7. bölüm

4.6K 276 17
                                    

 I wanna be your friend(?).

Ertesi gün Luhan çok ama çok sessizdi, fazlasıyla sessiz. Normalde de pek ses çıkarmazdı ancak bu sefer hareket etmek bile eziyet gibi geliyordu ona.

Kahverengi gözleri uzaklara dalmıştı. Zorlukla nefes aldığını hissediyordu. Güzel ancak cansız bir hayalet gibiydi. 

‘’İyi misin?’’diye sordu Kai birden. Herkes şuanda yemekhanede olmalıydı ancak Kai Luhan’ı yalnız bırakmamak için yemek yemeye gitmemişti.

Luhan küçük kafasını çevirip ona baktığında Kai onun her zamankinden daha baygın göründüğünü fark etti.

‘’Ben iyiyim Kai,’’diye mırıldandı soğuk bir ses tonuyla, ‘’Sen… Neden yemek yemeye gitmedin?’’ Küçük ve pamuk şeker rengindeki dudaklarını kıpırdatarak sordu. 

‘’Çünkü seni yalnız bırakmak istemedim,’’dedi Kai. Çikolata kahvesi gözleri çok ama çok derin bakıyordu.

Bunu duyan Luhan kafasını yavaşça eğdi, Kai onun yüzünün ağlamaklı olduğunu görebiliyordu.

5 dakikalık bir sessizlik oldu. 

Luhan’ın,

‘’… Neden bana iyi davranıyorsun?’’diye sormasıyla sessizlik sona ermişti. Sarışın çocuk kafasını çevirip Kai’ye baktı. ‘’Şuana dek hiç kimse bana iyi davranmadı.’’ Gözyaşları gözlerinden yanaklarına doğru süzülüyordu.

‘’Yalnızca… Arkadaşın olmak istiyorum,’’dedi Kai. 

Luhan elinin tersiyle göz yaşlarını sildi ve burnunu çekti. 

‘’Senin için ' arkadaş ' ne anlama geliyor?’’diye sordu yumuşak bir ses tonuyla.

Esmer tenli çocuk derin bir nefes aldı ve gözlerini onun gözlerine dikti.

‘’Her şeyini paylaşabileceğin, her konuda güvenebileceğin, sana çok yakın olan biri,’’diye mırıldandı.

‘’Bak işte,’’diye mırıldandı Luhan, kafasını kaldırınca sapsarı bukleleri hareket etmişti, ‘’Şuana dek hayatımda her konu da güvenebileceğim biri olmadı.’’ 

‘’…’’

‘’Herkes bana yalan söyledi. Beni kandırdılar. Beni sevdikler ini ve beni asla yalnız bırakmayacaklarını söylediler. Peki sonuç?’’ Luhan’ın küçücük dudaklarının arasından bir sözcük fırladı. ‘’Yalnızım.’’ 

Kai konuşmak istedi. ‘’Lu-‘’ 

‘’Hiç kimseye bir güvenim kalmadı Kai.’’ 

Luhan’ın sessiz kalma nedenlerinden biri buydu. Güven sorunu. 

‘’Luhan.’’

‘’?’’

‘’Sana söz veriyorum,’’diye mırıldandı Kai, ‘’Seni asla bırakmayacağım. Asla. Her zaman yanında olacağım. Her şeyin üstüne yemin ederim.’’ Luhan boş gözlerle ona baktı.

‘’İnsanların benden uzak durma nedenini de merak ediyorsundur,’’diye mırıldandı, ‘’ Benden resmen iğreniyorlar.’’ Gözlerini kısmıştı. Nefretini kusar gibi görünüyordu.

‘’Nedir?’’diye sordu Kai derin bir nefes alıp vererek.

‘’Kai,’’diye mırıldandı Luhan, sesi çok acıklıydı. Normalde ise buz gibi bir ses tonu vardı, Kai bu ılık ses tonunu ilk defa duymuştu. ‘’Ben gay’im.’’ Luhan tek nefeste söylemişti.

Kai duyduklarına inanamıyordu.

‘’Küçüklüğümden beri… Erkeklerden hoşlanıyorum.’’ 

‘’…’’ Kai sessizdi. Duyduklarını anlamaya çalışıyordu.

‘’Bu yüzden insanlar benden iğrendi.’’

‘’…’’

‘’Bunu sana söylemedim… Çünkü sende benden iğrenecektin.’’ 

‘’…’’ Luhan’ın gözleri sulanmaya başlamıştı.

‘’Benden… İğreniyorsun… Değil mi?’’ 

Kai kafasını salladı ve derin bir nefes aldı.

‘’ Gay olup olmaman umrumda değil Luhan. Ben seni seviyorum.’’ Birden kızardı. ‘’Y-yani… Senin kişiliğini…’’

‘’?!’’ Luhan şaşırmıştı çünkü şuana dek cinsel tercihini söylediği herkes ondan uzaklaşmıştı.

‘’Sana söz veriyorum,’’dedi Kai ona yaklaşarak, ‘’Seni asla yalnız bırakmayacağım. Her zaman arkanda olacağım. Her zaman seni dinleyeceğim. Her zaman seni destekleyeceğim. Bana güven Luhan.’’ Luhan dolu gözleriyle ona baktı, alt dudağı titriyordu. ‘’Tek bir şey istiyorum,’’diye mırıldandı Kai, ‘’O da bana güvenmen.’’ 

‘’…’’ Luhan sessizliğini koruyordu.

Kai ona daha da yaklaştı. ‘’Okula geldiğim ilk günden beri dikkatini çekmek için ne kadar büyük bir çaba gösterdiğimin farkında değilsin.’’ 

‘’?!’’ Şaşkınlıktan konuşamıyordu ama yüz ifadeleri hissettiklerinin göstergesiydi.

‘’L-Luhan?’’ Kai ağlamaklı sesiyle ona baktı.

‘’…’’ Sarışın çocuk cevap vermedi. 

‘’…’’ Kai kafasını çevirip tahtaya baktı. Ne kadar beyazdı. Gözünü alıyordu. ‘’…Peki.

Sessizlik içinde sınıfta otururlarken Kai birden elinin üstündeki eli hissetti. Buz gibi minik bir el. Luhan elini Kai’nin elinin üstüne koymuştu. Beyaz ve bronz. Büyük bir tezatlık oluşturuyordu.

‘’S-sana,’’dedi Luhan, sesi olamayacak derecede sıcaktı. ‘’S-sana güveniyorum Kai. Arkadaşım ol.’’

Going to HellWhere stories live. Discover now