20. bölüm

4.1K 230 31
                                    

 Will I die or go insane right now?

Luhan beyninin kar altına girdiğini ve donduğunu hissetti. Beyni düşünemiyordu. Kulakları duymuyordu. Gözleri görmüyordu. -100 derecede donmuş gibi hissediyordu.

Kai ‘Sehun’ sözcüğünü duyduğu andan itibaren şoka girmişti.

Bu o alçaktı.

Luhan’ın canını yakan pislik.

Luhan’ın psikolojisini bozan pislik.

Onun ağzını yüzünü kırmalı ve tanınmaz hale getirmeliydi.

O çocuk, bebeğinin canını yakmıştı.

‘’Arkaya oturabilirsin Sehun,’’dedi hoca.

Luhan bir şey duymuyordu. Kendinde değildi.

Tek istediği ölmekti.

‘’L-Luhan… İyi misin? Luhan?’’ Kai kısık sesle fısıldadı. Luhan kafasını indirip sıraya yasladı.

Her şey tuzla buz olacaktı. Neler olacağını biliyordu. 

Sehun’u adı gibi iyi biliyordu.

‘’Kai… Ben…’’ Luhan kesik kesik nefes alırken mırıldandı. Bunun bir kabus olması gerekiyordu.

3 yıl geçmişti. Koskoca 3 yıl. Ve onu bulması gereken an şimdi değildi.

‘’Luhan?’’ Kai korkuyla fısıldadı ve elini onun sırtına koydu. ‘’Luhan, iyi misin? Bir şey söyle.’’ 

Luhan elini kaldırıp gözlerini kapadı. 

O sırada hoca Luhan’ı gördü. İyi görünmüyordu.

‘’Luhan?’’diye mırıldandı. Sınıftakilerin bakışları minik çocuğa yönelmişti. ‘’Luhan, iyi görünmüyorsun.’’

‘’Ah… Ben…’’ 

Dünya karanlığa gömülmüştü. Kurtarıcısı olan Kai onu aydınlatmıştı ancak tam 5 dakika önceye kadar, her şey yeniden kararmıştı.

‘’… Midem bulanıyor.’’ Luhan cümlesini zorlukla tamamladı.

Sehun arkadan Luhan ve Kai’yi izliyordu. Küçük sevimli fahişesinin bu kadar şaşırmasını beklemiyordu açıkçası.

Birden kafasını çevirip ona bakan esmer çocuğu gördü. Ve çikolata kahvesi gözlerindeki kini. Bu da kimdi? Ve onun sürtüğüne nasıl dokunuyordu? 

‘’Kai, Luhan’a yardım et. Revire gitsin.’’ 

Tao şaşkın bakışlarla Sehun ve Kai’ye doğru kaydı. Ve Luhan. Aradaki bağlantıyı anlayamamıştı. 

Luhan koridorda yürürken hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

‘’Yeni gelen çocuk,’’diye mırıldandı Kai elini onun beline koyup destek ederken, ‘’O pislik… Sehun değil mi?’’

Luhan çatlayan kalbinin paramparça olduğunu hissetti.

‘’…E-evet…’’

Sehun cehenneminden çıkmış ve Luhan’ı asıl olduğu yere geri götürmek için gelmişti.

***

Hemşire kadın Luhan’ın alnına soğuk kompresi bastırırken havaya bakmasını söyledi.

Luhan revire geldikleri an kusmuştu. Baskı altına alındığını hissetmek midesini daha da bulandırmıştı.

‘’Derin nefes al,’’dedi Kai Luhan’ı teselli etmek istercesine. ‘’Acıyor mu?’’

‘’Hayır,’’dedi Luhan. Kai onun güzel gözlerindeki duyguyu gördü.

Korku. Bu büyük bir korkuydu.

Sehun’un ona yapacaklarını düşündükçe midesi daha da bulanıyordu. 

‘’Beni… Öldürecek. Beni öldürmeye geldi Kai. Bana işkence yapacak ve beni öldürecek.’’ Luhan gözyaşları akarken mırıldandı. 

Kai yavaşça yatağa oturdu ve elini onun kollarında gezdirdi.

‘’Buna. Asla. İzin. Vermem.’’ 

