21. bölüm

3.9K 236 38
                                    

 My arrogance is making this head buried in the sand.

Kai duyduğu sözcüğü kavramaya çalıştı.

Sürtük. 

Kai gözlerini kıstı. 

‘’Az önce ne dedin sen?’’

Sehun yavaşça ona daha çok yaklaştı.

‘’Sana sürtüğümden uzak durmanı söyledim.’’ Güldü. Kai onun beyaz dişlerini gördü. Gülümsemesi kesinlikle iğrenç ve mide bulandırıcıydı.

‘’…’’

‘’Sürtük ha?’’

‘’Evet,’’dedi Sehun, ‘’Sürtük.’’

Bunu duyan Kai kendini tutamadı ve yumruğunu Sehun’un ağzına geçirdi. Elinin onun ağzına değmesiyle birlikte etrafta bomba patlamış gibi bir ses çıkmıştı.

Sarışın çocuk yere düştü ve ağzından akan sıcak sıvıyı hissetti. Dudağı patlamıştı.

Kai beynine sıçrayan sinirle ona baktı.

‘’Sürtük sensin gerizekalı!’’diye bağırdı birden. 

‘’…’’ Sehun ağzındaki acıyla baş etme derdindeydi. 

‘’Eğer bir daha ona dokunursan veya ona yaklaşırsan, seni bu dünyadan silerim!’’diye bağırdı Kai.

Civardaki evlerin sesleri duyması umrunda değildi. 

Sehun yavaşça doğruldu. Kai onun ağzından parmaklarına doğru süzülen bordo rengi kanı gördü. Yoğun. 

‘’…’’ Sehun da ona yaklaşıp bir yumruk attı.

Çok güçlüydü. Kai yere düştüğünde onun parmak kemiklerinin yüzüne adeta battığını hissetti. Elini yüzüne götürdüğünde, şarap rengindeki sıcak kanı fark etti. Kyungsoo’nun yaptığı yara, açılmıştı.

‘’Luhan’dan uzak duracaksın,’’dedi Sehun. Yüz ifadesi çok korkunçtu.

Kai hızlı bir şekilde ayağa kalkıp onun ağzına bir yumruk daha geçirdi. 

O sırada huzursuz bir şekilde uyuyan Luhan, uykudan yavaşça sıyrıldı. 

Dışarıdan gelen bağırış sesini duydu. İki ses tonu da çok tanıdık geliyordu.
Yoksa tahmin ettiği şey mi gerçekleşiyordu?! 

‘’Olamaz,’’diye mırıldandı ve yataktan fırladı. Odanın diğer ucuna koşturdu, dışarısını gören kısma. 

‘’Olamaz…’’diye mırıldandı bir kez daha. Perdeyi hızlı bir şekilde çekti ve Sehun’a yumruk atan Kai’yi gördü. Kocaman olan gözleri daha da büyümüştü.

Hızlı bir şekilde ceketini giydi ve evden çıktı.

***

Kai yanağından akan ıslak ve sıcak kanı sildikten sonra Sehun’a bakmaya devam etti.

‘’Ona zarar verdin! Şimdi ne yüzle buraya geliyorsun, ha?!’’ diye bağırdı.

Bu sözler sarışın olanın beynine kanın fışkırmasını sağlamıştı. Kai’yi sevmemişti. Hemde hiç sevmemişti. Çünkü o, Luhan’a dokunuyordu.

Sehun tam Kai’ye yaklaşıp yumruk atacaktı ki araya Luhan geçti. 

‘’Dur!’’diye bağırdı yüksek sesle, ‘’Ona vuramazsın!’’ 

Sehun şaşkınlıkla minik çocuğa baktı. 

‘’Luhan…’’ 

Dikkatli bir şekilde minik olan da göz gezdirdi. 

Gözlerindeki cesareti gördü. 

Luhan eskiden böyle değildi. Korkağın tekiydi. Şimdi ne olmuştu da… Böyle cesaretli olmuştu?

‘’Luhan, çekil önümden!’’diye bağırdı Kai.

‘’Sakın. Ona. Dokunma,’’dedi Luhan Sehun’a bakarak.

‘’Hangi ara bu kadar cesur oldun?’’diye sordu Sehun gülerek, ‘’Fahişe.’’ 

Bunu duyan Kai daha çok sinirlendi. Elini Luhan’ın elinden kurtarıp Sehun’a bir yumruk daha attı. 

‘’O lafları sana yedirmemi istemiyorsan kapa çeneni!’’diye bağırdı.

Sehun acıyan dudağına dokundu. 

Luhan Sehun’a bakmaya devam ediyordu. 

‘’Bunca yıldır yoktun,’’dedi birden, ‘’Neden şimdi çıkıp geldin?’’ Sesi çok ciddiydi.

‘’…’’ Sehun ağzındaki kanı silerken cevap vermedi. 

‘’Cevap versene,’’dedi Luhan.

‘’Seni ilgilendirmez sürtük,’’diye tısladı Sehun.

‘’Kapa o iğrenç çeneni!’’diye bağırdı Kai, ancak Luhan onu kollarından öyle bir tutmuştu ki hareket edemiyordu. 

‘’Neden geldin?’’diye sordu Luhan, Sehun’un hakaretlerine alışıktı. 

‘’…’’ Sehun yalnızca kahverengi gözlerini Luhan’ın gözlerine dikerek baktı. Bir şey yapmadan bakan gözlere. Bakmayı özlediği gözlere. ‘’Bunu yanımızdan gönderirsen söylerim.’’ Kai’yi işaret etti.

Luhan güldü. Sonra kafasını yukarı kaldırıp Kai’nin yüzünü kaldırdı ve birden çocuğun dudaklarını öptü.

Kai Luhan’ın daha önce böyle öptüğünü görmemişti. Normalde öpücükleri çok masum olurdu… Ama bu… Çok ateşliydi. 

Luhan’ın ıslak dilinin dolgun dudakları üstünde gezindiğini hissedince kasıklarındaki karıncalanmayı fark etti. 

Bu manzarayı gören Sehun’un gözleri kocamandı. 

Luhan dudaklarını Kai’nin dudaklarından çekince yumuşak bir ses çıktı. 

‘’Kai’ye ‘bu’ diyemezsin. Onun bir adı var. Kai,’’diye hırladı Luhan. 

Sehun Luhan’daki bu asiliği görünce şaşırmıştı.

‘’Kai. Benim. Sevgilim.’’ 

‘’…’’

‘’Ve ben ona aşığım. Onu her şeyden çok seviyorum.’’ 

Sehun’un korkulu yüz ifadesi paha biçilemezdi.

‘’Senin yaptığının aksine… O beni korudu.’’

‘’…’’ Kai şaşkınlıkla dinliyordu.

‘’Beni savundu. Beni yalnız bırakmadı. Beni dinledi. Bana nazik davrandı. Ve bunların en önemlisi…’’

‘’…’’

‘’O beni sevdi.’’ Luhan güldü.

‘’…’’

‘’Sen bana yalan söyledin. Beni kandırdın Sehun. Ve şimdi … Geri döndün. Amacını söylemedin üstelik.’’ 

‘’…’’ Sehun suskunluğuna devam etti.

‘’Cevap ver. Amacın ne?’’

Kai öpücük sayesinde sakinleşmişti ancak yanağı kanamaya devam ediyordu.

Sehun gülümsedi ve,

‘’Pişmanım,’’diye mırıldandı.

Going to HellWhere stories live. Discover now