkunçtu.

‘’Siktir olup git Sehun.’’ Luhan ciddi sesiyle mırıldandı.

Sarışın çocuk bunu beklemiyordu. Bebek yüzlü sürtüğünün korkup onunla birlikte geleceğini düşünmüştü. 

‘’… 3 yıldır bir kez bile aklımdan çıkmadın,’’diye mırıldandı.

Bunu duyan Luhan histerik bir şekilde güldü. Bu gülüşü duyan Kai şaşırmıştı.

‘’ 3 yıldır aklında olsaydım, şimdiye dek gelip beni bulurdun.’’ Luhan gözlerini kıstı. ‘’Yalanlarına karnım tok. Sana asla inanmayacağım.’’

‘’…’’

‘’Beni özlemiş olsaydın, bana sürtük veya fahişe demezdin.’’

‘’…’’

‘’Tek istediğin şeyin, kalçamın arasındaki delik olduğunu çok iyi biliyorum.’’

Sehun gülümsemesine devam etti. Daha sonra arkasını döndü.

‘’Sen benimle gelene kadar bu şehirden asla gitmeyeceğim Luhan. Bunu unutma.’’

***

‘’Kai…’’ Luhan kucağındaki Luhan’ı uyuması için yatağa yatırdı. ‘’Beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim…’’ 

Kai gülümsedi. ‘’Seni asla yalnız bırakmam Luhan.’’ Yorganı minik gövdenin üstüne örterken beyaz alna bir öpücük kondurdu. ‘’Şimdi zihnini boşalt ve uyu, tamam mı?’’

Luhan kafasını kaldırıp çocuğun dudaklarını yumuşakça öptü. ‘’Seni seviyorum Kai.’’ Gülümsedi. 

‘’Bende seni seviyorum.’’ 

***

Ertesi gün Kyungsoo bir masadan karşıki masada oturan Kai ve Luhan’ı izliyordu. 

Luhan gülüyordu… Luhan’ın güldüğünü görmek oldukça garipti. 

Kris elindeki sandviçi yerken Kyungsoo masadan kalktı. 

‘’Nereye gidiyorsun?’’diye sordu Kris kafasını kaldırıp. Kyungsoo gerindi.
‘’Yemek alıp geleceğim, ‘’diye mırıldandı, ‘’Bekle beni.’’

Kyungsoo bir tepsi alıp sıraya girdi ve önündeki uzun çocuğa baktı. Sarı saçlar, giydiği dar gömlek sayesinde öne çıkan kaslı bir göğüs, uzun bir boy. Onun tam tersiydi. 

‘’…’’ Raftan bir tabak dolusu soslu bifteği aldı ve tepsiye yerleştirdi. Bir şişe kola da aldıktan sonra sırada ilerlemeye başladı.

Çocuk bir kase ramen aldı, tepsiye yerleştirdi ve kasaya doğru ilerledi. 
Kyungsoo da onu takip etti. Ancak… Yana konmuş kaygan zemin tabelasını görmemişti. Ayakkabılarının kauçuk tabanı yerle buluşunca kaydı ve elindeki tepsiyle önündeki çocuğun üstüne kapaklandı.

Üstüne düştüğü çocuk Sehun’du. Beyaz gömleği biftek sosuyla kaplanmıştı. 
‘’O-oh… Ben…’’ Kyungsoo ayağa kalkan çocuğun yüzünü görünce şaşırdı. Bu o yeni gelen çocuktu. ‘’… Ayağım kaydı da.’’

Sehun’un yüz ifadesi korkunçtu. Kyungsoo’ya ölümcül bir bakış atıyordu ve Kai ile Luhan da dahil tüm yemekhanenin gözleri ikisine çevrilmişti.

‘’Sen…’’ Sehun gözlerini kocaman açtı, ‘’ Ne yaptığını zannediyorsun?’’ 

Kyungsoo’nun yüzü ifadesizdi. Görülen o ki bu çocuk onun kim olduğunu 
bilmiyordu. ‘’Uzatma, ayağım kaydı işte. Gidip yenisini giyersin, olur biter.’’

‘’Kapa çeneni,’’dedi Sehun. Sesi çok kalındı. Ancak kalın sese bir tutam olgunlaşmamışlık serpilmişti.

Kyungsoo öfkelendi. ‘’Sen benim kim olduğumu biliyor musun da bana karşı böyle konuşabiliyorsun?'’ 

Ve iki çocuğun sesi tüm yemekhanede yankılanmaya başladı.

Going to HellWhere stories live. Discover now