‘’…’’ Luhan hıçkırdı. 

‘’Seni ona vereceğimi mi sanıyorsun? Seni bırakacağımı mı zannediyorsun? Seni ona asla vermem Luhan. Sen yalnızca benimsin. Sen sadece bana aitsin.’’

‘’…’’ 

‘’Seni seviyorum Luhan. Ve o piçin seni öldürmesine yada sana işkence çektirmesine asla izin vermeyeceğim. Seni her zaman koruyacağım.’’

‘’…’’ Şeffaf bir damla, bir geyiğin gözüne benzeyen güzel gözden aktı. 
‘’Gerekirse seni korumak için onu öldürürüm.’’ 

‘’Saçmalama,’’dedi Luhan ciddi bir sesle.

‘’Ama ben ciddiyim,’’dedi Kai. Ona yavaşça yaklaştı. İki güzel yüz arasında sadece 1 santim vardı. 

Luhan soğuk ellerini kaldırıp onun yüzüne yavaşça dokundu. Sıcak yüz, buz gibi olan parmakları anında ısıtmıştı. Kai dolgun ve ılık dudaklarıyla Luhan’ın parmak uçlarını öptü.

‘’Sana sahip olabilmek için az mücadele vermedim ben,’’diye fısıldadı, ‘’Seni bırakamam Luhan.’’

‘’…’’

‘’Eğer bırakırsam… Hayatım yerle bir olur.’’ 

‘’…’’ Luhan’ın gözleri tekrardan doldu.

‘’Seni seviyorum Luhan. Gerekirse seni alıp buradan giderim.’’

‘’… Sa-salak salak konuşma…’’

‘’Ben bunları büyük bir ciddilikle söylüyorum.’’ Luhan onun yanağını okşadı.

‘’Pekala, sana güveniyorum ve başından beri de güvendim. Bende seni seviyorum Kai.’’ Kai dudaklarını onun boynuna sürterken Luhan huzursuzca kıpırdandı. ‘’Bunu burada yapmamalısın, biri görecek.’’ 

‘’Sorun değil.’’ Kai gülümsedi.

***

Kai midesi bulanan Luhan’ı eve götürdükten sonra o uyuyana dek başında bekledi. Çocuk uyuduktan sonra evden sessizce çıktı.

Evin yolunda yürürken bir yandan düşünüyordu. Sehun… Ne yapacaktı acaba? Bunca yıldan sonra geri dönmesi çok garipti. 

O sırada yolun ortasında bir karaltı gördü. Bu karaltı uzun boylu bir erkeğe aitti. Ona doğru gelen, sarı saçları olan bir erkek.

‘’…’’ Kai dikkatli bakınca onun Sehun olduğunu fark etti.

‘’Sehun…’’diye geçirdi zihninden.

Sehun uzun adımlarla Kai’nin yanına doğru yürüdü. Kai bir şey yapmadan onun diyeceklerini bekledi.

‘’Merhaba,’’dedi Sehun, çok kalın bir sesi vardı. Ergenmiş de, yerine oturmamış gibi. (hasdfkjdkjgsfh)

‘’… Merhaba?’’dedi Kai soru sorar gibi. Sehun kısık gözleriyle onu baştan sona inceledi.

‘’Hm.’’ Kai ne diyeceğini merak etti.

‘’Luhan’ın neyi olduğunu merak ediyorum?’’diye sordu Sehun. 

Kai gözlerini kıstı.

‘’Benim Luhan’ın neyi olduğumu mu merak ediyorsun?’’ 

Sehun ciddiydi.

‘’Evet,’’dedi. 

‘’Hım,’’diye mırıldandı Kai, parmaklarını çenesine bastırdı, daha sonra geri çekti. ‘’ Ben Luhan’ın sevgilisiyim.’’ 

Cevapla beraber Sehun’un gözleri kocaman oldu ancak daha sonra kısıldı.

‘’Güzel,’’diye mırıldandı, ‘’Adın neydi?’’

‘’Kai.’’

‘’Hım… Kai.’’

‘’?’’ Kai çocuğun ne diyeceğini bekledi. Sehun,

‘’Sürtüğümden uzak dur Kai,''diye hırladı.

Going to HellWhere stories live. Discover now